CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, TBMM’de basın toplantısı düzenledi.
Özel’in konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
Dün akşam Sağlık Bakanı’nın yaptığı açıklamadan 229 vatandaşımızın daha Covid dolayısıyla hayatını kaybettiğini öğrendik. 74 bin 202 can kaybımız var. Gerçek rakamların bunun iki katı olduğunu daha önce paylaşmıştık. Dünya yavaş yavaş kurtulurken Türkiye sokağa çıkma yasağı koyduğu rakamlara yakın seyrediyor. Ülkeyi yönetenler, Covid’i yok saymaya devam ediyorlar. İngiltere’nin ‘sürü bağışıklığı yaratacağız, önlem almayacağız’ demesiyle aynı. Türkiye her gün bir Soma faciası yaşıyor. Özellikle Sağlık Bakanı’nı bir kez daha uyarıyoruz. Aşısızlar ölüyor. Aşısızlar ölüyor ama özellikle onların bulaştırdığı yaşlılar hayatlarını kaybediyor. Bu her gün açıklanan turkuaz tabloyu aşılılar ve aşısızlar diye ayırmanız gerekiyor. Üç aydır söylüyoruz. Yapmıyorsunuz, gerekçesini açıklayın. Aşıya karşı bundan daha iyi bir tablo olamaz. Bir salgınla mücadele için en önemli tedbir ciddiyettir. Esnafı, vatandaşı zorlamadan tedbirler alınabilir. Bu salgın yokmuş gibi davranmak günlük 230 ölümü kabullenmek demektir. Tek tedbir var. 12’den sonra canlı müzik yasağı. Şimdi bütün tedbirler kalktı; kongreler, maçlar lebalep. El sıkışmayı geçtim öpüşme geri gelmiş, canlı müzik yasak. Bunu yapmayın. Doğru değil. On binlerce bu sektörden geçinen insanın ekmeğiyle oynuyorsunuz. 11.59’da bulaş yapmayan canlı müzik, 12.01’de nasıl yapıyor, birinin anlatması lazım.
Kimse sanmasın ki Recep Tayyip Erdoğan ve Süleyman Soylu, birkaç gündür Boğaziçi Üniversitelilere hakaret etmiyor diye zulüm bitti sanmasın. Boğaza nazır tepelere çökme çabası devam ediyor. Melih Bulu’dan Boğaziçi kurtuldu ama Naci İnci geldi. Boğaziçi’nin Katarlılara peşkeş çekilebilecek yerleri tespit ededursun, bugüne kadar kurulmamış fakülteler kuradursun, bir yandan 12 öğrenci hakkında koruma kararı aldırmış. ‘Bu öğrencileri uzak tutun’ diye karar aldırmış. Rektöre belli mesafeden fazla yaklaşırlarsa hapis cezası alacakmış çocuklar. Kayyımın yaptığı iş.
Cezaevlerinden geri dönülmez kötü haberler alabiliriz. 80 yaş üzerindeki kişileri, bir husumetten dolayı yargılamaktan başka ama ölüme itmek başka meseledir. Bunu da buradan bir kez daha saray rejimine, 4 ay yattığı cezaevini anlata anlata bitiremeyen mağdura, ne faydası varmış sormak isteriz.
50 artı 1. Faruk Çelik, ‘ben artık konuşacağım’ demiş. ‘Biri değil hepsi yanlış’ diyor. Kamu Özel İşbirliği projelerinin ülkeye getirdiği yük. Böyle bir parayı ülkenin sırtına yük olarak koydular. 4 proje… Yandaşlara bölmüşler, hepsi beşli çete. Tutarı 13,3 milyar. Müteahhitlere garanti ettikleri para 24 milyar. Faruk Çelik’in söylediği hepimizin söylediği bu. Faruk Çelik’in bahsettiği Bursa’daki şehir hastanesini görenler irkiliyor. Sanki ayda imal etmişler, kopmuş düşmüş gibi. Çocuğu ateşlenen taksiye binip 150 liraya çocuğunu hastaneye götürecek.
Bugün Para Politikası Kurulu var. Dün Recep Tayyip Erdoğan yine bu ülkenin başına belayı sokan söylemini tekrar etti. Bu inat, bu ülkeye 128 milyar dolar kaybettirdi. O bu lafı ettiği anda, Türkiye’ye 96 milyar TL’yi kaybettirdi. Yol gösteriyoruz. Dün kendi bakanının tehdit etti. CHP reçeteyi buraya asıyor. Recep Tayyip Erdoğan’ın susması lazım. O konuştukça dolar çıkıyor. Ekonomideki ülkenin kurtuluş reçetesi. Susarsan dolar artmaz. Karışmayacaksın. Bugün ne söylediysek dinlemedin. Bu ülkenin bütün çocukları hemşire hanımı dinledi. CHP’den dev paket. Recep Tayyip Erdoğan sussun, bu abartılı gidişat durur. Eğer ormandan bütün hayvanlar yan yana kaçıyorsa, orman yanıyordur. Memlekette yangın var ama altına benzin atılmamasının tek çaresi Recep Tayyip Erdoğan’ın susması. ‘Her konuda kararı ben veririm, benden farklı düşünen’ gider. Plan Bütçe Başkanı’ydı günahsız. Dün tehdit etti. ‘İçimizde faizciler var’ dedi. ‘Milleti faize ezdirmem ama dövize seve seve ezdiririm’ dedi. Ne diyordunuz geçmişte? ‘Bozdurun bu dolarları, tıraş bedava.’ Bozdurduğunda 6 liraydı şimdi 11 dolar. Dünyanın en pahalı sakal tıraşını yaptırdınız. Derisini yüzdüler. Merkez Bankası bana bağlı olduğu müddetçe bağımsızdır.’ Tam da bu sebepten Merkez Bankası politika belirleyicileri; aldıkları eğitimden, bildiklerinden bağımsız. Bakalım bugün nasıl bir karar verecekler?
Cahit Özkan’ın muhteşem resitaline tanık oluyoruz. Bu kadar cehalet. Japonya demiş. Japonya deme kardeşim. Dünyanın en istikrarlı parası. ‘Biz şunu yaptık bunu yaptık paramız değer kaybetti, Japonlar bunu diyor mu?’ Demez. 6 sıfırla övünüyor. Sadece cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde 3 kat değer kaybetti paramız. Bir sıfır eklediler. Marifet, dolardan sıfır atmaktır. 10 liramız 1 liraya düştü cepte. 1 dolar 1 lira hayaldi. Vaatlerine göre 11 kat fakirleşmiş durumdayız.
‘CHP, Türkiye’yi büyükelçilere şikayet etti.’ Büyükelçilere ‘sakın ha sakın’ diyoruz. Diplomatik dilde uyarıyoruz. Halk arasında dersen ‘tehdit etti’ olur o. Uyarıyoruz, ‘Türkiye’yi şikâyet etti’ diyor. 2021, Ahlat. A Haber, oradaydın. Hemen montajdaki arkadaşa söyle. 150 diplomat orada. Ne demiş. ‘Türkiye’de öyle bir ana muhalefet var ki Afganistan hakkında söyledikleri büyük ölçüde yalan.’ Ana muhalefeti şikâyet ediyor. Bir kayıt daha çıkarır mısınız? Hafta sonu ‘Kemal Kılıçdaroğlu tehdit etmiştir.’ Bu tehdit, hafta sonu dediği gibi. İnşallah bu akşam A Haber’de Yeni Şafak’ta bunları göreceğiz.
BOTAŞ, Çaykur, PTT, denetliyordu. Varlık Fonu’na devrettiler, denetimden kaçırdılar. ‘Özel şirket denetleyecek’ dediler. Özel şirket sormuş TEC gizlilik gerekçesiyle vermemiş. BOTAŞ, alacağını vereceğini göstermemiş. Çaykur, 3,5 milyar liralık çay stoğunu ‘göstermem’ demiş. PTT, ‘sırdır söylemem’ demiş. Meclis Sayıştay’ı yerine özel şirketlere verilen denetim raporunda sadece matematiksel denetim var ‘ticari sır’ deyip BOTAŞ’ın fiyatlarını vermiyor. Bilmeyelim ki diğer ülkelerle karşılaştırmayalım.