Suriye devlet başkanı Esad devlet otoritesinin aşama aşama sağlanacağını belirtti:
"Bu gelişmeyle istediğimiz şeyi tamamen başarmış olmayabiliriz. Ancak yakın gelecekte bu bölgenin tamamen özgürleştirilmesini sağlayacağımızı umuyoruz."
Suriye ordusunun ülkenin kuzeydoğusuna geri dönüşünü "bu hedef doğrultusunda atılan ilk adım" olarak tanımlayan Esad, bu bölgelerde devlet otoritesi sağlanırken "sahadaki yeni gerçekliğe saygı duyulacağını" vurguladı.
2012'de Suriye ordusu, ülkenin kuzeydoğusundan çekilmiş ve YPG bölgeyi kontrol etmeye başlamıştı.
2019'a kadar ABD desteği alan YPG, Türkiye'nin 9 Ekim'de başlattığı Barış Pınarı Harekâtı öncesinde ABD askeri bölgeden çekilince, 13 Ekim'de Şam'la anlaşmaya varmıştı. Anlaşmaya göre sınırda ABD askerinin çekildiği bölgelerin kontrolü YPG'den Suriye ordusuna geçmişti.
Türkiye, ABD ve Rusya ile ayrı ayrı vardığı mutabakatlar sonucunda operasyona son verdi.
22 Ekim'de Soçi'de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in görüşmesiyle varılan uzlaşmaya değinen Esad, "Anlaşmayla YPG'nin sınırdan 30 kilometre güneye çekilmesine karar verilmesinin de Şam'ın hedefine ulaşmasında yardımcı olduğunu" söyledi.
Esad, Kürtlerden ellerindeki, büyük çoğunluğu ABD'den gelen silahları Suriye ordusuna hemen teslim etmelerini istemeyeceğini, Suriye ordusunun öncelikle bu bölgelerde kontrolü sağlayacağını belirtti.
Anlaşmaya göre Suriye ve Rusya orduları sınıra gelerek YPG'nin 30 kilometre güneye çekilmesini sağladıktan sonra, Rusya ile Türkiye'nin sınırın 10 kilometre güneyine kadar ortak devriye yapması öngörülüyor.
Esad, Türkiye ile Rusya'nın ortak devriyeleri için "geçici" ifadesini kullandı. "Nihai ve stratejik hedeflerle taktik yaklaşımları birbirinden ayırmalıyız" dedi.
Soçi'de varılan mutabakatın metninde, ortak devriyeler için bir süre verilmiyor. Ankara, bu süreci "ucu açık" olarak değerlendiriyor.
Türkiye ile ABD'nin 17 Ekim'de vardığı anlaşmaya göre de, operasyon bölgesi olan Rasulayn ile Tel Abyad arasında Türkiye'nin kontrolünde "güvenli bölge" kurulması hedefleniyor. Esad, bu bölge için "Ankara'nın aldığı toprakları da ennihayetinde Suriye ordusu geri alacak" dedi.
ABD Başkanı Donald Trump'ın Suriye'nin doğusundaki petrol kuyularında askerlerini tutmaya devam edeceği açıklamasına da değinen Esad, "Bu, Washington'ın aslında sömürgeci bir güç olduğunun göstergesi" dedi.
2011'de başlayan iç savaşın başından bu yana Esad'a muhalif silahlı grupları destekleyen ve Esad yönetimini " gayrimeşru" olarak tanımlayan Ankara için ise Esad, bugüne kadar kullandığı söylemin aksine "Komşu ülke olan Türkiye'den bir düşman yaratmak istemiyorum" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bireysel olarak "Suriye'ye düşmanlık besleyen politikalarından dolayı düşman olduğunu" söyleyen Esad, "Türkiye'nin bir düşmana dönüşmediğinden emin olmalıyız, burada Rusya ve İran gibi dostlarımıza rol düşüyor" dedi.
Soçi'deki Putin-Erdoğan görüşmesinin ardından varılan 10 maddelik mutabakat metninde, 1998'de Suriye ile Türkiye arasında imzalanan Adana Anlaşması'nın uygulanacağı ve bunun için Rusya'nın "kolaylaştırıcı rol oynayacağı" ifadeleri de yer alıyordu.
Putin'in ilk kez Ocak ayında bu protokolü gündeme getirmesinin amacının Türkiye ile Suriye arasında diyalogun başlatılması olduğu belirtiliyor.
Anlaşma, "PKK'nın Suriye topraklarını kullanarak Türkiye'ye tehdit oluşturmasını engellemek için" Suriye ve Türkiye'nin üst düzey güvenlik yetkilileri arasında doğrudan telefon hattı kurulması, diplomatik temsilciliklerde güvenlik işleri için özel temsilcilerin atanması gibi maddeler de içeriyor.
Ankara, YPG'yi PKK'nın Suriye'deki kolu ve "terör örgütü" olarak kabul ediyor. Şam yönetiminin YPG ile anlaştığı ve Esad'ın ifadelerine göre "silahlarını hemen teslim etmelerini istemeyeceği" durumda, anlaşmanın nasıl uygulanacağına dair detaylar ise bilinmiyor.
Rusya ile Türkiye arasında varılan mutabakatın açıklandığı 22 Ekim günü İdlib'e giderek Suriye ordusu askerleriyle poz veren Esad, röportajda "İdlib'i geri almak için yapılan büyük savaşların sona erdiğini, burada devletin kontrolünü yeniden sağlamak için başka çözümlere yönelebileceğini" söyledi.