Özkök'ün "O sayın milletvekiline zorunlu 29 Ekim cevabı" başlıklı yazısı şöyle:
Sayın Mahir Ünal…
Sayın milletvekili,
Sevgili kardeşim,
Başlıktaki “sen” ifadesini lütfen bir saygısızlık olarak yorumlama…
Bugün 29 Ekim..
Bugün hepimizi eşit kılan bir yönetim biçiminin kuruluş günü...
O nedenle Cumhuriyetimizin hepimize verdiği bu eşitlik hakkının kardeşçe bir ifadesi olarak kabul et bunu…
Sen 56 yaşındasın, partin 23, Cumhuriyet ise 100'üne giriyor
100 yıla giriyoruz.
Sen 56 yaşındasın, partin ise 23…
Hepimizin ömrü bu 100 yıllık Cumhuriyetin yanında kısa…
Herhalde o yüzden unutuyorsun bazı “şeyleri…”
Mesela geçen gün dedin ki: “Cumhuriyet düşünce setlerimizi yok etmiştir…”
Her şeyden önce mantıklı bir cümle değil. Bir kere yok edememiş ki, sen hâlâ o eski set düşünceye devam ediyorsun. Çok içime oturdu bu lafların… Kusura bakma "söz" deyip de ciddiye alamadım ondan "laf" diyorum… Salata gibi bir şey yani…
Bugün 29 Ekim, sana bazı şeyleri hatırlatayım...
Bugün 29 Ekim…
En büyük bayramımız.
Biz, yani bu halkın evlatlarının…
Bu ülke vatandaşlarının…
Senin, benim, hepimizin en büyük bayramı…
İşte bir hafta gecikmiş cevabımı sana bugün vereceğim…
Hem senin, hem benim, hem hepimizin bayramını kutlamak için vereceğim bu cevabı…
Aslında cevap da değil.
Sadece bir hatırlatma…
Geçici bir hafıza tutulmasıdır, eminim sen de hatırlayacaksın bu ortak maziyi...