Sığınmacıları kurtaran kaptan İtalya İçişleri Bakanı'na dava açıyor
Kurtardığı göçmenlerle İtalyan limanlarına yanaşmasına izin verilmeyen, ardından Lampedusa adası limanına izinsiz yanaşan Sea-Watch 3 gemisinin kaptanı Carola Rackete, üç gün önce çıkarıldığı mahkemece serbest bırakılmıştı.
Avukatı Alessandro Gamberini, Radyo Cusano Campus'e yaptığı açıklamada Rackete’ye ‘korsan’ ve ‘kanun kaçağı’ diye hitap eden ve onu İtalya’dan sınırdışı edeceğini söyleyen İçişleri Bakanı Matteo Salvini’ye hakaret davası açacaklarını açıkladı.
Avukat, İtalya İçişleri Bakanı’nın ‘nefreti körüklediğini’ söyleyerek, “Hakaret davası açmak, mesaj vermenin bir yoludur” dedi. Salvini’nin davayı kaybetmesi halinde tazminat cezası alacağına dikkat çeken avukat, “İnsanları cüzdanlarından vurduğunuzda, kimseye haksız yere hakaret edemeyeceklerini anlarlar” dedi.
BU SEFER DE ‘ZENGİN VE ŞIMARIK ALMAN KOMÜNİST’ DEDİ
İtalya’da iktidardaki koalisyonun üyesi olan faşist Lig Partisi’nin lideri olan Salvini ise bu açıklamarı bir ‘düello’ya çevirdi. Duvar'ın aktardığına göre, Salvini, “Yasaları ihlal ediyor ve İtalyan askeri gemilerine saldırıyor, sonra bana dava açıyor. Bırakın zengin ve şımarık bir Alman komünisti, gangsterler beni korkutmaz” dedi.
İtalyan ordusunun emirlerine uymayarak 41 göçmeni Lampedusa Adası’na çıkaran Rackete'nin çıktığı mahkemede yargıç Alessandra Vella, Alman kaptanın ‘insan hayatını koruma görevini yerine getirdiğini’ vurgulamıştı.
Salvini ise “Söyleyecek sözüm yok. İtalya’da cezaevine girmek için ne gerekiyor?” açıklaması yapmıştı. İtalya İçişleri Bakanı, Rackete’yi şu sözlerle hedef göstermişti: “Bu ülkeye dışarıdan gelen birinin, yasalara uymadan ve askerlerin hayatını riske atarak kendi bildiğini yapmasının bir suç olmaması ve serbest bırakılması beni utandırıyor. Eğer bu gece İtalyan yollarında devriye gezen bir polis arabasına herhangi biri çarparsa hakkıdır. Sayın hakim çok kötü bir örnek!”
Bu açıklamaların ardından Rackete internet trollerinin hedefi haline getirilmiş, cinsel saldırı ve ölüm tehditleri almıştı. Üyesi olduğu sivil toplum kuruluşu Sea-Watch, kadın kaptanın tehditler nedeniyle gizli bir yere götürüldüğünü açıklamıştı.