Şamil Tayyar, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, partisinin Kızılcahamam’daki kampında belirlenen ‘yeniden yapılanma’ stratejisinin yanlış olduğunu söyleyerek, Oysa yeniden yapılanma yukarıdan aşağıya doğru olmalıydı. Yaşanan olumsuzlukların birinci derece müsebbipleri sigaya çekilmeden, kararlarda görece daha az etkisi olanlardan başlamak hatalı olur. Hele süreci fail/failler yürütecekse…” diye yazdı.
AKP yönetiminin değişim talebine direndiğini ileri süren Tayyar, Birçok takipçim, bize ulaşan birçok dost, AK Parti’nin değişim talebine neden direndiğini soruyor. İnanın bilmiyorum. Kanaatim o ki teşhisteki hata reçeteyi hükümsüz kılıyor. Seçim yenilgisi sadece ekonomideki olumsuzluklara bağlandığından olsa gerek, ‘2 yılda ekonomi düzelir, önümüzdeki seçimi sorunsuz alırız’ düşüncesi, gecikmenin ana nedeni olabilir. Çünkü, kurmay heyeti ve periferideki egemen düşünce bu yönde. Yani, tüm umutlar Şimşek bakanın performansına bağlanmış vaziyette. Oysa mevzu çok derin, vakit kıymetli, sandık çok uzakta değil” değerlendirmesinde bulundu.
ASAL Araştırma tarafından yapılan bir anketi de gündeme taşıyan Şamil Tayyar, anket sonuçlarına göre Türkiye’nin en büyük sorununun yüzde 65,3 ile hayat pahalılığı olduğunu belirterek, araştırmaya vatandaşların verdiği yanıtlardan siyasi partilerin çıkaracağı çok fazla ders olduğunu savundu.
İlginç olanı, ‘bu sorunu hangi parti çözer’ sorusuna verilen cevaptır. Ankete katılanların yüzde 30.9’u ‘hiçbiri’ diyor. Bu cevap tüm partileri geride bırakıp birinci sıraya yerleşiyor diyen Tayyar, Ankete katılanların yüzde 30.9’u ‘hiçbiri’ diyor. Bu cevap tüm partileri geride bırakıp birinci sıraya yerleşiyor. AK Parti yüzde 22.4, CHP yüzde 20.8 oranında çözüm adresi olarak görülüyor. Bu sonuçlardan çıkarılacak çok ders var. Yerel seçimlerde birinci olan CHP, hâlâ iktidar umudu değil ama iktidar partisinin ensesinde. İktidar partisi AK Parti ise hâlâ oyunda ama değişim talebine henüz tepki vermediği için yeni bir umut dalgası oluşturamıyor. Asıl tehlikeli olan ‘hiçbiri’ seçeneğidir. Siyasi partiler çözüm adresi olmaktan çıkarsa vesayet odakları güçlenir veya yeni siyasi arayışlar başlar. Yeni partiler kurulması demokratik süreçtir, çok da dert değil ama vesayet odaklarının güçlenmesi demokratik rejim açısından ciddi tehdittir. Partilere, özellikle iktidar partisine büyük görev düşüyor. Toplumun umutlarını söndürmeyin, hayallerini yıkmayın ifadelerini kullandı.