İskenderun 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya tutuklu sanık Mehmet Ali Yılmaz, boşandığı eşi Gülistan Özger ve ailesi, iki tarafın avukatlarının yanı sıra çeşitli kadın ve çocuk örgütleri temsilcileri de katıldı.
Duruşma başlamadan önce salona getirilen sanık Mehmet Ali Yılmaz'ı gören anne Gülistan Özger'in "katil" feryadı adliye binasının koridorlarında yankılandı.
Gülistan Özger, sanık Mehmet Ali Yılmaz ile 5 yıl evli kaldıktan sonra 2017 yılında boşandıklarını, çocuklarının velayetinin babalarında kaldığını, evliyken her iki çocuğuna ve kendisine fiziksel şiddet uyguladığını söyledi. Ailesinin rızası olmadan evlendiğinden dolayı ilk başlarda durumu kimseyle paylaşamadığını belirtti.
"Altsoya karşı kasten öldürme" ve "Altsoya karşı eziyet" suçlamaları ile hakim karşısına çıkan baba Mehmet Ali Yılmaz, savunmasında oğlunu isteyerek öldürmediğini, demir boru ile vurmadığını, eliyle vurduğunu ve oğlu Mert Can'ın yere düştüğü anda kafasını vurarak öldüğünü savundu.
Mahkeme Başkanı Salih Doğan duruşmada olay yeri inceleme ve adli tıp raporu sonucunu paylaşarak evde bulunan demir borunun eğilmiş olduğunu, eğilen kısımda beyin kanaması ve sonucunda oluşan komplikasyonlar sonucunda hayatını kaybeden Mert Can'ın kan ve doku örneklerinin bulunduğu, vücudunda da darp izleri olduğunu belirtti. Sanık Mehmet Ali Yılmaz, bulguların daha önceden oluşmuş olabileceğini söyledi.
"Kızgınlığım sebebiyle vurdum, düştü ve kafasını yere çarptı, uyandırmaya çalıştım ama uyanmayınca ambulansı aradım, yardım edin diye yalvardım. Oğlum derslerine çalışmadığı için bir anlık bir öfke duymuştum" dedi. Pişman olduğunu ve mahkeme heyetinden özür dilediğini belirtti.
Hakim Salih Doğan, abisi hayatını kaybettiğinde evde bulunan 3 yaşındaki kardeşinin pedagoglar eşliğinde alınan ifadesinde, babasının ağabeyine birden fazla kez süpürge demiri ile vurduğunu, en son da kafasına vurduğunu ve "Abim yere düştü, burnundan kan geldi ve kafası yamuldu" dediğini söyledi.
Mehmet Ali Yılmaz'ın annesi Halide Özbahçeci, duruşma sırasında verdiği ifadede oğlunun kendisine de şiddet uyguladığını, her iki çocuğuna da yıllardır "nevri döndüğü için" vurduğunu fakat hayatını kaybeden 6 yaşındaki büyük oğlu Mert Can'a daha fazla şiddet uyguladığını söyledi.
Avukat Mehtap Sert, Gülistan Özer'in ve Mehmet Ali Yılmaz'ın ve cinayete tanık olan küçük oğullarının yapılan muayeneler sonucu ağır bir travma geçirdiğinin ortaya çıktığını ve bu travmanın ilerleyen zamanlarda "büyük bir patlama" şeklinde ortaya çıkabileceğini belirtti.
Daha önce kavgaya dahil olmaktan ve hırsızlıktan dolayı sabıkası bulunduğu, bazı suçlamalardan ötürü de cezaevine girdiği belirtilen Mehmet Ali Yılmaz'a tanıkların da dinlenmesinden sonra "altsoya karşı kasten öldürme" ve "çocuğu kasten öldürme" suçlarından müebbet hapis cezası verildi. "Altsoya karşı eziyet" suçundan da her iki oğluna eziyet ettiği gerekçesi ile 12 yıl hapis cezası verildi.
Hüküm verilirken herhangi bir cezai indirim uygulanmadı.
Mahkeme salonundan çıkarken anne Gülistan Özer "Pişmansın ama pişmanlığın oğlumu geri getirecek mi? Hangi elinle vurdun ona?" diyerek tepkisini belirtti.
Duruşmadan sonra, Mehmet Ali Yılmaz'ın dayısı Hacı Özbahçeci, yıllarca dilekçe ve resmi raporlarla savcılığa başvurduklarını, fakat gereğinin yapılmadığını belirtti.
"Kendilerine yalvardık, rica ettik bırakmayın diye. İşte sağladığınız adalet bu. Çocuğu öldürdükten sonra mı tutukluyorsunuz adamı?" diyerek tepki gösterdi.
Anne Gülistan Özger, adaletin yerini bulduğunu belirtti.
Dosyadan sorumlu olan Avukat Mehtap Sert, karardan memnun olduklarını ve istedikleri sonucu elde ettiklerini söyledi. "Kravat indirimi ya da pişmanlık indirimi yapılmadı" dedi.
Avukat Sert "Mehmet Ali de çocukken babasından çok şiddet görmüş ve sistematik işkence neticesinde bu hale gelmiş bir çocuk. Koruyamadığımız bir çocuk, koruyamadığımız başka bir çocuğu öldürdü. Bu durum çok vahim. Bu nedenle, çocuk bakanlığının kurulması açısından yetkililere duyuruda ve talepte bulunuyoruz." diye konuştu.