Etken madde, derinin dermis tabakasında bulunan proteinlerin yıkımını azaltarak, derinin yeniden yapılanmasını sağlıyor.
AÜ Teknokent'te 7 yıl önce kurulan Morlab Biyoteknolojik Ar-Ge firmasında, cilt yaşlanmasını engelleyici etken madde üzerine 3 yıldır çalışan Prof. Dr. Şenay Hamarat Şanlıer ve Dr. Oğuz Öztürk, projeden olumlu sonuç aldı. Dr. Öztürk, Ege Üniversitesi İlaç Geliştirme ve Farmakokinetik Araştırma-Uygulama Merkezi'nde görevli Prof. Dr. Şanlıer ile cilt yaşlanmasına karşı engelleyici ürünler ortaya çıkarma amacıyla etken madde ürettiklerini, buluşun Türk marka kurumundan 'Dervatyl' adıyla tescillendiğini açıkladı.
2012 yılından beri kozmetik biyoteknolojisi üzerine çalışmalar yaptıklarını, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Tarım ve Orman Bakanlığı destekli projelerinin bittiğini bildiren Dr. Oğuz Öztürk, "Artık ürünlerimizi tüketiciyle buluşturma aşamasına geldik. Proje için yaklaşık 500 bin TL hibe aldık. Asıl amaç ciltte yaşla meydana gelen kırışıklıkları azaltmaya yönelik yüksek teknoloji içeren ürünler geliştirmek. Cilt yaşlanmasıyla meydana gelen kırışıklıkları azaltabilmek için insan cildinde dermis tabakasında bulunan proteinlerin yıkımını azaltarak derinin yeniden yapılanmasını sağladık. Bunu moleküler modelleme yöntemiyle geliştirdik. Tüm çalışmaları bitti" diye konuştu.
Bu molekülün insanlar üzerindeki etkinliğini izleyip bir aylık kullanımda büyük oranda cilt yaşlanmasını geciktirdiğini tespit ettiklerini ifade eden Dr. Öztürk, "Bu maddeyi, cilde daha hızlı nüfuzunu sağlamak için üçüncü nesil teknolojiyle birleştirdik. Ciltte çok hızlı bir şekilde emiliyor, etkinliğini ve biyoyararlılığını, emilim çalışmalarıyla farmakodinamik çalışmalarla ortaya çıkarmış olduk" dedi.
Genellikle dermo kozmetik sektöründeki tüm etken madde ve ana içeriklerinin ithal edildiğini ifade eden Dr. Oğuz Öztürk, "Yüksek teknoloji ürünler yüzde 90 oranında ithal ediliyor. 2023 çalışmaları kapsamında, kozmetik sektöründe ihracat anlamında 5 milyar dolarlık hedef beklenmektedir. Biz de firma olarak ülkemize katkı yapmayı amaçlıyoruz. Aynı zamanda millileştirme, yerlileştirme politikaları içerisinde de bu ürüne yerli ve yabancı üreticilerden talep olacağına inanıyoruz. Firmalarla görüşmeler yapmaktayız" diye konuştu.
Elde edilen etken maddenin sentetik biyolojik bir ürün olduğunu ifade eden Dr. Öztürk, "Ürünü üçüncü nesil lipozom teknolojisiyle birleştirerek biyonanoteknoloji anlamında da kozmetik sektörüne katkı sağlamış oluyoruz. 'Dervatyl' markasıyla tescil edilen peptit uluslararası kozmetik ürün bileşenleri terminolojisinde 'Heptapepdite-45' olarak isimlendirildi ve dünya üreticileri tarafından kullanılabilir hale geldi" dedi.