Kadıgil, "Bu ülkede başörtüsü diye bir sorun yok ama saray rejiminin biz kadınlarla çok ciddi bir sorunu var… Bizden kastım, özgür, eğlenen, kahkaha atan, canı istediği gibi gezmek isteyen, düşünen, üreten, özgürce çalışmak isteyen kadınlarla" dedi.
Kadıgil, Meclis'te görüşmeleri süren "sansür yasası" teklifiyle ilgili "Dün, bugün, yarın sansür yasası görüşülecek. İradesi olmayan parmaklar talimatla kalkacak, inecek. Geçtik haber yapmayı bir 'RT' yapanı bile hapse tıkmaya çalışacaklar" eleştirisini yaptı.
TİP İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Türkiye'de kadınların başörtüsü sorunu yaşamadığını ifade eden Kadıgil, "Kadınların başörtüsü sorunu yok, ama bu memlekette ne var biliyor musunuz? Her Allah'ın günü en yakınındaki erkeğin keyfine göre davranma diye şiddet gören, yasaları uygulamayan, uygulamak isteyen siyasal İslamcı iktidar yüzünden 30 koruma kararına rağmen öldürülen kadınlar var bu ülkede" diye konuştu.
Siyasal İslamcı bir iktidar cümlemizi sıkıştırdığı son mecra olan sosyal medyayı da tam bugünlerde akıl dışı bir düzenleme ile yok etmeye çalışıyor. Şu anda Meclis'teyiz. Dün, bugün, yarın sansür yasası görüşülecek. İradesi olmayan parmaklar talimatla kalkacak, inecek. Geçtik haber yapmayı bir 'RT' yapanı bile hapse tıkmaya çalışacaklar. Biz tam da buna karşı savaş vermemiz gereken saatlerde yine kadın bedeni üzerinden siyaset üretmeye çalışan yaşlı erkeklerin ürettiği son derece gereksiz bir gündem ile karşı karşıyayız.
Memlekette hiç gündemde bile olmayan bir sorun bir anda üstelik ne acı ki Medeni Kanun'un kabul yıl dönümünde son derece lüzumsuz bir şekilde Türkiye'nin asli gündemi haline getirilmiş durumda. İnançlı, inançsız fark etmez bu ülkedeki kadınların asli sorunu laikliği ayaklar altına alanlar, bir de çeşitli kaygılarla laikliğin ayaklar altına alınmasına ses çıkartamayanlardır. Sonda söyleyeceğimi bir anda ve tüm kadınlar adına en başta açıkça söylüyorum, biz kadınların sair kesimden erkeğin bedenimiz, kılığımız, kıyafetimiz üzerinden popülist siyasetlerini görmesine zerre kadar ihtiyacımız yok. Çünkü yıllardır başı açık, kapalı fark etmez omuz omuza mücadele verdiğimiz tüm kız kardeşlerimizin şu anda başörtüsü diye bir sorunu yok.
Bu ülkede başörtüsü diye bir sorun yok ama saray rejiminin biz kadınlarla çok ciddi bir sorunu var. 20 yıldır biz bu iktidardan çekiyoruz. Dedim ya bizim şu anda başörtüsü diye bir sorunumuz yok. Biz kadınların saray rejimi ile bir sorunu var. Saray rejiminin bizimle sorunu var. Bizden kastım, özgür, eğlenen, kahkaha atan, canı istediği gibi gezmek isteyen, düşünen, üreten, özgürce çalışmak isteyen kadınlarla...
Bakın beyler; bu memlekette kadınların başörtüsü sorunu yok, ama bu memlekette ne var biliyor musunuz? Her Allah'ın günü en yakınındaki erkeğin keyfine göre davranma diye şiddet gören, yasaları uygulamayan, uygulamak isteyen siyasal İslamcı iktidar yüzünden 30 koruma kararına rağmen öldürülen kadınlar var bu ülkede. Tecavüze uğrayıp öldürülen, ardından da utanmadan onun da orada ne işi varmış diye konuşulan kadınlar var bu ülkede. Çocuğunu bırakacağı kreş, yaşlısına, engellisine bakacak bir merkez olmadığı için okumasına, çalışmasına, pek kutsal ailesi tarafından izin verilmediği için kaderi evdeki erkeğin iki dudağı arasına terk edilmek istenen kadınlar var bu ülkede.
Bu ülkede kadın avukatların etek boyuna karışabileceğini sanacak kadar haddini aşmış erkek hakimler var. Sahnede istediğini giydiği, söylediği, LGBTİ artıları savunduğu için hapse atılan kadınlar var bu ülkede. Bunlar kadınların derdi. Çocuğunu fön makinesi ile ısıtmaya çalışıp sonra canına kıyan kadınlar var bu ülkede. Bebeğine, bez, mama, süt alamayan kadınlar var. Kullanmak zorunda olduğu pedi alamadığı için gazete kağıtlarını ped niyetine kullanmaya çalışan kadınlar var bu ülkede.
Biz şunu çok iyi biliyoruz ki siz kadını, çocuğu, aileyi falan korumak derdinde değilsiniz. Siz boğazına kadar suça batmış sülalenizi koruma derdindesiniz. Biz bunu çok iyi biliyoruz. Sağcılar ile sağcılık; siyasal İslamcılar ile siyasal İslamcılık yarıştırma derdine düşerseniz kazanan bir kez daha siyasal İslamcılar olur."