40 yıldır oy kullanmadığını açıklayan ve "Ben bir rakamım, adım soyadım" yok diyen gazeteci Deniz Zeyrek'in "Hizbullahçıların cirit atmasına göz mü yumacaksınız?" söylemine yanıt verdi.
Öncelikle "yurdunuzu seviyorsanız" zırvasından vazgeçip çıtayı bir kademe yükselttiğiniz için teşekkür ederim.
Küskün olduğumuz doğru, fakat biz sandıklara sahip çıkılmadığı için küskün değiliz. Bakın hala 8 milyon adına kendisinin karar verebileceğini, sebep sonuçlarını kendisinin belirleyebileceğini sanan kıt akıllı İlber Ortaylılıları okuyoruz. Profesör modelimiz bu. Bilime, sebep sonuç zincirine sırtını çevirmiş sözde profesörleri. "Birisi CHP'ye oy vermiyorsa yurdunu sevmiyordur" adamın zeka seviyesi bu kadar. Ülkeyi Hizbullah'a teslim eden anlayış tam olarak bu anlayıştır. Neden gitmediğini açıklayan tek kişi ben değilim. Ülkeyi Hizbullah'a teslim etmek istemeyenler bunlarla ilgilenebilir;
Sandığa gitmeyenlerin yaşını, bölgesini, sebebini merak edenler için istatistiklerde görünen 1 rakamının sebebini sizler için anlattım.
Ne zaman sandığa gidip oy vermeye niyetlensem ısrarla ve kuvvetle bir olay yaşıyorum. Beni hemen bir şeyle suçlamadan lütfen tamamlayın. Hakkımda herhangi bir yargılama yapmadan hapis kararı veren hakim ve savcıya (İstinaf olayı farketti o ayrı) gelmeden önce öncelikle sözüm CHP'nin başında olduğu İSKİ yönetimine; evime kentsel dönüşümden yıkım kararı gelmişti ve doğal olarak aboneliklerimi sonlandırmak istedim. E- devlet üzerinden 6 kez bulunduğum abonelik sonlandırma girişimim reddedildi. Merkezi aradığımda gerekçe ilginçti: 'Abone kendi isteğiyle vazgeçti.' Yani kamu görevlisi tarafından işlenen direkt 'evrakta sahtecilik suçu' İSKİ inşaat halinde olan bir yere ulaşamadığında sizi şizofren ilan ediyormuş bunu öğrenmiş oldum. 6 kere istekte bulunup vazgeçmişim.
60 yaşında bir kadın, 15 yıldır kullandığı aboneliği başkasına ait, aboneliği kapatılıyor, fakat bilmiyor. İSKİ personeli gelip kaçak işlemi yapıyor. Kadın 2 dizinden ameliyatlı e-devlet üzerinden yeni abonelik başvurusu yapıyor. 'Şubeye gelin' deniliyor, 'Yürüyemiyorum' diyor. 'Prosedür bu' karşılığını alıyor. Üzerine bir de ceza yazılıyor. Şimdi de bu kadına 'Sandığa gidin' diyorsunuz. Bu kadar uzaylı, bu kadar gerçeklerden kopuk bir istek, söylem olabilir mi?
Merkezine insanı, insan hakkını koymayan prosedürlerinizin sandıkta size geri dönüşü var. Bu kadın 60 yıllık CHP'li. Bir kere kazdığınız inşaat çukuruna düşmüş. Bir kere sakat haliyle Sadrazam'ın ayağına çağrılmış. Yani 60 yıllık çizgisinden vazgeçsin diye ne gerekiyorsa yapmışsınız.
Gelelim AKP'ye. Ev basan suç örgütünü haberleştirdiğim için suç örgütünün hazırladığı sahte bir çıktıyla hakkımda herhangi bir yargılama yapılmadan hapis kararı verildi, İstinaf tuhaflıkları farkedip bozdu o ayrı.
Birine tebligat bile yollamadan, internet kafelerde 10 yaşında çocukların açtığı sahte facebook hesaplarının ya da çıkardıkları fotokopilerin hukukta yeri varsa şimdiden 80 milyonu hapse alırsanız kolay olur. Savcı, çete üyelerine hakaret iddiasıyla yargılandığım davada 'eşe hakaretten' hapis istiyor. Çete üyesi de erkek. LGBTİ tipi evlilik yapmışım ondan da haberim yok. Savcı yargılama yapmadan ceza vermeye ikna olmuş ama hangi suçu üzerime atacağına tam karar verememiş. Kararda da 'Davaya katılmadı' deniliyor. Katılmam için önce bir soruşturma olması gerekir. İddianemeyi okuyorum ne tarih uyuyor, ne mekan, ne kurgu. Lehime tek kelime yok. Neye katılayım? Soruşturma yapılmadığı için kovuşturmasını kestirmek zor olmadı benim için. Hukuka göre bir şeyler yaparsanız elbette katılırım.
'Şimdi sandığa git diyorum' kendi kendime, saat 09:00 uyanıyorum, araç geçiyor; 'Yuh yuh soyanlara'. İyi de arkadaş bu saatte olmaz ki bu iş. Yuh yuh sabahın köründe bağıranlara. Bir de o asılan milyonluk pankartlarınız beni direkt olaydan soğutuyor. O paralarla kedi maması alsanız sandığı belki düşünebilirim.
Kimseye sandığa gitmeyin demiyorum, aksine kesinlikle gidin.
Sandığa gitmeyi ben de çok istiyorum ama bunca manzaradan trajikomik kısa film çıkıyor ama bir aday çıkmıyor. Kimseden İSKİ şubesindeki mağduriyetimi, süslü adalet saraylarındaki kumpası düzeltmesini beklemiyorum. 8 milyondan birisiyim ve görünen 1 rakamı yaşadıklarımın iadesi. Bu sayının da 1'den ibaret olduğunu hiç sanmıyorum. Ben kim miyim? Seçtiklerimizin sadece seçim dönemleri hatırladığı bir rakam.