Onlar solcuysa ben Castro'yum!

Kısa süre önce evlenen ancak hemen Aşk Zamanı dizisinin setine dönen Yavuz Bingöl, kendisine yönelik siyasi eleştirileri 90'lı yıllarda yaşananları anlatarak yanıtladı.
Onlar solcuysa ben Castro'yum!
2020-08-11 06:40:55   Güncelleme: 2020-08-23 21:28:34    

Yavuz Bingöl'den yine çok tartışılacak açıklamalar geldi. Milliyet gazetesinden Ali Eyüboğlu'na konuşan Bingöl, "90’lı yılların karanlık günlerinde sokak ortalarında faili meçhuller varken gazeteler bombalanırken, Sapanca-Adapazarı-İstanbul üçgeninde insanlar infaz edilirken, milyon dolarlarla bazı gazetelerde genel yayın yönetmenliği yapanlar, Kürt sorunuyla ilgili tek satır yazmazken alanlardaydım ve barış adına onlarca konser verdim. Hatta Samsunkonserindeki konuşmam nedeniyle DGM’de yargılandım. bugün bu arkadaşlar marjinal kanallarda solcu olarak geçiniyorsa ben de Fidel Castro’yum" dedi.
 
Bugün son bölümü yayınlanarak 9. bölümde sona erdirilecek dizisi AşkZamanı'nın setinde konuşan Bingöl'ün açıklamalarından satırbaşları şöyle:
 
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la samimiyetin nedeniyle belli bir kesim cephe almış durumda size. ATV ve TRT dışındaki kanalların bir dışlaması söz konusu mu sizi?
 
Hayır... Örneğin şu anda dizimizin reytinglerinin çok iyi olmaması nedeniyle son bir ayda 3-4 yapımcı ve kanaldan teklif aldım. Aynı zamanda isteseydim başka şeyler de olurdu, ama ben kendimi bilen bir insanım. Bu süreci profesyonel anlamda çok iyi yönetemediğimi düşünenler olabilir, ama vicdanen baş başa kalma, dostumu düşmanımı tanıma, susmaktaki soyluluk adına doğru bir davranış içinde olduğumu düşünüyorum. En azından bu süreçle ilgili.
 
Yavuz Bingöl şarkıcılık ve dizi oyunculuğunun yanı sıra filmlerde de rol alan bir yıldız. Ufukta var mı yeni film projesi?
 
İki tane kendi projem var. Biri dram, biri komedi. Ekim sonu kasım başı gibi belki komediye ‘Motor’ diyeceğiz. Gençlik yıllarında kurduğum düğün orkestram vardı. 
O dönemde yaşadığımız komik şeyleri yazdım, onu film yapacağız. Bir de annemin dikiş makinesinden yola çıkarak yazdığım ‘Makas’ adında bir hikayem var. Ona da şubat ayında bir haftalık set koyup kış sahnelerini çekeceğiz. Temmuzda da kalanına devam edeceğiz. 
 
Yavuz Bingöl adına açtığınız okul nasıl gidiyor?
 
Açılışını yaptık, kızım var başında, ama ben işlerimden fırsat bulup ilgilenmeden öğrenci sayısı çoğalmayacak gibi… İnsanlar beni görmek istiyor; derste, sınıfta…
 
‘TAYYİP BEY’E SAYGIM SONSUZ’
 
Cumhurbaşkanı’yla samimiyetin belli çevreler tarafından acayip eleştirildi. İnfaz bile ettiler seni diyebiliriz. Birincisi bu işlerini olumlu ya da olumsuz yönde etkiledi mi?
 
Önce onu söyleyeyim; ben bir gece yatıp Sabah Ak Partili kalkm
ış değilim. Bütün Cumhurbaşkanları nezdinde söylüyorum benim o makama saygım var. Ayrıca Sayın Tayyip Bey’in de siyasi kariyerine saygım sonsuz. 
Bir röportajda söylediğim şey bilerek, isteyerek art niyetli şekilde kullanıldı. Öyle anlaşıldı. İnsan hata yaptığı zaman geçerli olan nedir? Özür değil midir? İlk gün yanlış anlaşıldığım için özür dilememe rağmen, bu linç kültürüne devam ettiler. Benim bu konuda vicdanım çok rahat. Siyasi röportaj olarak ilki değildi bu. Daha önce de Ak Parti’nin icraatlerine ilişkin beğendiğim ve beğenmediğim yönlerini anlattığım birçok röportaj vardı. Nedense bundaki bir cümleyi farklı bir noktaya çektiler. Ama insanların çoğu benim ne demek istediğimi biliyor Allah’tan. 
 
Özellikle Gezi’den sonra toplumun siyah-beyaz diye ikiye ayrılmasından çok rahatsız olduğum için o röportajı vermiştim. Deyim yerindeyse gri bölgedeki insanların yaşama hakkı, fikir beyan etme hakkı yok mu? diye düşüncelerimi anlatmıştım. Ayrıca Sayın Cumhurbaşkanı’yla ilk kez de bir araya gelmedim. Barış Süreci’nde birçok kez görüştük. Öykü de ben de bu konuda özellikle ailem, kız kardeşim, annem ve kızım çok üzüldüğü için artık bir şey söylemek istemiyorum. Ne demek istediğimi bildikleri halde bu şekilde ağır hakaretler, tehditler ve küfürler ettikleri için gönlüm kırıldı. 
Bu ülkede 30 yıla yakındır müzik yapıyorum. Binin üzerinde konser verdim. Barışın ve kardeşliğin altını çizmediğim tek konserim yoktur. Beni en çok üzen, dost diye düşündüğüm insanların ve ailemden birkaç ferdin beni yalnız bırakmaları. 
Oysa barış, kardeşlik ve dayanışma adına yaptığım onlarca güzel şey var, onların dillendirilmesini isterdim. Belki bu da iyi oldu bu süreçte gerçekleri görmem adına.
 
90’lı yılların karanlık günlerinde sokak ortalarında faili meçhuller varken gazeteler bombalanırken, Sapanca - Adapazarı - İstanbul üçgeninde insanlar infaz edilirken, milyon dolarlarla bazı gazetelerde genel yayın yönetmenliği yapanlar, Kürt sorunuyla ilgili tek satır yazmazken alanlardaydım ve barış adına onlarca konser verdim. Hatta Samsun konserindeki konuşmam nedeniyle DGM’de yargılandım. Bugün bu arkadaşlar marjinal kanallarda solcu olarak geçiniyorsa ben de Fidel Castro’yum.