Psikiyatr Başar: “Hiçbir cinsel yönelim ruhsal bozukluk değildir”

Eşcinsel onarım terapisi yeniden gündeme geldi.
Psikiyatr Başar: “Hiçbir cinsel yönelim ruhsal bozukluk değildir”
2017-09-23 14:10:31   Güncelleme: 2017-09-23 14:10:31    

Eşcinselliğin hastalık olmadığı bilimsel olarak kanıtlandı. Kaos GL'nin haberine göre, 2016 yılında Brezilya'da eşcinsel onarım terapisi uyguladığı için lisansı iptal edilen Rozangela Justino adlı psikoloğun başvurusu üzerine açılan dava eşcinselliği hastalık kabul eden homofobik bir kararla sonuçlandı.

Federal yargıç Waldemar de Carvalho'nun verdiği karar eşcinsel onarım terapisini yeniden gündeme getirdi ancak ülkede 1999 yılında Federal Psikoloji Konseyi’nin aldığı kararla  eşcinsel onarım terapisi” uygulamak yasak.

Brezilya’daki gelişme ile yeniden gündeme gelen eşcinsel onarım terapisi”ni Cinsel Eğitim Tedavi ve Araştrıma Merkezi (CETAD) yönetim kurulu üyesi ve Ayrımcılık Birimi Koordinatörü Psikiyatr Dr. Seven ve Hacettepe Üniversitesi, Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Tıp Fakültesi’nden Psikiyatr Yrd. Doç. Dr. Koray Başar KaosGL.Org’a değerlendirdi.

Eşcinselliğin hastalık olmadığı 40 yıl önce kanıtlandı ancak bu konu heteroseksist sistemi rahatsız ettiği için hâlâ tartışılıyor”

Cinsel Eğitim Tedavi ve Araştrıma Merkezi (CETAD) yönetim kurulu üyesi ve Ayrımcılık Birimi Koordinatörü Dr. Seven Kaptan, eşcinselliğin hastalık olmadığının bilimsel olarak kanıtlanması ve tanı sistemlerinden çıkarılmasının üzerinden 40 yıldan fazla zaman geçtiğine dikkat çekiyor.

Dr. Kaptan, buna rağmen tartışmaların bitmediğini, bu konunun heteroseksist sistemi rahatsız etmeye devam ettiği müddetçe de bitmeyeceğinin altını çiziyor. Tartışmaların hiçbir zaman bilimsel boyutta yapılmadı ve yapılamadığını belirten Dr. Kaptan Zira onarım terapisi adı altından yapılan uygulamaların etkinliğine dair bilimsel bir çalışma ortaya konulamazken, farklı çalışmalarda bu tür uygulamaların ruh sağlığı üzerindeki zararlarına dair saptamalar ve uyarılar sıklıkla yapıldı” diyor.

’Eşcinsel onarım terapisi’ yalnızca eşcinsellere ve yakınlarına değil, ayrımcılığı ve homofobiyi pekiştireceği için toplum sağlığına da zarar veriyor”

Amerikan Psikiyatri Birliği (APA), Dünya Psikiyatri Birliği (WPA) gibi pek çok meslek örgütü meslektaşlarımızı bu uygulamalardan uzak durmaları gerektiğini hususunda defalarca uyardı” ifadelerini kullanan Dr. Seven, bu uygulamaların sadece eşcinsellere ve yakınlarına değil, ayrımcılığı ve homofobiyi pekiştireceği için toplum sağlığına da zarar verdiğini belirtti.

İhtiyacımız olan bireysel ve toplumsal ayrımcılıkla, bunu yaratan koşullarla mücadele etmek”

Dr. Seven Kaptan, ‘’’Hastalık olmayan bir durumu tedavi edemezsiniz, etmeye çalışmamalısınız!’’  gibi çok anlaşılır ve basit bir cümleyi hemen hemen her gün yinelemek utanç verici olsa da yine söyleyelim;  eşcinsellik hastalık değildir, insan cinselliğinin, kimliğinin sağlıklı ve geçerli bir parçasıdır. Ayrımcılığa uğrayan bir grubun ihtiyacı olan ruhsal destek onların değişip çoğunluğa dâhil olmasını öğütlemekle değil, öncelikle bireysel sonrasında toplumsal ayrımcılıkla, bunu yaratan koşullarla mücadele etmekle sağlanabilir” diyor.

Cinsel yönelim konusunda eşitlikçi uygulamalara sahip, ayrımcı olmayan ülkelerde eşcinsellerin ruhsal desteğe başvurma oranların düşüklüğüne dikkat çeken Dr. Kaptan, yalnızca bu veri ile bile konunun aslında eşcinsellikle ilgisi olmadığını söylemek mümkün” diyor.

İnsanların acılarını dindirmek üzerine kurulu bir mesleği yürütenlerin, o insanları, sapkın görerek zulmedenlerle işbirliği içinde olması kabul edilemez”

Psikiyatr Yrd. Doç. Dr. Koray Başar, Kimse, herhangi bir cinsel yönelimi olduğu için hasta değildir; cinsel yönelim ne avantaj ne de dezavantajdır” diyor ve kişilerin cinsel yönelimle ilgili sorun yaşamasının tek sebebinin heteroseksüelliği geçerli meşru, kabul edilebilir, sağlıklı gören heteronormativite olduğuna dikkat çekiyor.

İnsanların acılarını dindirmek üzerine kurulu bir mesleği yürütenlerin, o insanları, yanlış, sapkın görerek ve göstererek zulmedenlerle işbirliği içinde olmasının kabul edilemez olduğunu ifade eden Psikiyatr Başar, bu ideolojik tutumu benimseyen bazı ruh sağlığı uzmanlarının uygulamalarında meslek ilkelerinin yerine şahsi görüşlerini öne çıkarttığını belirtiyor.

‘Önce zarar verme’ ilkesi yargıçlar tarafından da ortadan kaldırılamaz.”

Cinsel yönelimi değiştirmeye yönelik, herhangi bir bilimsel dayanağı olmayan uygulamaların, kişilerde bazıları ömür boyu süren bedensel ve ruhsal hasara neden olabildiğini belirten Psikiyatr Başar bu girişimlerin, onarım tedavisi” adı altında sürdürülmesinin yanlış olduğuna dikkat çekiyor. Psikiyatr Başar, Zira sağaltımla ilgili girişimlerin en temel ilkesi ‘önce zarar verme’dir. Bu ilke kanunla düzenlenmediği gibi, yargıçlar tarafından da ortadan kaldırılamaz. Birçok ülkede ruh sağlığı çalışanlarının böyle girişimlerine yönelik yasal yaptırım yoktur. Yasal düzenlemenin olmaması cinsel yönelimi değiştirmeye yönelik görünen dayanaksız girişimlerin onaylanması anlamına gelmez. Tedavi girişimlerinin uygun olup olmadığıyla ilgili karar, mahkemelerde verilmez” diyor.

Hiçbir cinsel yönelim ruhsal bozukluk değildir”

Psikiyatr Başar, cinsel yönelimi değiştirmeye yönelik beyhude girişimler ve heteroseksüellik dışında cinsel yönelimleri hastalıklı göstermekle ilgili tıp, psikiyatri, psikoloji hükmü neredeyse yarım asır önce verdi” diyor ve ekliyor hiçbir cinsel yönelim ruhsal bozukluk değildir; insanların cinsel yönelimleri geniş bir yelpaze içinde farklı varoluşlara imkân veren bir yönleridir.”

Brezilya’da mahkemenin verdiği kararla bu girişimlerin uygun bulunduğu ve eşcinselliğin hastalık olarak kabul edildiği şeklinde yansıtılmasının yanıltıcı olduğunu da ekleyen Psikiyatr Başar son olarak cinsel yönelim çeşitliliğinin meşruiyetinin ne hâkim, ne de hekim onayı gerektirmediğini ifade etti.