Alman Der Spiegel Dergisi, “Çılgınlık sınırındaki ülke“ başlığıyla yazdığı yazıda, Türkiye’nin Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından yeniden seçime sürüklendiğini, Erdoğan’ın devlet içinde devlet kurduğunu, Gezi’den sonra psikolojisi bozuk bir otokrata dönüştüğünü yazdı.
Sözcü’nün Der Spiegel’den aktardığı haberde, Gezi direnişi, Diyarbakır, Kandil ile Ankara’daki görüşmeler masaya yatırıldı. Hasnain Kazım, Maximilian Popp, Samiha Shafy’nin ortaklaşa kaleme aldığı geniş analizde, Türkiye’nin 7 Haziran seçimlerinden sonra savrulduğu noktaya değinildi.
“PKK ŞU ANDA İKİ CEPHEDE BİRDEN…”
Der Spiegel Dergisi muhabirlerini Kandil’de kabul eden PKK, son çatışmaları başlatan tarafın Erdoğan olduğunu savunduğunu ve PKK’nin şu an iki cephede birden savaşan bir örgüt olduğunu söyledi. PKK’nin bir yandan IŞİD’le, diğer yandan da Türk güvenlik güçleri ile mücadele ettiğini belirten dergi, “Türkiye’nin IŞİD operasyonu ise göstermelik. Daha önce hastanelerinde tedavi ettiler, her türlü desteği verdiler. Türkiye’nin bombaladığı PKK ise, batının IŞİD’e karşı mücadelede ortağı“ diye yazdı.
PKK’nin kurucularından Ali Haydar Kaytan ile görüşen dergi, onun şu görüşlerine yer verdi:
“ERDOĞAN BİZE SAVAŞ İLAN ETTİ”
“PKK yıllar içinde çok değişti. Artık bağımsız bir devlet istemiyor. Sadece otonomi istiyor. Şiddetin yeniden tırmanmasının tek suçlusu Erdoğan’dır. PKK’nın uyguladığı şiddet, bombalamalar ise Türk güvenlik güçlerinin saldırılarına karşı reaksiyondur. Erdoğan bize savaş ilan etti, biz de kendimizi savunuyoruz.“
BARIŞ ŞARTI: ÖNCE ÖCALAN
Derginin, yeniden barış sürecine nasıl dönüleceği yönündeki sorusuna da Kaytan, “Bu ancak üç şart altında mümkün olur. Türk ordusu hava saldırıların durdurmalı. İkinci olarak, Öcalan serbest bırakılmalı. Üçüncü olarak da, tarafsız bir ülke arabuluculuk yapmalı, örneğin ABD” cevabını verdi.
“BAŞKA SEÇENEKLERİ YOK, BİZ SON ŞANSIZ”
Dergi, Erdoğan’ın PKK’nin silahlarını bırakma çağrısı yapması ve “Aksi halde PKK toptan yok edilecek” sözlerine karşılık Kaytan’ın daha farklı konuştuğunu aktardı. Dergi, Kaytan’ın, “Peki neden bu şartlarınızı yerine getirsinler ki?” sorusuna “ağız dolusu bir kahkaha“ atarak şu cevabı verdiğini yazdı;
“Başka bir seçeneği yok. Yeni PKK savaşçıları daha çok radikal, onlar bizim jenerasyondan daha da radikaldir. Biz yaşlı kuşak olarak bir anlaşma için son şansız. Yoksa bir 30 yıl daha savaş olur.”
‘BÖLÜNMÜŞ ÜLKE…’
Der Spiegel, Türkiye’nin bir anda geleceğe hızla yönelen ve modernleşen bir ülke olduğunu, ama aynı zamanda bir anda da değişip karanlık geçmişe düştüğünü savunduğu yazıda, “Modernleşmeyi şimdi bir iç savaş tehdit ediyor. Güvensizlik ve nefret arasında bölünmüş bir ülke var“ alt başlığını kullandı.
Geniş analizinde PKK’den sonra Ankara’daki izlenimlere değinen dergi, bir zamanlar AB üyeliği peşinde koşan ülkenin çok farklı bir noktaya savrulduğunu belirtti. Dergi, şöyle devam etti:
“CANAVAR ERDOĞAN ÜLKEYİ ATEŞE ATACAK”
“Dev bir gücün merkezi, inanılmaz bir yapı. Erdoğan’ın hükümet ettiği bu merkez, devlet içinde devlet görüntüsü veriyor. Bu tuhaf ve devasa yapı giderek büyüyor. Şimdi yanında koca bir cami var ve çevresi kilometrelerce parmaklıkla çevrili. Mısır’daki piramitlere benzemeye başlamış. Bu dev, bu canavar Erdoğan gücünü kaybettikten sonra ne olacak? Belki de Erdoğan bu seçimden sonra gücünü yitirecek. Belki de, beklentilerin aksine bir koalisyona izin verecek. Ancak başka bir olasılık da var; kaybedecek ama ülkeyi de ateşe atacak.“
“KAHRETSİN…”
Dergi, Avrupa’nın tüm bu olup biteni seyretmesini de ‘kahretsin’ ifadeleriyle niteledi ve Avrupa’yı eleştirdi, bir süre öncesine kadar ülkenin yüzde 70’nin AB yanlısı olduğunu, şimdi ise bu oranın yüzde 40’a indiğini belirtti.
“TEK BAŞINA İKTİDAR İÇİN HER ŞEYİ RİSKE EDER”
Erdoğan için tek onaylanabilecek durumun, AKP’nin tek başına iktidarı olduğunu belirten dergi, buna ulaşmak için Erdoğan’ın her şeyi riske edebileceğini belirtti. Dergi, Erdoğan için “bir yandan kendi ülkesini iç savaşın içine atıyor, diğer yandan Esad’ı düşürmek arzusuyla IŞİD’le işbirliği yapıyor. Şimdi de Kürtlerle savaşıyor” ifadelerini kullandı.
“GÜVENSİZLİK VE AŞIRILIK TIRMANIŞTA”
Erdoğan’ın bu politikasının eski cepheleri yeniden açtığını, güvensizlik ve aşırı milliyetçiliği tırmandırdığını, gazetecilerle muhaliflerin baskı altına alındığını, tutuklandığını belirten Der Spiegel, “NATO üyesi, orta doğunun en demokratik ülkesi ve AB adayı olan Türkiye, şimdi fanatizm, aşırı milliyetçilik şişirmeleri, en korkunç komplo teorileri ile topyekun bir çılgınlığın pençesine düştü“ yorumunu yaptı.
Dergi, Erdoğan’ın iki amacı olduğunu, bunlardan birinin HDP’yi baraj altına düşürmek, diğerinin ise tek başına AKP’yi iktidar yapmak olduğunu yazdu.
“GEZİ ERDOĞAN’IN KİMYASINI DEĞİŞTİRDİ, PARANOYAK YAPTI”
Der Spiegel Dergisi, ülkenin can damarı olan İstanbul’la ilgili olarak da, Erdoğan’ın onlarca büyük projesiyle gündem olduğunu ve son olarak Gezi Parkı’nda bu projelerinden birinin hayal olduğunu belirtti. Gezi eylemlerine geniş yer veren dergi, bu eylemlerin, iktidarını yıllar boyu sürdüreceğine inanan Erdoğan için dönüm noktası olduğunu belirterek, “Gezi’den sonra kimyası değişti. Birden güce tapan paranoyak otokrata dönüştü. Gezi’nin düşman güçler tarafından Türkiye’yi zayıflatmak için düzenlendiğini savunmaya başladı” diye yazdı.