CHP lideri Özgür Özel, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, İyi Parti'nin yerel seçimde 81 ilde aday çıkarma kararını ve gündemdeki diğer konuları yorumladı.
Özel konu hakkında yaptığı ilk açıklamada İyi Parti'nin kararlarına saygılı olduklarını belirterek, İyi Parti, iyi insanların, çağdaş insanların partisidir. Atatürk'ü seven insanların partisidir. Geçmişte birlikte başarılar elde ettiğimiz, bundan sonra da Türkiye'de birlikte çok şey başaracağımız iyi insanların partisidir diye konuştu. Özel, ittifak arayışlarını toplumsal tabana yayacaklarını belirterek, İstanbul'a ihanet edenler İstanbul'a geri dönmesinler diye, Ankara'yı parsel parsel satanlar dönüp kaldıkları yerden devam etmesinler diye, Tayyip Bey, Arap şeyhlerine arsalarımızı helikopterden pazarlamasın diye bütün milletimizle ittifak yapacağız ifadelerini kullandı.
Özel, Bütün milletimizi ranta karşı, talana karşı, halkçı belediyecilikte birleşmeye davet ediyorum çağrısı yaptı.
Özel'in açıklaması şöyle:
Yurtta yaşanan olaylar ardı arkası kesilmeden devam ediyor. Asansör kazaları, yemekten zehirlenmeler sürüyor. 10 vekilimizle Türkiye'nin dört bir yanındaki KYK yurtlarını denetleyecek, oradaki öğrencilerin sorunlarını dinleyecek bir komisyon oluşturduk. Gençlik kollarımızla birlikte bir gençlik hattı ilan edeceğiz.
Konunun ilgilisi kimse onunla konuşup yurt meselesine müdahale edeceğiz. Neden yurtlarda kalite düştü? Çünkü bu iktidar pek çok yatırıma para buldu. TOKİ'ye yollar, köprüler yaptırdı ama yurt yaptırmadı. Çünkü öğrencilerimiz tarikatların kucağına düşsün, ve bunlar tarafından kindar olarak yetiştirilsin diye. CHP bunu biliyor ve bunun üzerine kararlılıkla gidiyor.
Bugün 600 milletvekilinden 119'u kadın. Yüzde 19,8... Hayatın yarısı kadın, Meclis'in yüzde 19'u kadın. Maalesef CHP'de ortalamanın üstünde değil hatta bir tık altında. O yüzden Atatürk'ün yaptığı ile övüneceğiz ama bizim övünebilmemiz için Meclis'te ve her tarafta kadının eşit temsilini savunmamız ve hayata geçirmemiz gerekiyor. O zaman Gazi'ye layık olabiliriz. Bu inanç ile yola çıktık. Zorluklar yaşayacağız ancak ben bu partinin 1. genel başkanının koyduğu bu vizyonunun bir vasiyet olarak takip edilmesi gerektiğini düşünürüm.
Kabinedeki bir kadın aileden sorumlu bakanlık. Çok önemlidir, bizim iktidarımızda Kadın ve Eşit Temsil Bakanlığı olacaktır. Kadına verilen mesaj Erdoğan tarafından; senin yerin evdir, ekonomi senin işin değil, çevre, dışişleri senin işin değil, senin işin ailedir, evdir mesajına karşı şunu söylüyoruz: Hayatın yarısı kadındır, yarısı erkektir. Birlikte olacağız, birlikte yöneteceğiz.
Ülkeyi yıllardır yöneten, yasalar hazırlamak yerine torba yasalar yapan, son anda maddeler atan çıkaran iktidar, Meclis'i bütçe görüşmelerinden hemen önce bir torba kanunla muhatap etti. Torba kanunlara karşıyız. Vatandaşın faydasına olan yerlerde muhalefet etmeye devam ediyoruz.
Torba kanunda öyle bir madde var ki: İtirazlara rağmen 7 yıl önce BDDK'yi Ankara'dan İstanbul'a taşıdılar. Şimdi o kurulun İstanbul'daki üyelerine 30 bin lira - 42 bin olacak- ilave ödenek koyuyorlar. İstanbul'da geçinemiyorlarmış. O maddeyi geri çekin. Hep birlikte o maddeyi düzenleyelim ve İstanbul'da yaşayan tüm memurlara, polisine, infaz koruma memuruna, öğretmenine, kamu kurumunda çalışan işçilere kira yardımı yapmaya varsan biz buradayız. Hodri meydan!
Emeklilerin en az asgari ücret kadar ücret almasına, bu 5 bin liranın her ay alınması gerektiğini söyledik. AKP ve MHP buna yanaşmıyor. Bütün emeklilere Devlet Bahçeli'yi ve Recep Tayyip Erdoğan'ı şikayet ediyorum.
Muğla Belediyesi'nin büyük bir özelliği var: Türkiye'nin kredibilitesi ortada. İktidar kredi notunu B'ye çıkardığı için övünüyor. En yüksek not A A A. Muğla Büyükşehir Belediyesi'nin kredi notu 3 A. İyi mali disiplinle oluyor bu. Çalmamakla, çaldırmamakla oluyor.
Kadınlara gençlere çağrımdır: Belediye meclisleri için başvurun. Fermuar yöntemiyle seçim yapacağız, kadın ve gençlik kotasını belediye meclislerinde uygulayacağız. Aday yok bahanesi olmasın. Siz başvurun, genel başkanınız arkanızda.
Antalya'da 2,6 milyon kişi yazıyor. Oysa 16 milyonu yabancı 10 milyonu yerli 26 milyon turist geliyor. Yani, 1 kişilik destek görüyor yerel yönetimler 10 kişilik hizmet yapıyor. Bu durumda 26 milyon kişinin atık suyunu bu bütçe ile arıtamıyorsunuz. Devletin buna destek olması lazım. Kültür ve Turizm Bakanı destek oluyor, onların çevreye duyarlılığı yok, ben yapıyorum diyor. Bir evrak getiriyorlar, belediye başkanının önüne koyuyorlar. Arıtmayı yaparım yoksa seni sorumlu tutarım, imza at, 25 yıl atık su bedeli benim diyorlar. Oysa amorti etmesi için 5 yıl yetiyor. Yani Muğla'nın, Antalya'nın, Aydın'ın atık su bedelini, sırf belediye başkanlarının çevre duyarlılığı ve gerçekte yapması için onların sırtına yüklediği için o kentin 25 yıllık atık su bedelinin üstüne çöküyorlar. Belediyede kalsa 5 yıl sonra Muğla, Antalya, Aydın o şehre harcayacak ama o parayı hortumluyorlar. Neden o kentin gelirlerine çöküyorsun?
6 Şubat, 10 ilimizi etkisi altına alan büyük bir depremi yaşadık. 10 ay geçti, dün Gemlik merkezli bir deprem oldu. İstanbul'da da hissedildi ve yine unutulan bir deprem gerçeği herkesin zihinlerine geldi. Yaz aylarında çevre bakanı çıkıp şöyle demişti; 'biz gerekirse Meclis'i yazın çalıştırıp düzenleme yapacağız'. Kapımızı çalan olmadı, ekimde bir şeyler yaptılar ama yetersiz. Çıkardıkları düzenlemeler dirençli kentler yaratmak için yetersiz. Kamuoyunda değerli arsa ve arazilerin rezerv alanı ilan edilip, kent yoksullarının yerlerinden edilip bu çalışmalarda da deprem karşısında sınıfsal bir ayrım yapıldığına karşı eleştiriler var. Meslek örgütlerinin, STK'ların görüşleri alınmadı. Zenginleri kayıran, yoksulları dışlayan bir çalışma yapılıyor. İstanbul depremi yaklaşıyor. Merkezi yönetim ne yapıyor? Çevre Bakanı, İstanbul'un sorununa bakmak, çadırda yaşayan depremzedelere çözüm üretmek yerine ya da İstanbul'un deprem sorununa kafa patlatmak yerine Kayserisporun priminin pazarlığını yapıyor. Biz CHP olarak afetlere karşı dirençli kentleri üretmek için var gücümüzle çalışıyoruz ve milletimize şova gelince yapan ama gerçek yapısal reformları sözde bırakan, halkın güvenliğini rant karşısında ikinci plana iten AK Parti anlayışını şikayet ediyor, CHP beledeciliğinin 31 Mart'tan sonra da daha geniş bir coğrafyaya yayılacağının müjdesini veriyoruz!
Dün enflasyon rakamları açıklandı. TÜİK'e göre yüzde 62, ENAG'a göre yüzde 129. İktidar, seçimden önce baz etkisi ile enflasyonu düşüremeyince gaz etkisi ile düşürmeye çalışmış ve 25 metreküp doğalgaz yardımı yapmıştı. TÜİK bunu, sanki bir ev 25 metreküp harcıyor gibi doğalgaz fiyatını sıfıra indirip, hesaplamada yüzde 2,4 enflasyonu düşürmüştü. TÜİK bu ay hesabında doğalgazın metreküp fiyatına yüzde 478 zam ile hesaplamış. Düşerken yüzde 2,4 puan düşen doğalgaz, yüzde 478 arttığında enflasyona sadece 1,21 puanlık katkı yapmış. Nasıl bir çarpıtma olduğu ortada. TÜİK allem ediyor kallem ediyor, Tayyip'i Üzmeyen İstatistik Kurumu enflasyonu yüzde 62 olarak belirliyor. Bu 62 atılan bir yalan olarak kalsa günahı boyunlarına. Ama emeklinin, çalışanların zammı bununla hesaplanacak. Devlet eliyle ücretlinin cebinden para çalınıyor. Yüzde 62 enflasyon diyorlar, bir yıllık kuzu etindeki artış yüzde 144, dana etinde yüzde 137, üniversite eğitiminde yüzde 128, kirada yüzde 112, gazete ve dergide yüzde 112, yiyecek içecekte yüzde 108... Cebinizden para alanlara mart ayında oy vermeyin!
CHP Genel Başkanı olarak seçildiğimden beri Cumhur İttifakı karşısında tüm muhalefetin bir araya gelmesini ve yerel seçimlerde iş birliği yapmasını savundum. İttifak kelimesini kullanmadım, o kelime yıprandı. Hem kentler bazında hem de yereldeki CHP'nin örgütlerinin ve diğer partilerinin örgütlerinin olgunlaştırıldığı tüm çözümler kazandırabilir. Bütün topluma ve siyasi muhataplara çağrılar yapıyoruz. 30 Kasım'da sayın Akşener'i ziyaret ettik. Sayın Akşener'e 81 ilde aday çıkarma noktasındaki GİK kararlarından haberdar olduğumuzu, mümkünse bunun bir kez daha gözden geçirilmesini önerdim, mümkün mü diye sordum. Müzakereler sırasında ne teklif ediyorsunuz dediklerinde şunu söyledik: Masa kuralım, mümkün olan en çok yerde iş birliği yapalım, birbirimize ve Türkiye'ye kazandıralım. Verimli bir toplantı yaptık ve kendileri bunu GİK'e götüreceklerini söylediler ve pazartesi günü konu görüşüldü. GİK'in kararı, tek başlarına girme yönünde oldu. Her iki karara da saygılıyız demiştim, saygımızı muhafaza ediyoruz. İyi Parti, CHP'nin geçmişte iş birliği, ittifaklar yaptığı, kıymet verdiğimiz bir partidir. Yakasında güneş görünce ben yolda görünce iyi bir insanla karşılaştık derim. İyi Parti seçmeni Atatürk'ü seven, bayrağını seven insanlar. Bütün örgütümüzden, seçilmişlerimizden talebim şudur; eski dosttan düşman olmaz. İyi Parti GİK'te bir karar verdi diye İyi Parti ile bir sıkıntımız olduğunu düşünmeyin. İyi Parti, iyi insanların, çağdaş insanların partisidir. Atatürk'ü seven insanların partisidir. Geçmişte birlikte başarılar elde ettiğimiz, bundan sonra da Türkiye'de birlikte çok şey başaracağımız iyi insanların partisidir.
Bundan sonra ittifak arayışımızı toplumsal tabana yayacağız. İstanbul'a ihanet edenler İstanbul'a geri dönmesinler diye, Ankara'yı parsel parsel satanlar dönüp kaldıkları yerden devam etmesin diye, Tayyip Bey Arap şeyhlerine arsalarımızı helikopterden pazarlamasınlar diye bütün milletimizle ittifak yapacağız. Bu yol bizim, bu yürüyüş bizim, halk partililerin tek başına yürüyeceği bir yol değildir. Bütün milletimizi ranta karşı, talana karşı, halkçı belediyecilikte birleşmeye davet ediyorum.