Sözcü gazetesinden, yapılan açıklamada şöyle denildi:
"Sözcü gazetesinde yaklaşık 8.5 yıldan bu yana köşe yazarı olarak görev yapan, yazılarının virgülüne dahi müdahale edilmeyen Yılmaz Özdil, kendi isteğiyle önce Sözcü Televizyonu'ndan ardından da Sözcü gazetesinden ayrılmıştır.
Sosyal medyada Yılmaz Özdil hakkında yayılan 'kovuldu' iddiaları asılsızdır ve gerçeği yansıtmamaktadır. Yaratılmak istenen algı operasyonlarına itibar edilmemeli, ayrılma kararının Özdil'in kendi tasarrufu olduğu herkesçe bilinmelidir.
Sözcü gazetesine hiçbir siyasi parti ve kurum baskı yapamaz, talimat veremez, yazar attıramaz. Çünkü Sözcü gazetesi kurulduğu ilk günden beri gücünü okurlarından almaktadır, bağımsızdır. Bağımsız da kalacaktır. Kamuoyunun bilgisine…"
Ne olmuştu?
Gazeteci Yılmaz Özdil, geçen günlerde yaklaşık bir aydır kapalı devre yayın yapan ve 1 Mart'ta resmen izleyicilerle buluşan Sözcü TV'deki genel yayın yönetmenliği görevini bıraktığını duyurmuştu. Özdil, sitem ederek, “Değerli patronumuz Burak Akbay'a söz verdiğim şekilde 'kurucu' görevimi tamamladım. Anadolu imbiğinden damıtılarak süzülmüş kulağa küpe lafımızdır… Çok muhabbet, tez ayrılık, bırakmayı bilmek lazım. Görevden derhal uzaklaştırılmam için, bir saniye bile görevde kalmamam için, CHP yönetiminin adını kullanarak, aleyhime kampanya başlatılmasına üzülmedim desem, yalan olur” demişti. Özdil, "CHP'nin parasına yazık kardeşim. Çünkü, bu kadar dolambaçlı yollar deneyeceklerine, direkt bana telefon etselerdi, kurucu görevim dışında bir niyetim olmadığını, Sözcü televizyonunda çalışma odamın bile olmadığını, genel müdür, genel yönetmen, genel koordinatör gibi herhangi bir sıfatımın olmadığını kendilerine zaten söylerdim” ifadesini kullanmıştı.
Özdil, ardından CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun kendisini aradığını, CHP ve medya üzerine konuştuklarını duyurmuş, "Neler konuştuğumuzu şu anda anlatacak bir televizyon ekranına sahip değilim, bir gün anlatabilme imkanım olduğunda cümleten anlatırım" demişti.