Bakan Ziya Selçuk, TBMM'de kadına karşı şiddetin sebeplerinin belirlenmesi amacıyla kurulan Meclis Araştırma Komisyonunda sunum yaptı. Bakan Selçuk, kadına yönelik şiddetin Türkiye ve dünyada önemli ölçüde mevcudiyetini sürdüren temel bir sorun olduğunu söyleyerek çözümü konusunda acilin çok ötesinde ele alınması gereken bir mesele olduğunu söyledi. Bakan Selçuk, aile içinde yetişen çocukların topluma katılma sürecinden itibaren eğitimin başladığını kaydederek, Çocuğun sosyalleşme süreci, çocuğun karşılaştığı rol modellerin bize gösterdiği hususiyetler, bunların hepsi aileyi de bir şekilde öne çıkartıyor ve sağlıklı aile ortamı içinde büyüyen çocuklarımızda şiddet davranışlarının gözlemlenmiyor olması ve oralarda daha sağlıklı çocukların yetişiyor olması elbette bize çözüm anlamında bir ışık tutuyor. Kadına yönelik şiddetin önlenmesi ve bu süreci etkin bir şekilde yürütebilmek için başlangıç noktası elbette çocukluktur ve bir çocuğun doğumuyla beraber aslında biz koskoca bir ağacın büyümesini gözlemliyoruz. Kadına ve çocuğa yönelik şiddette eğitim yoluyla mücadelenin aslında en tabii mücadele olduğu ve işin kendi akışkanlığı içerisinde doğal bir yaklaşım sergilediği de çok net. Milli Eğitim Bakanlığı olarak kadına yönelik şiddetin önlenmesi ve sürecin sahici ve etkin bir şekilde yürütülebilmesi için mevcut unsurlar seferber edilmiştir dedi.
'KÜRESEL SALGIN DEPREM GİBİDİR'
Bakan Selçuk, ihmal ve istismarın önlenmesine yönelik yürütülen çalışmalar çerçevesinde yaklaşık 2 milyon öğrenciye, 45 bin öğretmene ve 345 bin veliye bu konuya özel eğitim düzenlendiğini söyledi. Bakan Selçuk, EBA'da aile içi şiddetin nasıl önleneceği konusunda hazırlanan videoların bulunduğunu söyleyerek, Şiddetle mücadelede benimsediğimiz yaklaşım rehberlik temelli. Bu rehberliğin bütün öğretmenlerce, rehber öğretmenlerce, bütün eğitim personelince içselleştirilmesi ve çevresel risk ortamlarının bilinerek hareket edilmesi son derece önemli. 255 rehberlik ve araştırma merkezinde yaklaşık 35 bin rehber öğretmen bulunuyor. Bu rehber öğretmenler her sene ihtiyaç duyulan alanlarda sürekli eğitim alıyor. Küresel salgın deprem gibidir, küresel anlamda afet gibidir. Bunun sonucunda önümüzdeki aylarda, yıllarda ailelerde ne tür etkiler bırakacaktır? Bunun sonucunda çocuklarda öz yönetim, motivasyon, odaklanma, dikkat dağınıklığı, obezite, göz bozukluğu gibi konularda, önümüzdeki yıllarda bizi hangi riskler bekliyor şeklinde bir takım çalışmalar yürütülüyor ve bunlarla ilgili önlemleri de alıyoruz diye konuştu.
'E- REHBERLİK SİSTEMİ ÖNEMLİ'
Selçuk, 2020- 2021 eğitim öğretim yılında uygulanan e- rehberlik sistemine ilişkin Bir çocuğun yıllar itibarıyla hangi özellikleri, başarıları gösterdiği, hangi testleri aldığı, hangi projelere katıldığına dair ne yaptığını hedefleyen bir proje. Tüm verileri kullanarak çocukların daha sonraki davranışlarını kestirme noktasında daha işlevsel bilgilere sahip olunabilecek. Kadına şiddet konusunu konuşurken bile kullanılan dil çok önemli. Biz, eğer bu konularda bahşediyormuş, lütfediyormuş, bağışlıyormuş gibi ettirgen bir dil kullanırsak bunun semantik çerçevesinin çok da sağlıklı olmadığını, konuşma metinlerde kullanılan cümlelerden bile algılayabiliriz. Bu yüzden bunun gelişimsel önleyicilik kısmı çok çok önemli dedi.
'SPOR OLMADIĞINDA ÇOCUĞUN ZEKA GELİŞİMİ RİSKE GİRİYOR'
Bakan Selçuk, sosyal duygusal gelişimin, şahsiyet gelişiminin de ana figürü olduğunu kaydederek şöyle dedi:
Biz, bir çocuğun eldeli toplamayla ilgili eksikliğini gidermek konusunda elbette bir göreve sahibiz, bir mecburiyetimiz var. Ama bir çocuğun şahsiyet oluşumu, onun kişiliğinin gelişimi çok çok daha kritik ve sosyal, duygusal gelişim bu açıdan çok önemli. Bir çocuğu ayakta dik tutan şey kişiliğidir, kimliğidir. Onun matematikteki, fizikteki bir kazanımı iyi bilip bilmemesi değildir. Şiddetle ilgili mesele de kişilikle, mizaçla ilgili bir meseledir. O yüzden sosyal duygusal gelişim meselesi, fiziksel hareket meselesi, sanatla ilgilenme meselesi bizim telafi programlarımızın da omurgasını oluşturuyor. Yaz döneminde ve sonrasında ortaya çıkan uyum programlarında asıl vurgumuz bizim bu sosyal duygusal gelişim ve çocuklarda kültürel birikim, çocuklarda sanatla iştigal etmek, çocukların spor yapması. Bunları çok önemsiyoruz çünkü spor olmadığında bir çocuğun zeka gelişimi de riske giriyor. Spor olmadığında bir çocuğun disipline olabilme kabiliyeti de zayıflıyor. Sanat olmadığında sanatın ince ayarından geçmeyen çocuklar gerçekten sağlıklı kişilikler geliştirmekte zorlanıyorlar. O yüzden bir sene içinde 10 bin atölye açtık. Hedefimiz 100 bin atölye dedi.
'SALGIN DÖNEMİNDE PSİKOLOJİK İYİ OLUŞ ARAŞTIRMASI YAPTIK'
Bakan Selçuk 'siber zorbalık' konusuna önem verildiğini söyleyerek Son zamanlarda yaptığımız ölçümlerde siber zorbalığın arttığını görüyoruz ve rehber öğretmenlerimiz de bu konularla ilgili eğitim veriyorlar. Salgın sürecinde 'psikolojik iyi oluş' başlığı altında bir araştırma yaptık. Covid süreci şiddeti nasıl etkiledi, acaba kovid süreci anne davranışında kız, erkek çocuk davranışında, ergen davranışında, liselilerde, ilkokullarda nasıl bir tablo sergiliyor ki biz ileri dönük hangi önlemleri almalıyız' şeklinde bir iyi oluş çalışması yaptık. 47 bin 968 ortaokul ve lise talebesine yönelik bir çalışma var. Araştırmanın uygulama süreci tamamlandı. Analiz süreci devam ediyor dedi.
'11 BİN 118 ÖĞRENCİYE NAKLİ'
Bakan Selçuk kadına yönelik şiddet nedeniyle nakil yapılan öğrenci sayılarına ilişkin bilgiler vererek, İkameti geçici olarak değiştirilmek zorunda kalınan ve nakil yapılan öğrenciler 2019-2020 eğitim öğretim yılında 10 bin 649, 2020-2021 eğitim öğretim yılında 11 bin 118. Doğan herkesin insanlaşması sürecine hizmet edebilmek bizim için çok önemli. İnsanlaşmak demek, şiddetten uzaklaşmak demek. Bunun bizim için ne kadar büyük bir değer olduğunun farkında olmak demek. Kadına yönelik şiddetle mücadele kapsamında büyük çalışmalar yapılıyor. Herkesin niyetinin samimi olduğunun farkındayım ve bu konuda hiçbir engelle karşılaşmıyoruz. Ne olursa olsun her türlü tedbiri tüm arkadaşlarımız alıyor ifadelerini kullandı.