Fatih Altaylı, Habertürk'te Seçimlerde oy nasıl çalınır? başlığıyla yayımlanan yazısına Profesör Arsev Eraslan’ı tanır mısınız? Bazılarınızın tanıdığını, bildiğini biliyorum. Tanımayanlar için kısa bir özet geçeyim. Arsev Eraslan, 1960 yılında gittiği ABD’de, çok önemli üniversitelerde görev almış, çok önemli bilim kurumlarında yöneticilik yapmış bir bilim insanı. Asıl tanınması ise Apollo projesinden geliyor ifadesiyle başladı.
NASA için de çalıştığı 1960’lı yıllarda Apollo projesinin bilgisayar kodlarını yazan isimlerden biri.
NASA uzun yıllar boyunca uzay araçlarının dünyaya dönüş sırasında atmosfere giriş açı ve hızlarını, Eraslan’ın yazdığı kodlarla sağlıyor.
Yıllarca ABD’de çok üst seviye bilimsel görevlerde çalışan Arsev Eraslan, kendisine defalarca önerilen ABD vatandaşlığını asla kabul etmeyen ve ‘Türk doğdum, Türk ölürüm’ diyen vatanperver bir bilim insanı ve şu anda 80’lerinde ve hâlâ aktif, hâlâ çalışıyor.
Yıllar önce geri döndüğü Türkiye’de şimdi uzay, havacılık ve savunma sanayinin gelişimi için çalışıyor.
‘Şimdi bu girişi niye yaptın’ diyeceksiniz!
Sevgili Arsev Hoca, bilgisini ve dostluğunu paylaşmaktan mutlu olan bir bilim insanı ve ben de zaman zaman onun bu bilgi havuzundan yararlanıyorum.
Geçtiğimiz günlerde yenilenecek İstanbul seçimlerinden bahsederken, ‘Sana en bilinen seçim hilesi hikayesini, çok içinden biri olarak anlatayım mı?’ diye sordu.
Ben de elbette ki, ‘Anlatın hoca. Çok mutlu olurum’ dedim.
Siz de merak ediyorsanız geçin alttaki yazıya…
DIE BOLD YA DA E+SS
Dünyada ‘hilesi hurdası’ en çok konuşulan ve en açık biçimde afişe olan seçim hiç kuşkusuz ki, 2000 yılında yapılan ABD Başkanlık seçimleridir.
Demokrat Al Gore ile Cumhuriyetçi Bush’un karşı karşıya geldiği seçimler Florida’da şaibeli bir şekilde Bush’un kazanmasıyla Cumhuriyetçilerin zaferi ile sonuçlanmıştı.
Arsev Eraslan, çocukluğundan bu yana tanıdığı Gore’un kaybettiği bu seçimdeki hileyi, o sırada başında olduğu ‘National Technology Transfer Center’ olarak inceler ve ortaya çıkarır.
Arsev’in bulgularına göre hile şöyle gerçekleşmiştir:
‘Cumhuriyetçiler, bir yazılım şirketinden az farkla kaybettikleri yerlerde seçmen bilgilerine ulaşarak, diğer tarafa oy veren ama sosyolojik olarak döndürülmesi mümkün olan ya da geleneksel olarak Cumhuriyetçilere oy verdiği halde son dönemde Demokratlara dönen seçmenleri tespit etmelerini ister.
Bir anlamda o gün henüz moda bir tabir olmayan big data’yı değerlendirmek istemektedir. Bu seçmenleri çevirmek için ne yapmak gerektiği de yazılım şirketinden beklentiler arasındadır.
Başlangıçta amaç hırsızlık, oy çalmak değildir.
Ancak Die Bold adlı şirket aynı zamanda seçim sisteminin yazılımını da yapan şirkettir ve ‘Beklemeye gerek yok. Bu seçimde bunu deneyebiliriz’ diyerek 2000 yılı seçimlerinde Cumhuriyetçilere ‘Seçimi kazandıracak bir uygulama’ önerirler.
Fakat bunun için iktidarın Cumhuriyetçilerde olduğu bir eyalete ve buradaki verilerin alınabilir olmasına ihtiyaç vardır.
Florida’da Vali bir Bush’tur ve Florida seçimleri hedef alınır.
Sistem, kimseyi uyandırmayacak kadar küçük oyların birer ikişer çalınarak bir toplam oluşturmasına ama seçmenlerin bölgesel ya da etnik eğilimlerinin toptan değiştiği izlenimi yaratılmamasına dayanmaktadır.
Florida seçimlerinde Cumhuriyetçiler bu sayede başarılı olurlar.
Die Bold adlı şirket daha sonra isim değiştirir ve satılır, lekeli geçmiş unutulur.
Şirket E+SS yani Election Software Systems adını alır.
Arsev Hocamız ‘Bu şirketten alınan tüm seçim sistemi yazılımları şaibelidir ve hatta ABD’den kumanda ile bile değiştirilebilir. Umarım YSK sistemini bunlardan almamıştır’ diyor.
Ben de soruyorum, ‘Peki hocam bu hırsızlığın bir ilacı yok mu?’
‘Türkiye’de var. Bu aslında çok basit bir toplama sistemi. Partiler E+SS dışında böyle bir yazılım alabilir hatta kendileri bile yazdırabilirler. Islak imzalı tutanaklar partiler tarafından bu kendi sistemlerine girilirse E+SS’in hırsızlık olasılığı ortadan kaldırılır.
ABD’de ıslak imzalı tutanaklar olmadığı için bu işi yapabildiler. En önemli şey imzalı tutanaklar ve onları toplayacak bir güvenilir sistem’ diyor.
Partileri de uyanık olmaya çağırıyor.