Bakırköy 6. Asliye Hukuk Mahkemesi, davayı kabul ederek, tarafların boşanmalarına karar verdi. Hüküm, temyiz edilmediği için kesinleşti.
Ancak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, yerel mahkeme hükmünün kanun yararına bozulması istemiyle Adalet Bakanlığına başvurdu. Adalet Bakanlığının da kanun yararına bozma istemi üzerine dosya Yargıtay 2. Hukuk Dairesine geldi.
Daire, yerel mahkemenin kararını bozdu.
Resmi Gazetede yer alan kararda, boşanma davasının 1993'te açıldığı, ancak davalı kocanın 1991'de vefat ettiğinin anlaşıldığı belirtildi.
Bu durumda tarafların evliliğinin, davalı kocanın ölümüyle sona erdiği ve davalının hak ehliyetinin de ölümle sona erdiği ifade edilen kararda, bu durumda dava tarihinde yürürlükte bulunan Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 38. maddesi uyarınca dava tarihinden önce ölmüş davalıya karşı dava açılamayacağı vurgulandı.
Buna rağmen, mahkemece, davalının dava tarihinden önce ölmüş olması sebebiyle davanın reddedilmesi gerekirken, bu konu gözetilmeden tarafların boşanmalarına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulundu.