NFT'den çok para kazanıldığı iddiası bir ponzi çalışması mı? Çiftlikbank mağduruna döner miyiz?

Karikatürist Nuri Çetin Twitter hesabından NFT ile ilgili gözlemlerini aktardı.
NFT'den çok para kazanıldığı iddiası bir ponzi çalışması mı? Çiftlikbank mağduruna döner miyiz?
2022-04-18 01:51:33   Güncelleme: 2022-04-18 02:03:34    

Son zamanlarda “Millet NFT’den parayı buldu” rivayeti bir uyuşturucu gibi Türk çizerlerin damarlarında dolaşıyor. Çizer dostlarım neye bulaştıklarını pek bilmeden birer birer NFT piyasasına girdi. Basitçe NFT'ye neden bulaşmamak gerektiğini anlatmaya çalışacağım

Öncelikle halka açık Blokzincir teknolojisinin çalışma prensibini anlatalım. Blokzincir, verileri tek bir merkezde değil, milyonlarca farklı bilgisayarda depolayan bir sistem. Yani merkezi değil dağıtık bir veritabanı

Ortada merkezi bir otorite olmadığı için, sisteme bağlı çok sayıda bilgisayara sahip kötü niyetli birinin bütün blokzinciri yanıltmasının önüne geçmek adına, böylesi bir saldırının maliyetinin, kazancından yüksek olacağı bir sistem geliştirilmiş

Örneğin zincire yeni bir blok eklerken yapılan işlemin maliyeti, üst düzey donanım ihtiyacı ve çok yüksek elektrik sarfiyatıyla bilinçli olarak yüksek tutuluyor. Yani sistemin bir parçası olmak, işin temel tasarımı gereği çok çok pahalı bir şey

Sisteme dahil olan madenciler, bu dev maliyeti bir şekilde karşılamak zorundalar. Bunu karşılayacak merkezi bir otorite olmadığından, bu boşluk da kendi içinde bir ödül mekanizmasıyla, yani kripto parayla doldurulmuş

Fakat donanım ve elektrik giderleri, ödül olarak kazanılan kripto varlıklarla ödenemeyeceği için bunların gerçek paraya dönüştürülmesi gerekiyor. Yani sistem dışından birilerinin bu kripto paraları gerçek para karşılığında satın alması gerekiyor

Bunları sistem dışında insanlara satmanın tek yolu da gelecekte bu kripto paraların değer kazanacağı yönündeki spekülasyonlardır. İşte bu sebepten blokzincir sistemleri her daim yeni “inananlara” ihtiyaç duyan bir tarikat yapılanmasına dönüşüyor

Sistem teknik olarak merkeziyetsizlik fikriyle tasarlanmış olsa da ödüllendirme mekanizması yüzünden tekrar merkezileşmesi kaçınılmaz oluyor.Daha geniş madencilik havuzları daha düşük masraflar,daha yüksek kâr demek.Merkezileşme tesadüf değil kader oluyor

BTC Blokzincirinde yeni bir blok eklemek için kullanılan akıl almaz enerji miktarına bir örnek verelim. İki taraf arasındaki bir transfer, VISA üzerinden yapılırsa 1,5 wh enerji sarf ederken, BTC üzerinden ise 2.265.000 wh enerji sarf oluyor

Bu israftan kurtulmak için ETH Proof of Stake mimarisine geçmek istiyor fakat bu yapıda madencilik ödülleri çok parası olana gidiyor,merkeziyetsizlik amacıyla çelişiyor.Ayrıca PoS'in ciddi teknik problemleri mevcut bu yüzden geçiş hep “seneye” erteleniyor

Özetle halka açık blokzincirler masraflı bir savunma mekanizmasına ihtiyaç duyar. Bu masraf bir kripto para ödül mekanizması gerektirir. Kriptoyu gerçek paraya çevirebilmek için de değerinin artacağı spekülasyonuna ihtiyaç vardır. Bu da sistemi bir spekülasyon makinesine çevirir

Spekülasyondan para kazanmak için kripto piyasalara giren küçük oyuncular için de problem şu ki, bu regülasyonsuz sistemde büyük oyuncular istedikleri gibi manipülasyon yapıyor. Üstelik madencilik masraflarından dolayı sistem totalde para kaybediyor

Yukarıda bahsettiğim ve daha hiç bahsedemediğim sayısız açıdan verimsizlik ve hukuksuzluk dağları oluşturan kripto sistemlerin “yeni para birimi” olma iddiası inandırıcılığını çoktan yitirdi. Kriptocular, yeni bir söylem arayışına girip kendilerine Web3.0 diye bir fikir buldular

Web3.0, internet üzerindeki her şeyi halka açık blokzincire geçirip online her şeyi kripto cinsinden parasallaştırmak olarak özetlenebilir. İnsanlara bu fikir şöyle satılıyor; Facebook gibi dev şirketler verilerinizi işleyemeyecek ve satamaycak. Verilerimiz bize ait olacak

Oysa ki blokzincir değiştirilemez ve üzerinden veri silinemez. Silemediğiniz veri de size ait olamaz. Eski sevgiliniz sizin çıplak fotoğrafınızı blokzincire yüklerse bunu kimse silemez. Web3’te kişisel verilerin gizliliği ile ilgili ciddi problemler var.

Merkeziyetsizliğin pratikte var olmadığını zaten söylemiştik. Bahsetmekten kaçındıkları taraf ise şu; Web3.0 üzerinde her adımınız paralı olacak. Fotoğraf yükleme, tweet atma, beğeni, yorum her adımınızda kripto para ödemek zorunda kalacaksınız

Bir Web3 sosyal medya uygulamasının nasıl kullanılacağını merak ediyorsanız güzel bir simülasyon yapılmış, girip deneyebilirsiniz

NFT’lerin Web3’te yoğun olarak kullanılacağı iddia ediliyor. NFT’lerle ilgili en önemli iddia bir eserin eşsiz olduğunu ve orijinalinin size ait olduğunu kanıtlaması. Fakat NFT teknolojisi bu iddianın altını dolduracak kapasitede değil

Evet, NFT’ler size aittir. Fakat bu token’ların altında yatan eserin size ait olduğunu göstermez. Blokzincirler token’ın altındaki eserin eşsiz ve benzersiz olduğuna dair teyit ve kontrol mekanizmasına sahip değildir.


Gerçek hayatta sanat eserlerinin fiyatlandırmasının subjektifliği, sanatı kara para aklama konusunda bir araç haline getirdiğinden, kriptocular aynı motivasyondan hareketle dijital illüstrasyonları NFT’ye çevirmeyi gözüne kestirdi.
İllüstrasyon sanatçılarının yaşadığı ekonomik güçlükler ve dijitalde karşılaştıkları telif problemleri, bu komüniteyi kriptocular için bir hedef haline getirdi. Kripto paraları için bir kullanım alanı bahanesi bulmaya çalışanlar için dijital sanat biçilmiş kaftan vazifesi gördü
Fakat NFT alıp satanlar, bir esere veya eserin telif haklarına sahip olmazlar. Maalesef aldıkları şey yalnızca bir internet linki. Alındığı esnada o linkte bir JPG olabilir ama söz konusu URL’in içeriği herhangi bir an değiştirilebilir
Link kırılabilir, server kapanabilir veya domain sahibi oradaki eseri kaldırıp yerine pornografik bir fotoğraf da koyabilir. Bu durumda elinizde bir dick pick'le kalabilirsiniz ki oldukça sık yaşanan bir durum bu.
Peki neden eser değil de URL satılıyor? Çünkü blokzincire 1MB dahi veri yüklemek çok çok pahalı. Bu yüzden eseri içinde bulunduran, yalnızca birkaç byte büyüklüğünde bir URL’i satmak daha hesaplı geliyor.
NFT’lerin sahiplik belirtecek bir mekanizması yok. NFT’nizi çalan bir hırsız, sistem için bir hırsız değil, NFT’nin yeni sahibi olarak görülür.Sanatçının eseri kendisinden habersiz şekilde NFT yapılıp satılabilir.
Böyle bir açık kapının sonuçlarını da tahmin edebilirsiniz. OpenSea üzerindeki NFT’lerin %80’inin çalıntı, fake veya spam’den ibaret olduğu ortaya çıktı
Aynı eserin birden çok NFT’si de olabilir. Vaktiyle 500 bin $’a satılan bir NFT, daha sonra diğer kopyaları da piyasaya sürülünce bir anda değer kaybediyor ve dava konusu oluyor
Satın aldığınız NFT’nin çalıntı olmadığından emin olabilmek için yine güvenilir bir otoritenin teyidine ihtiyaç duyacaksınız. Ama altta yatan teknolojinin (halka açık bir blokzincirde tutulmasının) o NFT’nin orijinalliğini ve tekilliğini kanıtlamaya dair hiçbir etkisi yok.
Bu durumda o kadar gaz parası ödeyip blokzincire NFT mintlemenin ne sanatçı ne de koleksiyoner için hiçbir getirisi ve anlamı yok.NFT’lerin şu anki popülerliğinin sebebi getirdiği teknolojik çözümler değil,bu alandaki büyük aktörlerin yürüttüğü agresif pazarlama çalışmalarıdır
Nft ekosisteminde ciddi bir wash trading sorunu var. Wash trading kişinin kendi kukla hesapları üzerinden kendi işlerini satın alıp suni talep yaratmasına deniyor. LooksRare pazaryerindeki 9.5 milyar $’lık işlemin 8 milyar $’lık kısmı wash trading çıktı