Baba Mehmet Dündar, "Defalarca emniyete şikayet ettim. Oğlumu getirmek için kamp kamp Suriye'de gezdim. Çocuklarımı ararken ölümle tehdit edildim. Ben bir baba olarak Türkiye'de yaşanan katliamlara kahroluyorum" dedi.
Radikal'den İdris Emen'in haberine göre Ankara ’da barış mitingine yönelik saldırının ardından canlı bombalardan biri olduğu iddia edilen Ömer Deniz Dündar’ın 2013 yılında ikiz kardeşi Mehmet Gazi Dündar’la beraber IŞİD’e katıldığı, Ömer Deniz Dündar’ın Walentina Slobodjanj adında Gürcü asıllı bir kadınla evlendiği, Mahmut Gazi Dündar’ın ise Alman vatandaşı Merve Dündar’la evlendiği ortaya çıktı. Dündar kardeşlerin 2014 yılında Adıyaman’a gelerek Adıyaman’da 8 ay kaldıktan sonra eşlerini ve çocuklarını yanlarına alarak tekrar Suriye’ye gittikleri edinilen bilgiler arasında. Saldırıyla ilgili konuşan Dündar kardeşlerin babası Mehmet Dündar saldırıyla ilgili, “Benim oğlum böyle bir şey yapamaz, ben oğlumu defalarca emniyete şikayet ettim. Oğlumu getirmek için kamp kamp Suriye’de gezdim. Çocuklarımı ararken defalarca ölümle tehdit edildim. Ben bir baba olarak Türkiye ’de yaşanan katliamlara kahır oluyorum” dedi. Öte yandan Ömer Gazi Dündar’ın eşi Walentina Slobodjani ile Mahmut Gazi Dündar’ın eşi Merve Dündar da canlı bomba ihtimali olarak aranan 21 kişilik listede yer alıyor.
2013 YILINDA GİTTİLER
Adıyaman’da 2013 yılında üniversite sınavına hazırlanan Ömer Deniz Dündar ile Mahmut Gazi Dündar kardeşlerin hal ve hareketlerinden şüphelenen baba Mehmet Dündar çocuklarını yakın takibe aldı. Dündar kardeşler önce sakal bıraktılar, ardından kız kardeşlerinin kapanmasını istediler. Baba Mehmet Dündar çocuklarındaki değişimi 29 Eylül 2013 tarihinde şöyle anlatmıştı: “Çocuklarım üniversite sınavına hazırlanırken geceleri ders çalışma bahanesiyle evden çıkıyorlardı. Zaman geçtikçe hareketleri değişmeye başladı. Önce sakal bıraktılar, daha sonra kız kardeşlerine kapanmalarını söylediler. Suriye’deki iç savaşı tartışırken bana, ‘Anlamadığınız şeyler var, İslamiyet’i anlamıyorsunuz. Bu, bir cihat ve herkes bu cihat uğruna savaşmalı’ diyerek kızıyorlardı. Bir gün takip ettim. Mahallede bulunan ‘Kasap Hacı’ adında birisinin evine gittiklerini gördüm. Geri geldiklerinde neden oraya gittiklerini sordum. Din hakkında sohbet etmek için ‘Redd-i Cuma’ adında 5-6 kişilik bir grupla buluştuklarını, Müslümanlarla ilgili videolar izlediklerini söylediler. Bir daha gitmemeleri için tembihledim. Çocuklar bir yandan sürekli namaz kılıp dua ederken, diğer yandan hiç camiye gitmiyorlardı. Mesela cuma namazını kılmıyorlardı, reddediyorlardı. Bu adamlar çocuklarıma şiddet içerikli videolar izletip onları kandırdılar.’’
"PEŞLERİNDEN HALEP’E GİTTİM ÇOCUKLARIMI BULDUM GERİ GETİREMEDİM"
Çocuklarının 2 Eylül 2013 yılında üniversiteye kayıt yapmak için evden ayrıldıktan sonra Suriye’ye gittiklerini, çocuklarını geri getirmek için Suriye’nin Halep kentine gidip kamp kamp dolaştığını ve çocuklarını bir villada bulduğunu söyleyen Mehmet Dündar, çocuklarını nasıl aradığını aynı tarihte şöyle açıklamıştı: “Bir gün çocuklarım evi arayıp Suriye’de olduklarını ve savaştıklarını söyledi. Cihat için gittiklerini ve peşlerine düşmememi söylediler. Emniyete başvurup durumu anlattım. Ancak emniyet çocukların reşit olduğunu belirterek karışmadı. Çocukları geri getirmek için rehberle Halep’e gidip dört gün boyunca altı tane kamp gezdim. Kamplarda Adıyamanlı, Bitlisli ve Bingöllü gençler vardı. Halep’te bir kampta ikisini de buldum. Çete liderlerine çocuklarımı almaya geldiğimi söyleyince bana, ‘Bu çocuklar burada cihat için savaşıyorlar. Sen kâfir misin onları cihattan alıkoyuyorsun? Bir daha buraya gelirsen seni vurup buraya gömeriz’ dedi. Çocukları görmek istediğimi söylediğimde bana, çocukların 45 gün eğitim göreceklerini ve eğitim bittikten sonra isterlerse Adıyaman’a dönüp ailelerini görebileceklerini söyledi. Çocuklarımı geri getiremedim.’’
EVLENDİLER, GERİ GELDİLER
Çocuklarının Suriye’de evlendiğini ve ardından Adıyaman’a geri geldiğini söyleyen Mehmet Dündar, “Ekim 2014 tarihinde çocuklarım Adıyaman’a geri geldi. İkisi de evlenmişti. Her ikisinin de birer çocukları var. Ben ikisini de emniyete ihbar ettim. Benim oğlum böyle bir şey yapamaz. Oğlumu Suriye’den geri getirmek için defalarca emniyete gittim. Oğlum 2014 yılında Adıyaman’a geldi. 8 ay yanımda kaldı. Ben oğlumu Emniyet'e şikayet ettim. Emniyet'e, ‘bunu alın cezaevine atın’ dedim. İfadesi alındıktan sonra oğlum serbest bırakıldı. 8 ay sonra Suriye’ye gitti. Ömer Deniz evliydi. Ömer Deniz’in bir çocuğu vardı. Şimdi ben ne yapacağım? Ömer Deniz Dündar’la en son Ramazan bayramında görüştüm. Durumları iyiydi. Diğer oğlum Mahmut Gazi Dündar’ın nerede olduğunu bilmiyorum. Onun YPG’nin elinde olduğu yönünde yayılan haberler yanlış. YPG’nin elinde olan kişi Mahmut Gazi Tatar. Benim oğlum değil. Benim çocuklarım IŞİD veya El Kaide’ye değil muhalif gruplara katılmıştı. İkisi de Suriye’de yabancı uyruklu kadınlarla evlendi. Ben bir baba olarak Türkiye’de yaşanan katliamlara kahır oluyorum. O kadar üzülüyorum ki, sanki saldırıda hayatını kaybeden 97 kişinin yükünü sırtımda taşıyorum. Ben bir baba olarak oğlumu geri getirmek için defalarca Suriye’ye gittim. Orada ölüm tehlikesi geçirdim. Yetkililere ulaştım. Daha ne yapabilirim ki?”