'Müsilaj göl şeklinde yayılım gösteriyor, bu yüzden tehlike boyutu yüksek'

Deprem araştırmasında ilk seferini tamamlayan TÜBİTAK Marmara Araştırma Gemisi, İzmir'e döndü. TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Mandal ilk defa elde edilen bilgiler olduğunu belirtti. Mandal denizlerdeki müsilaj (deniz salyası) sorunuyla ilgili de açıklamalar yaptı.
'Müsilaj göl şeklinde yayılım gösteriyor, bu yüzden tehlike boyutu yüksek'
2021-06-13 19:48:58   Güncelleme: 2021-06-13 19:48:58    

TÜBİTAK koordinasyonunda oluşturulan Türkiye Deprem Platformu'nun çalışmaları kapsamında Ege Denizi'nde araştırmalar yapan TÜBİTAK Marmara Araştırma Gemisi, ilk seferini tamamladı.

Deprem alanında bütünüyle milli imkanlarla gerçekleştirilmiş olan ilk deniz araştırma projesi olan 'Kuşadası Körfezi İçindeki Fayların Depremselliğinin ve Aktif Tektonik Özelliklerinin Yüksek Çözünürlüklü Deniz Tabanı Ölçümleri ile Belirlenmesi Projesi' çerçevesinde, 31 Mayıs'ta denize açılan gemi, İzmir Limanı'na döndü.
Karşılama merasimine katılan TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, yapmış olduğu açıklamada, geminin yaklaşık 2 hafta boyunca bölgedeki fayların depremselliği ve aktif tektonik özelliklerinin çıkartılmasına yönelik yoğun araştırmalar yapmış olduğunı, çalışma kapsamında batimetrik analizler ve akustik ölçümler yapıldığını anlattı.

Bu bölgenin haritasının çıkartılması için gereken ön bilgilerin tümü elde edildi diyen Mandal, projenin ilk defasında değerli bilgilere ulaşıldığına dikkati çekti.
Mandal, şu bilgileri verdi: İlk kez elde edilen bilgiler var. Uluslararası sularda yapılan ilk çalışmaydı. Elde edilen bilgilerle biz bu bölgeyi şu anda çok daha yakından tanıyoruz. Hızlı bir çalışma yapılacak 2-3 aylık zaman aralığında. Haritalandırma çalışmaları yapıldıktan sonra ikinci bir sefere çıkılacak. İkinci seferde karotlarla numuneler alınacak. Yaşlandırma yöntemi ile de, geçmişte hangi deprem aralıkları gerçekleşmiş bu bölgede ve geleceğe doğru nasıl bizlere yol haritasını çıkaracağını görmüş olacağız. Bunların tümü kamuoyuyla paylaşılacak.

1300 km'lik akustik veri sağlandı

Ekipte yer alan İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Jeoloji Mühendisliği Bölümü Doktor Öğretim Üyesi Gülsen Uçarkuş da denizde deprem araştırmalarının daha zahmetli olduğunu ve üstün teknoloji gerektirdiğini dile getirdi. Özellikle bölgedeki aktif fay sistemlerinin denizdeki kısmıyla ilgili çalışmalarında önce deniz tabanının bir haritasını ortaya çıkarabilmeyi istediklerini kaydeden Uçarkuş, denizin içerisindeki katmanları kesen fayları analiz etmeye yönelik sistem kullandıklarını aktardı. Uçarkuş, ekibin yoğun ve özverili çalıştığını belirterek, 1300 km'lik akustik veri topladık dedi.
'Müsilaj göl biçiminde yayılım gösteriyor, bu nedenle tehlike boyutu yüksek'

Öte yandan Mandal, geminin seferde olduğu süreçte müsilaj konusunun da gündeme geldiğini, bu nedenle fay hatlarının beraberinde müsilaja ilişkin incelemelerin de yapıldığını bildirdi.

Marmara Denizi'ni tehdit eden deniz salyası hakkında, TUBİTAK MAM Gemisi tarafından değişik numuneler alındığını ve çalışmaların önemli kısmının tamamlandığını belirten Prof. Dr. Mandal, Sefere çıkarken tek gündemimiz burada bulunan deprem ile alakalı aktif fay hatlarının incelenmesiydi fakat Marmara Denizi'ndeki müsilaj konusu gündeme geldi. Geçen hafta Sayın Cumhurbaşkanımız TUBİTAK'a bu konu da görev verildiğini söyledi. Bu kapsamda bölgeden değişik numuneler alındı. Biz bu çalışmaların önemli kısmını tamamladık. Hafta ortasında tamamını Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na teslim edeceğiz. Numunelerde toksik madde ve metal oranları araştırıldı. Şu an elimizde verilerimiz var fakat bunları açıklayacak olan kurum Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız'dır dedi.
Öte yandan müsilajın gübre olarak kullanılıp kullanılmayacağına ilişkin de çalışmaların sürdüğünü aktaran Prof. Dr. Mandal, Diğer kurumlarımızla de iş birliği içerisindeyiz. Müsilajın ötesinde farklı tehditlere de hazırlıklı olma noktasında üzerimize düşeni yapacağız. Biz yalnızca müsilajı yüzeyden kaldırmanın ötesinde, denizdeki ekosistemi bozan her bileşen hakkında çalışmalar yürüteceğiz. Çözümde muhakkak bilim temelli yaklaşım olması lazım. Müsilaj göl biçiminde yayılım gösteriyor. Bu yüzden tehlike boyutu yüksek. Buna sebep veren gerekçeler Ege Denizi'nin kıyılarında olduğu için bu bölge de risk altında ifadelerini kullandı.