IŞİD’e katılmak isteyen Rusya vatandaşlarının geçtiği ana güzergahın Türkiye olduğu belirtiliyor. Bu konuda Türk hükümetiyle nasıl çalışmalar yapılıyor? Bir sayı verebilir misiniz?
Türkiye, IŞİD kontrolündeki topraklara geçmek isteyen yabancı militanlar için temel kanallardan biri. Bu konuda Rusya ve Türkiye arasındaki işbirliği yeterli düzeyde değildi. Aralarında Rusya vatandaşlarının da olduğu yabancının gözaltına alındığı bilgisini medyadan alıyorduk. Türkiye’nin bizimle tam kapasiteli işbirliğine yanaşmaması nedeniyle, Türkiye-Suriye sınırında IŞİD’le bağlantılı oldukları şüphesiyle gözaltına alınan vatandaşlarımıza ilişkin herhangi bir sayı veremiyoruz. Sadece Türk İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın dile getirdiği rakamı aktarabilirim. Ala’nın yaptığı açıklamaya göre, toplamda Türkiye’de bu yıl içinde 89 ülkeden 2 bin 783 yabancı gözaltına alındı. Türk medyası, kendi kaynaklarına dayanarak, aralarında yaklaşık 100 Rusya vatandaşının olduğunu bildirmişti, ben bu bilginin gerçeğe yakın olduğu düşünüyorum.
‘TÜRKİYE’DE GÖZALTINA ALINAN RUSLAR RUSYA’YA DEĞİL, GÜRCİSTAN YA DA UKRAYNA’YA GÖNDERİLİYOR’
Önemli olan sadece Rus vatandaşlarının gözaltına alındığı bilgisi de değil. IŞİD’le bağlantılı oldukları şüphesiyle gözaltına alınan bu kişileri neyin beklediğinin de bize iletilmesi gerekiyor. IŞİD şüphesiyle gözaltına alınan Rusya vatandaşları sıkça Türkiye’den Rusya’ya değil, Gürcistan gibi diplomatik ilişkilerimizin olmadığı veya Ukrayna gibi gerilim yaşadığımız üçüncü ülkelere gönderiliyor. Eğer IŞİD zanlıları bu ülkelere gönderiliyorsa onları yakalama çabamız boşa çıkıyor.
Türkiye, IŞİD şüphesiyle gözaltına alınan Rus vatandaşlarının, üçüncü ülkelere gönderilmesi kararının bu kişilerin isteği üzerine alındığını iddia ediyor. Bu kişilerin Rusya’ya dönmek istememesinin, onların gerçekten de IŞİD üyesi olduğuna veya bu örgüte katılmak istediğinin kanıtı olduğunu düşünüyorum.
Türkiye’de IŞİD üyesi olmakla suçlanan Rusya vatandaşlarının tutuklanarak cezaevine konulduğunu duymadım. Türk cezaevlerinde bulunan birkaç Rusya vatandaşı var ancak işledikleri suçların terörle ilgisi yok.
‘TÜRK HAVA SAHASINI YALNIZCA BİR KEZ, EKİM 2015’TE İHLAL ETTİK’
Rusya, Suriye’de hava operasyonu başlattıktan sonra Türkiye defalarca Rusya’yı hava sahasını ihlal etmekle suçladı. Siz defalarca bu nedenle Türk Dışişleri Bakanlığı’na çağrıldınız. Türk tarafı bu görüşmelerde ne gibi argümanlar sunuyor?
Burada nesnel kontrol verileri kilit öneme sahip. Bu veriler, ihlalin olup olmadığını gösteriyor. Bu veriler tartışılamaz. Rus uçağının şu tarihte şu noktada hava sahasını ihlal ettiği açıklaması sadece açıklama olarak kalıyor. Türk tarafı da hiçbir kanıt sunmadan böyle açıklamalar yapıyor. Türk mevkidaşlarımıza hep şunu söylüyoruz: Evet, bir kez, ekim ayı başlarında, Türk hava sahasını ihlal ettik ve Rusya bununla ilgili özür diledi. Uçağımızın düşürüldüğü gün dahil Türk hava sahasının ihlal edildiğine ilişkin diğer iddialar ise gerçeği yansıtmıyor. Tüm bu durumlarda uçaklarımız Suriye’nin hava sahasındaydı.
‘TÜRKİYE, HAVA SAHASI İHLALİ İDDİALARI HAKKINDA NESNEL KONTROL VERİLERİNİ İLETMEDİ’
Her defasında Türk yetkililerden nesnel kontrol verilerini sunmalarını talep ediyoruz. Ama bu verileri hiçbir zaman almadık. Buna, uçağımızın vurulduğu güne ilişkin bilgiler de dahil. Oysa olayın akabinde Rusya Savunma Bakanlığı, basın toplantısında nesnel kontrol verileri temelinde yapılan haritayı sundu. Haritada, uçağımızın nereden geçtiği, Türk uçağının nerede bulunduğu, sınıra nasıl yaklaştığı ve nasıl geçtiği ve füzeyi nerede fırlattığı ve füzenin nereden uçağımıza isabet ettiği net bir şekilde gösterildi.
Türk tarafının böyle bir bilgiyi bize sunmaması nedeniyle Rus uçaklarının Türk hava sahasını ihlal ettiği yönündeki açıklamaları ciddiye almak mümkün değil. Böyle veriler, medyanın eline nasıl geçtiği bile bilinmeyen haritalara dayandırılamazlar. Rusya Büyükelçiliği var ve eğer ciddi bilgi varsa bu veriler diplomatik kanallardan verilmeli.
‘HEM SINIR İHLALİYLE SUÇLUYORLAR HEM DE BİLGİNİN GİZLİ OLDUĞUNU SÖYLÜYORLAR’
Türk hava sahasının 29 Ocak’ta ihlal edildiğine dair iddiaları ise Türk tarafı NATO’ya dayandırdı. NATO’nun bu ‘ihlali’ tespit eden ilk taraf olduğu iddia edildi. NATO’dan da nesnel kontrol verilerini talep ettik, yine hiçbir şey almadık. Eğer bu bilgiler iddia ettikleri gibi gizliyse, kimden gizliyorlar? Bizi açık bir şekilde sınırı ihlal etmekle suçluyorlar, aynı zamanda bilginin gizli olduğunu söylüyorlar. Bunu anlamıyoruz.
‘ANKARA’NIN GÖZLEM UÇUŞUNA İZİN VERMEMESİ SİYASİ BİR KARARDI’
Ankara’nın, Açık Semalar Anlaşması kapsamında Türkiye topraklarında gözlem yapması gereken Rus heyetinin uçuşuna izin vermemesiyle ilgili ne söyleyebilirsiniz?
Böyle olaylar yaşanınca, şüphe uyanıyor. Türk askerlerinin, Dışişleri Bakanlığı’nın talimatıyla uçuşa izin vermemesi ise daha fazla şüphe uyandırıyor. Yani bunun siyasi nedenleri vardı.
Türk tarafının iddia ettiği gibi Rusya’nın kendi hava sahasında benzer şekilde gözlem uçuşlarına izin vermediği yönünde hiçbir bilgim yok. Eğer bizi suçluyorlarsa bunu asılsız olarak yapmamalı, kanıtlamaları gerekir.
‘TÜRK DİPLOMATLAR PROFESYONELDİR’
Bu zor dönemde Türk Dışişleri Bakanlığı’ndan mevkidaşlarınızla ilişkileriniz nasıl?
Türk diplomatlar, üst düzey profesyonellerdir. Görüştüğümüz zamanlar profesyonel konuşmalar yapıyoruz. Dışişleri Bakanlığı’nda da iyi bağlantılarımız var. Düşmanca bir tavır hissetmiyorum. Türk Dışişleri Bakanlığı’yla temaslarımızın ne kadar yoğun olacağı ise sadece bize bağlı değil, Türk tarafına da bağlı. En zor sorunları, sakin ve profesyonel düzeyde çözmeye çalışıyoruz.