Ramazan Bayramı'nı da içine alan 17 günlük tam kapanma, bir hafta sonra sona eriyor. Uzmanlar, şu anda 18 binin altında seyreden vaka sayısının bir hafta içinde en fazla 10 binin altına düşebileceğini söylüyor.
Tam kapanmayla geçen günlerin ardından en merak edilen soru, "Kapanmadan sonra açılma nasıl olacak?" oldu. Uzmanlar, "Bir hafta sonra eskisi gibi 'tam açılma' olursa attığımız taş ürküttüğümüz kurbağaya değmeyecek" diyorlar.
Hürriyet gazetesi yazarı Fulya Soybaş, tam kapanmanın ardından gelmesi muhtemel tedbirleri ve normalleşme döneminde dikkat edilmesi gerekenleri uzmanlarla konuştu. Soybaş, şunları aktardı:
'Kademeli olmazsa bu iş çok zor'
Sağlık Bilimleri Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD Başkanı Prof. Dr. İlyas Dökmetaş geçtiğimiz mayıs-haziran aylarında tam kapanma sonrası vaka sayılarının 2 binlere düştüğünü ancak hemen sonrasındaki 'tam' açılma ile 2-3 ay gibi kısa bir sürede rakamların yeniden 30 binlere dayandığını hatırlatarak, şöyle devam ediyor:
"2. pik böyle yaşandı. Yaz sonu mecbur bir kapanmaya daha gittik, yine rakamları 5 binlere çektik. Sonrasındaki bir açılma daha! Bu sefer 60 binlere çıktık. Tarih tekerrür etmesin. Bu 7 gün sonunda, ben rakamların 10 bin civarında seyredeceğini düşünüyorum, ama diyelim 5 bin hatta 2 binlere düştü.
Eğer açılmada eski hataları yaparsak aşılama devam ediyor olsa dahi, vaka sayıları kısa sürede yeniden 20-30 binleri bulur. ‘Attığımız taş ürküttüğümüz kurbağaya değsin.’ Akılcı davranmalı, kademeli açılmaya gitmeliyiz, yoksa işimiz zor."
Kamuda mesai
Prof. Dr. Dökmetaş önce kamuda sonrasında da özel sektörde kademeli mesai uygulamasına gidilmesini öneriyor ve "Mesela bir grup sabah 8'de başlayıp 16 gibi bitirse, diğer grup 12'de başlasa akşam 8 gibi bitirse... Böylelikle yollarda, toplu ulaşımda yoğunluk yaşanmaz. Vatandaşlar da iş yetiştirme telaşıyla sokaklarda kalabalık ve uzun kuyruklar oluşturmazlar" diyor.
Restoran ve kafe sahiplerinin bu süreçte ekonomik açıdan yorulduğunu, bir açılma beklendiğinin farkında olduğunu söyleyen Prof. Dr. Dökmetaş sınırlı sayıda masa, sıkı tedbirler ve açık hava koşulu ile açılabilecekleri kanaatinde.
Şöyle örneklendiriyor:
"Bizim için kapalı alanlar ve bu alanlarda uzun süre maskesiz oturmak çok tehlikeli. Tecrübe ile sabit ki bu ortamlarda bulaş riski çok yüksek. O nedenle restoran, kafe sahipleri önceden sigara içme alanı olarak kullanılan açık alanları / bahçeleri yeniden düzenleyip, müşterilerini, HES kodu, hijyen ve masa aralığı kurallarına uyarak, burada ağırlayabilir."
'Seyahat kısıtlamaları devam etmeli'
Tam kapanmaya girmeden önce Türkiye haritası kıpkırmızıydı. Hedef maviye döndürmek. Yeter mi? Yetmez. Haritayı hem maviye döndüreceksiniz hem de mavide kalmasını sağlayacaksınız. O nedenle bir süre daha, hele de kırmızı, turuncu bölgelere giriş-çıkışın sıkı denetlenmesi lazım. Daha önce de söyledim; ‘Ateşi Anadolu’ya gönderdik.’ Herkes köyüne, yazlık evlerine gitti. Bunun dönüşü var. Gelecek olanlara büyük görev düşüyor. Döndükten sonra mutlaka kendilerini bir süre izole etsinler. Geldikleri yerden bir varyant getirdiler mi? Bunu kimse bilemez.
'Aşılama hızlanmalı'
Keşke fırsat yaratılsa, bu kapanma süreci 1 hafta daha uzatılsa ve bu süreçte aşılama hızlansa. Mayıs sonu itibariyle 1. doz aşılamanın 20 milyon üzerine çıkması lazım ki olumlu konuşabilelim. Şu an 10 milyondan fazla kişiye iki doz birden yapıldı, 4 buçuk milyon kişi de hastalığı yendi. Buna tespit edilemeyen (asemptomatik) vakaları da ekleyin, bağışıklık oranı yüzde 30-40’larda demek. Aşılama arttıkça toplumsal bağışıklık da artacak, yüzde 50-60’ı geçtiği zaman rahat edeceğiz."
'Nitelikli filyasyon şart'
Halk sağlığı uzmanı Prof. Dr. Nuriye Ortaylı 17 Mayıs sonrası, DSÖ tavsiyelerine göre, son kapatılan yerlerin ilk açılması gerektiğini söylüyor, bu kapsamda da önceliğin okullara verilmesi gerektiğini savunarak, "Çocuklarımız 1 buçuk yıllarını kaybetti. Bir an önce eğitime dönülmesi şart" diyor. Tabii bunun olması için de vaka sayılarının düşmesi, düştüğü noktada da kalması gerekli. Peki ama nasıl?
Prof. Dr. Ortaylı sınır kapılarının açık kalması/sıkı kontrol uygulanmaması halinde vaka sayılarının düşse bile 4-5 hafta sonra yeniden artabileceğini belirterek, şöyle örneklendiriyor:
"Öncelikli hedef turizm değil vaka sayılarını düşürmek olmalı. İstanbul’da Güney Afrika ve Hindistan varyantları tespit edildi. Mutant virüsler gerçekten çok tehlikeli. Bir, sınırlar kontrol altına alınmalı, seyahat kısıtlamaları olmalı. İki, şu an tam kapanma var ama nüfusun yüzde 50’den fazlası da aktif, çalışıyor. Bu da sıkıntılı. Üç, filyasyon ekipleri, herkese ulaşıyor ama yaptıkları işin daha nitelikli olması lazım.
Mesela, hastaları tek başına bırakmak yerine, hastaneler ya da kurumlarda izole edebiliriz. İşyerlerine yaygın tarama yapabiliriz. Şu an sokaklarda bile tarama yapmamız lazım ki hastalığı belirtisiz atlatanları, az belirtisi olanları yakalayıp salgını kontrol altına alalım. Mayıs başı alınan tedbirler meyvesini ancak 15-16 Mayıs gibi verir ve sonrasında alınacak önlemler ile bunun sürdürülebilir olması şarttır."
17 Mayıs planı
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tam kapanmanın 19 Mayıs'a dek uzayıp uzamayacağı sorusuna "Böyle bir değerlendirmemiz bugün itibarıyla yok" şeklinde yanıt vermişlerdi. Ancak her ikisi de açık kapı bıraktı ve 19 Mayıs’ı da kapsayacak 3 günlük ek uzatma için gelecek verilere işaret etti.
Bu arada kapanma uzasa da uzamasa da hükümetin 'kademeli' açılış formülü üzerinde çalıştığı da biliniyor. Formüle göre birinci aşamada okulların açılması ve sınavların yapılması, ikinci aşamada kuaför-berber, AVM’ler ve küçük esnafın açılabileceği ifade ediliyor. Kafe ve restoranlar ise üçüncü aşamada, masa sınırlaması ve dış mekân şartıyla, denkleme girebilecek.