Haziran ayı ile birlikte günlük hayatı daha da rahatlatacak şekilde tedbirleri önemli ölçüde gevşetmeyi planlıyoruz diyen Erdoğan, milletimin şundan emin olmasını istiyorum; salgının ülkemize sirayet ettiği 2020 Mart ayından beri aldığımız tedbirlerin özellikle de kısıtlamaların tek amacı 84 milyon vatandaşımızın sağlığını geleceğini kurmaktır. Mecbur olmadığımız hiçbir tedbire başvurmadık, başvurmayacağız. Bununla kalmıyor aldığımız tedbirleri vatandaşlarımızın işine, aşına zarar vermeyecek esneklikte uygulamaya özen gösteriyoruz. Üretim tarafında bunu başardığımızı memnuniyetle görüyoruz. Sanayi üretimi ve ihracat rakamları er ay yeni rekorlar kırarak olumlu yönde ilerliyor sözlerini kaydetti.
Sıkıntıya düşen insanlarımız, esnafımız, çalışanımız olduysa hepsinden helallik istiyoruz
Erdoğan'ın devamında ifade ettiği, Kısıtlamalardan etkilenen esnaflarımızın bir kısmı ile turizm sektörümüze de bu zor dönemde ayakta kalabilmeleri için her türlü desteği vermenin gayreti içindeyiz. Buna rağmen sıkıntıya düşen insanlarımız, esnafımız, çalışanımız olduysa hepsinden helallik istiyoruz sözleriyse dikkatleri çekti.
Hiçbir vatandaşımızın kendini sahipsiz hissetmemesi için devletimizin tüm imkanlarını seferber ederek sosyal destekleri ciddi oranda artırdık. Nitekim uluslararası değerlendirmelerde, salgın döneminde vatandaşlarına en yaygın ve etkin sosyal destek sağlayan ülkeler arasında yer alıyoruz diyen Erdoğan, Sağlık hizmetlerindeki başarısını sosyal ve ekonomik desteklerle taçlandıran Türkiye kendini gelişmekte olan ve gelişmiş ülkelerin çoğunda gözlenen kriz ikliminin dışında tutabilmiştir. Yeni yatırım ve istihdam arayışlarındaki yükseliş başta olmak üzere pek çok gösterge ülkemizi aydınlık yarınların beklediğine işaret ediyor ifadelerini kullandı.
İsrail tepkisi: Bu terör devleti artık tüm sınırları aşmış durumdadır
Erdoğan'ın açıklamalarının devamında Kudüs'te yaşananlara tepki göstererek şunları kaydetti:
Türkiye Kadim tarih medeniyet ve kültür bağları sebebiyle geniş bir coğrafyanın mesuliyetini üzerinde yaşayan büyük bir ülkedir. Gönül dostlarımızın ve kardeşlerimizin sevinci sevincimiz, sıkıntısı sıkıntımızdır. Filistin topraklarında ve özellikle Kudüs'te yıllardır devam eden Ramazan ayının son günlerinde ise iyice yoğunlaşan saldırılar sebebiyle bayrama buruk girdik. Dertliyiz, derdimiz var. Gücü sadece masum sabilere, biçare kadınlara, evini ve mabedini korumaya çalışan mazlumlara yeten terör devleti İsrail'in zalimlikleri karşısında hem üzüntülü hem öfkeliyiz. Türkiye'nin bu konudaki tavrı tamamen ilkeseldir. Dün Suriye sınırlarımız boyunca kurulmaya çalışılan terör koridoruna nasıl izin vermediysek bugün de MESCİD-i Aksa'nın mahremiyetine uzanan ellere aynı kararlılıkla karşı çıkıyoruz. Daha geçen yıl Libya'nın bölünmesine nasıl müsaade etmediysek, Kırım'ın ilhanına nasıl rıza göstermediysek; geçmişte Bosna'da hunharca işlenen vahşete nasıl sesimizi yükselttiysek bugün de tüm dünya görmezden gelse de İsrail'in zulmüne eyvallah etmeyeceğiz.
İsrail’in Kudüs’te sergilediği saldırganlığı derhal durdurmazsak yarın herkes kendini bu vahşi zihniyetin hedefinde bulacaktır
Nitekim İsrail'in saldırılarının başladığı andan itibaren gerek liderler gerekse uluslararası kuruluşlar nezdinde yoğun bir diplomasi faaliyeti yürüttük .Şimdiye kadar 19 ülkenin devlet ve hükûmet başkanıyla telefon görüşmesi gerçekleştirdim. Kendileriyle hem bayramlaştık, hem de Kudüs'te ve diğer Filistin şehirlerinde yaşanan hadiseler konusundaki endişelerimizi paylaştık. kısaca bir diplomasi yürürttük. Muhataplarımızla benzer hissiyatları paylaştığımızı gördük. Bununla birlikte genel olarak uluslararası toplumun bu konudaki duyarsızlığından üzüntü duyuyoruz. Siyasi kaygılarla ideolojik saplantılarla şu veya bu sinsi hesapla İsrail’in döktüğü kanlara sessiz kalarak veya açıkça arka çıkarak ortak olanlar bir gün sıranın kendilerine geleceğini bilmelidir. Eğer İsrail’in Filistin’de bilhassa Kudüs’te sergilediği saldırganlığı derhal durdurmazsak yarın herkes kendini bu vahşi zihniyetin hedefinde bulacaktır. Bu terör devleti artık tüm sınırları aşmış durumdadır.
Erdoğan'dan Kudüs için çağrı: Her ne yapılacaksa derhal yapılmalı, aksi halde...
BM Güvenli Konseyi'nin Genel Kurul'da alınan kararlara uygun şekilde süratle Kudüs'te barışı ve huzuru sağlayacak adımları atması şarttır. İslam İşbirliği Teşkilatı da derhal somut bir tutum almazsa kendi varlığını inkar etmiş olacaktır diyen Erdoğan, Bir kez daha altını çizerek ifade etmek isterim ki her ne yapacaksa derhal yapılmalıdır. Aksi halde ortaya çıkacak tablonun vahim sonuçlarıyla yüzleşilmesi kaçınılmazdır diye konuştu.