Arka Sıradakiler dizisindeki Gamze rolüyle tanınan Sinem Öztürk ''Cilveli ve seksi olmak hoşuma gitti'' dedi. Öztürk'ün Milliyet Cadde'ye verdiği röportajın satır başları şöyle;
‘Kiralık aşk’ nasıl bir dizi oldu?
‘Kiralık Aşk’ sıcak, tam yaz için kıpır kıpır, insanları içine alabilecek, izleyenlerin kendiyle örtüştürebileceği, güzel çatışmaların olduğu rengarenk ve neşeli bir iş oldu. Tepeden tırnağa o kadar enerjik bir ekiple yola koyulduk ki, günlerin nasıl geçtiğini, çekimlerin nasıl bittiğini anlamıyoruz. Ortaya çıkan iş bizi heyecanlandırıyor. Çok mutlu çalışıyoruz. Hikayemiz akılda kalacak.
‘Yasemin’ nasıl biri?
İşini iyi yapan, kendinden emin, biraz dominant bir karakter. Pazarlama müdürü... ‘Ömer’e karşı ilgisi olduğu için karakterler arasında bir çatışma olacak. Hırsı için birçok şeyi yapmaktan çekinmeyen, güçlü, bencil ve egoist biri. Karakterimi çok sevdim. En son ‘Hayat Yolu'nda benzer bir roldeydim ama reyting kurbanı olmuştu. ‘Hayat Yolu’ndaki karakterimden ayrıldığıma çok üzülmüştüm. Tam bu sırada ‘Kiralık Aşk’ projesi geldi. Bu yüzden sevincim iki kat arttı.
Benzer rollerin üzerinize yapışmasından kork-muyor musunuz?
Beş sene ‘Arka Sıradakiler’, iki sene ‘Huzur Sokağı’nda iyi karakteri oynadım. Bu yüzden bu tarz rolleri canlandırma şansım var diye düşünüyorum. Normalde üst üste bu kadar kötü iki kadını oynamayı tercih etmesem de, ilki reyting yüzünden uzun sürmeyince istediğim gibi içini dolduramamıştım. Benzer roller üzerime yapışmaz. Bundan sonra yine ters köşe bir rolde oynarım. Çünkü bunu seviyorum. Ama masum kızdan ziyade cilveli, seksi, kötü bir kadını oynamak daha çok hoşuma gitti.
‘Yasemin’le benzediğiniz yönler var mı?
Hiç benzemiyoruz. Herhalde bu kadar zıt karakterler olduğumuz için oynaması daha zevkli. ‘Yasemin’ çok bencil biriyken, ben tam tersi hep kendinden veren fedakâr, duygusal, başkaları için yaşayan bir insan oldum. Yalan söylemek veya birinin arkasından kuyu kazmak gibi bir durumum hiç olmadı. ‘Yasemin’ kadar çok aşık olup birinin peşinden de gitmem. Aşk artık benim için daha arka planda. Aşk için ne kendimi ne de başkasını kırmam. Benzediğimiz tek şey giyim tarzımız.
Dizideki gibi bir aşk oyunu içinde kaldınız mı?
Kalmadım. Zaten böyle bir durumun yaşanmasına asla izin vermem hemen kaçarım. Hiç mücadeleci bir ruhum yoktur. Çok şükür böyle olaylarla karşılaşmadım. Çünkü çok sıkıcı ve yıpratıcı bir şey. Aşk için savaşlar çıkmış, ama bence değmez.
‘Kendimi sevmeyi öğrendim’
“30 yaşında kendini bulmuş bir kadınım. Daha kararlıyım, ne istediğimi biliyorum. Bu zamana kadar başkaları için yaşadım ama şimdi kendimi sevmeyi öğrendim. Daha çok ayakları yere basan biri oldum. Artık daha tereddütsüz kararlar veriyorum. Eskiden her şeye, hep nedenler ve bahaneler arardım. Ama artık hiçbir şeyin neden ve bahane kaldırmadığını
o kadar iyi biliyorum ki, bir şey olmuşsa olmuştur. Bunun için ya savaşırsın ya da çekip gidersin. Ama ben şu an sadece işim için savaştığım bir dönemdeyim.”
Kuralları olan bir oyuncu musunuz?
Kurallarım yok. Gerektiği yerde, gerektiği şekilde projeye bir şey katıyorsam, proje de bana bir şey katıyorsa her şeye varım. Bunu, burada yapmam gerekiyor diye ikna olursam varımı, yoğumu koyup o işte olurum. Çok fazla kural gerektiğini düşünmüyorum, sonuçta oyuncuyuz, kural gerekmez. Doğru olan her şey yapılmalıdır diye düşünüyorum.
İlişkide nasıl bir partnersiniz?
Duygusal ve uyumlu bir karakterim. Eğer seviyorsam kalıba göre şekil alan biriyim. Tabii bu şimdiye dek olmaması gereken ve yanlış olan bir durumdu. Bundan sonra kendi kalıplarımla, kendi çizdiğim hayatı yaşayacağım. Kimsenin hayatına dahil olmadan iki farklı hayatı birleştirmek önemli. 30 yaş kadını olarak kendime bunları empoze ettim.