Patronlar da, kadınlar da kapalı ameliyatı seviyor!
Günümüzde herkes için zaman çok önemli. Bu, ameliyat sonrasındaki iyileşme dönemini içeren süre de bile geçerli. Çünkü operasyon geçirenlerin sağlıklarına kavuşmaları için belli bir süre yatmaları veya evde dinlenerek iyileşmelerini bekleme zorunluluğu var.
Bu bazen uzun sürebiliyor. Ameliyat dikişlerinin iyileşmesi ve yaranın kapanması zaman alıyor. Hâlbuki son yılların yeni ameliyat türü olan laparoskopi (kapalı ameliyat) ile bu süre minimuma iniyor, operasyon geçirenler 1-2 gün içinde iyileşip işlerinin başında olabiliyor. Bu nedenle de laparoskopi, işini kaybetme kaygısı taşıyanları, iş kadınlarını, özellikle de patronları mutlu eden bir ameliyat türü olarak tercih ediliyor. Kimisi kariyerini, kimisi de operasyon geçirdiğini kimsenin fark etmemesini istiyor. Ama kuşkusuz bu yöntemi en fazla çalışanları çabuk işbaşı yapsın isteyen patronlar seviyor.
Acıbadem Üniversitesi Öğretim Görevlilerinden Prof. Dr. Fatih Şendağ, laparoskopi ve robotik cerrahiyle yapılan ameliyatların kısa sürede işe döndürdüğü için çok tercih edildiğini belirtiyor.
Prof Dr. Şendağ özellikle çalışan genç kesimin uzun süre hastanede yatmak istemediklerini ileri sürerken, “Açık ameliyat daha uzun süre hastanede kalmayı gerektirdiği için iş çevresinde hastalığının duyulma riski ortaya çıkıyor. Özellikle de kadınların başkalarıyla paylaşmak istemedikleri özel durumları var: Bunlar rahimdeki miyom, yumurtalık kistleri, idrar torbasındaki sarkma, rahim sarkması, rahmin alınması gibi durumlar. Ameliyatların kapalı yöntemle yapılması sayesinde, kısa sürede iyileşip işlerine dönebiliyorlar. 2 günlük kısa bir izin ile bu operasyonları geçirip hiç bir şey olmamış gibi işbaşı yapıyorlar” diyor.
PATRON DA DUYMASIN ARKADAŞLAR DA
“Hastalarımızın bir bölümü kariyer endişesi bir bölümü hastalıkları duyulmasın, sosyal yaşamlarına, işlerine en kısa sürede geri dönsünler diye kapalı ameliyat istiyor. Çoğunlukla da rapor almaya bile gerek kalmadan, sadece haftalık veya yıllık izinlerinden kısa bir süre kullanıp işlerine dönüp dönemeyeceklerini soruyorlar. Bazı kadınlar da ameliyat olup uzun süre istirahat etmek zorunda kalırlarsa işlerini kaybetme korkusunu yaşıyorlar. Bazı hastaların da patronlarının “Kapalı yöntem ile ameliyat olursan, kısa zamanda işbaşı yaparsın. İş gücü kaybı olmaz” diye tembihleri ile karşılaştıklarını ifade ediyor. Klinik tecrübemizde hepsi de karşımıza çıkan olgular. Ancak hastalarımızın kapalı yöntemi ya da robotik cerrahiyi tercih etmeleri yeterli değil. Hangi yöntemin hangi hastaya uygun olacağına hekimin karar vermesi gerekiyor. Bazı hastaların kapalı yöntemle, robotik cerrahiyle ameliyat edilmek yerine, açık cerrahiyle ameliyat edilmesi gerekiyor. Burada en doğru kararı yine hekim verir” diye görüşlerini açıklıyor.