Sancar, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada iktidara ve muhalefete mesajlar gönderdi. Sancar, iktidarın "kaybetseler de gitmezler" söylemleri üzerinde çaresizlik duygusu yaymaya çalıştığını söylerken, diğer muhalefet partilerini de "güçlü bir alternatif ortaya koymaması konusunda" eleştirdi. Sancar, "Bu toplumun önüne gerçek çözüm, gerçek alternatif koyarsak bu iktidar açık ara kaybedecektir seçimi" ifadesini kullandı.
Sancar, iktidarı "savaş politikaları" üzerinden eleştirirken, idam cezasının gündeme gelmesine de tepki gösterdi. Sancar, "Savaş siyasetine, ölüm politikasına açıkça karşı çıkmadıkça kimse kendisini bu iktidarın muhalifi sanmasın. Gerçek muhalefet, savaş oyunlarına, talana, savaş oyunlarına bağlı kan siyasetine, yalan uygulamalarına karşı çıkmaktır. HDP budur. HDP gerçek alternatiftir" diye konuştu.
Sancar, 3 Temmuz’da Ankara'da yapılacak HDP 5’inci Büyük Olağan Kongresi için de toplumun her kesimine çağrı yaptı.
Sancar'ın açıklamasından satır başları şöyle:
"3 Temmuz, HDP ülkenin üzerinde dolaşan tüm kara bulutların dağıtıldığı gün olacak. Kobani kumpas davasına, kapatma davasına, yoldaşlarımıza, tüm muhaliflere karşı düzenlenen operasyonlara tüm coşkumuzla vereceğiz. Bizi yok etmeye çalışanlara bizsiz bir ülke tasarlayanlara kongremiz en güçlü cevabı verecek. Biz büyük bir yer yüzü sofrası kuruyoruz, bu sofraya, bu topraklarda yaşayan tüm insanları davet ediyoruz. Hep birlikte bu sofrada buluşalım.
Partimizi yalnız bırakmamış tüm yoldaşlarımız zaten orada olacaklar ama esasen partimizin kapısını çalmamış, çeşitli nedenlerle partimize karşı önyargılar beslemiş, demokrasiye inancı olan herkesi bu kongrede bir araya gelmeye çağırıyoruz. Gelin, bize yakından bakın, gördüğünüz şey dostluk ve dayanışma olacaktır.
Bu iktidar bloğunun yolun sonunu gördüğü açıktır, erimekte, çözülmektedir ama bunu yaparken ülkeyi çözmeye, toplumu çökertmeye çalışmaktadır.
Alttan alta 'kaybetseler de gitmezler' sözleri yayılıyor. Bu kara propagandanın etkili olmadığını söyleyemeyiz. İnsanları karamsarlığa sevk eden faktörlerden biri de iktidarın yaymaya çalıştığı bu çaresizlik duygusudur. Bir diğeri de, güçlü alternatiflerin ortaya konmasında diğer muhalefet partilerin yetersizliğidir. Bu toplumun önüne gerçek çözüm, gerçek alternatif koyarsak bu iktidar açık ara kaybedecektir seçimi. Sorumluluğumuz büyüktür, bunun farkındayız. Bu farkındalık ile kongreye gidiyoruz. Halklarımız da bunu görüyor.
Yayınlanan anketleri bir kenara bırakıyorum, ama anketler yerine sokağa kulak verin, pazarlara bakın. Yoksulluğa, işsizliğe, acılı yüreklere bakın.
Tartışmaların tamamında ve bütün siyasi aktörlerin gündeminde biz varız. Neden gündemde olduğumuzu da biliyoruz. Bu ülkede, 100 yıllık kanlı kısır döngüyü önleyecek gerçek alternatif buradadır, HDP'dedir.
İktidar, HDP'nin gücünün ne olduğunu biliyor. Herkes oy oranımızın gelecek seçimlerde belirleyici olacağını saklayamıyor. Bizim gücümüz sadece oyumuzda değil, fikriyatımızdadır. Bizim gücümüz, siyasaldır, bu doğru siyaset ve bu güçlü fikriyat aynı zamanda büyük bir halk desteğini de yaratmaktadır. Bu kadar büyük saldırıya, kara propagandaya, nefret söylemine rağmen gücü artan bir parti bu gücü nereden alır? Haklılığından... Haklılığımızdan alıyoruz gücümüzü... Bu toplumun geleceğini savunma irademizden alıyoruz. Bizim dışımızda kalan güçlerin, kısır çekişmeleri ile bu ülkeyi düzlüğe çıkaramayacağını görenlerden alıyoruz. Herkesin onuru ile yaşayacağı bir ülkeyi arzuluyoruz.
İktidar o nedenle durmadan saldırıyor, bu fikriyata, bu güce saldırıyor ama nafile. Başaramayacaklar, bizler başaracağız.
Seçim yaklaştıkça Kürtler başta olmak üzere HDP'lileri hatırlayanlar artıyor. İktidarı söyledik, iktidar dışında kalanlar da HDP üzerinden hesaplar yapıyorlar. Seçim dönemi Kürtleri ve HDP'yi hatırlayanlara bakın, bunların yaptıkları şey Kürtlere bir sayı olarak bakmaktır. Oysa biz Kürtlerin ve HDP'nin temsil ettiği kitlenin bir sayı olmadığını, özne olduğunu, bu ülkenin kurucu gücü olduğunu savunuyoruz ve bunu temsil ediyoruz. Kürtler sayı değildir, kimse Kürtleri oy hesabında basit bir rakam olarak görme yanılgısına düşmesin. Büyük bedeller ödeyerek büyük birikim yaratan bir halkın buna cevabı ağır olacaktır. Kimse sayıya indirgemesin, oy hesabı ile yaklaşmasın.
Kim HDP'yi ve Kürtleri sayı üzerinden değerlendiriyorsa çok geç değil diyeceğim ama aslında geciktiler, yine de neresinden dönerlerse kârdır. Bu hesaptan vazgeçin, güzel sözlerle, boş laflarla bir yere çekilebilecek örgütsüz ve bilinçsiz bir kitle olarak görmekten vazgeçin. Vazgeçmiyorsanız seçim günü; Kürtler ve HDP'nin temsil ettiği bütün halklar, size onun faturasını ağır ödetecektir. İktidara da bizim dışımızdaki muhalefete de, siyasette yer almak isteyen herkese bunu hatırlatmak görevimizdir.
(Kürt sorunu) Çözüm biziz. Barışa, eşit yurttaşlığa giden yolu tıkayan kapıyı açacak anahtar bizdedir. Sadece HDP'nin sayısal gücünde değildir, siyasal iradesindedir, kararlılığındadır, samimiyetindedir. Bunun yolu ve yönetimini de üretiyoruz, halklarımızla paylaşıyoruz. Hiçbir şeyi gizli yapmıyoruz, dürüstüz, şeffafız. Hesabımız birkaç sandalye, makam, mevki değlidir. Amacımız bu halka, topluma, demokrasiyi, özgürlüğü, eşit yurttaşlığı getirmek. Bizi herhangi bir pazarlığın içinde göstermek isteyen kim varsa uyarıyoruz; bu operasyonlarınız tutmaz. Muhalefette bulunan partilere de iktidara da sesleniyoruz, kimse dedikodular üzerinden senaryo üretmesin. Hedeflerimizi, amaçlarımızı görmek için bize baksın. Yeter ki bunu görecek bir yürek ve akıl sahibi olsun. HDP dürüst, samimi, açık, şeffaf siyaset yürütmeye devam edecek.
Bu iktidar bütün varlığını savaş siyasetine ve ölüm politikalarına bağlamıştır. Her gün Suriye'ye, Rojava'ya operasyon gündeme getirmekteler ve idamı geri getirme önerisini de eklediler. Savaş, ölüm-yıkımdır.
Biz ısrarla barış diyoruz, yaşamı ve yaşam siyasetini savunuyoruz. Ölüm cezasından medet umacak kadar yozlaşmış bir zihniyetin bu ülkeye verebileceği hiçbir şey yok. Savaşlar üzerinden kendi varlığını sürdürmeyi hesaplayan bir siyasetin ve bu siyasetin içinde kalarak yol yürüyebileceğini sananların bu ülkeye verebileceği bir şey yoktur. Savaş siyasetine, ölüm politikasına açıkça karşı çıkmadıkça kimse kendisini bu iktidarın muhalifi sanmasın. Gerçek muhalefet, savaş oyunlarına, talana, savaş oyunlarına bağlı kan siyasetine, yalan uygulamalarına karşı çıkmaktır. HDP budur. HDP gerçek alternatiftir.
İktidarın yaşam derdi yok, ölüm siyaseti var. Sömürü çarkı işlemeye devam ediyor. Zamlar, dolu gibi yağıyor. İnsanlar yoksul, açlık sınırının altında yaşayan milyonlar bugün savaş değil çözüm istiyor, talan değil, refah istiyor, yalan değil, hakikat istiyor, sömürü değil, sosyal adalet istiyor. Bunu da samimiyetle ortaya koyacak bir gücü görmek istiyor. O nedenle çözüm biziz, sözümüz var diyoruz. Yalanı bitirmeye, savaş politikalarını durdurmaya sözümüz var. Sömürüyü, kadına şiddeti, kadının iradesini yok sayan her zulmü, gençliğin geleceğini gasp etmek için her yola başvuran zihniyeti bitirecek program buradadır.
Geçen 2,5 yıl boyunca pek çok şey yaptık. Bütün kesimlere, ülkenin sorunlarına çözüm bulmak için halkla ve ilgili topluluklarla buluşmaya gayret ettik. Her çabayı harcadık. Pek çok kampanya yürüttük.
HDP, samimi ve kararlı programını, karşılıklı etkileşim ile ayakta tutabilir. Sizlerden ve bütün halkımızdan gelecek her türlü eleştiriye ve öneriye açığız. Açık olmak zorundayız yoksa bu kadar farklı kesimi bir araya toplamış bir parti, bu kadar saldırıya karşı nasıl ayakta kalsın? Birbirimize sözümüzü açıkça söyleyebildiğimiz için saldırılar bizi birbirimizden koparamıyor. Bize elbette destek verin, ama sadece alkış, methiye yetmez; eleştiri de öneri de gelsin. Birlikte daha da güçlenelim. Bizi ancak bu yol güçlendirir."