Bakan Soylu, Kanal D televizyonunda canlı yayına katılarak gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları cevapladı.
Bakan Soylu, çipli kimlik kartlarının arkasındaki çipin tasarlanırken 5 alanının bulunduğunu, o alanlara ne yerleştirilirse bunun da otomatik olarak kullanılma imkanının getirildiğini belirterek "Ehliyetimizi artık yanımızda taşımamız gerekmeyecek. Hazırlıkları tamamlıyoruz. Türkiye'ye bunu yakın zamanda müjdeleyeceğiz. Ehliyeti bunun üzerine yükleyeceğiz, jandarmamız ve polisimiz ehliyete bakmak istediği zaman (çipe) dokundurduğunda ehliyeti var mı yok mu anlamış olacak" dedi.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumuyla (BDDK), Hazine ve Maliye Bakanlığıyla anlaşarak kredi kartlarından uygun olanları kimlik kartının arkasında bulunan çipin içerisine koyabileceklerini de aktaran Soylu, şu ifadeleri kullandı:
"Sağlık hizmetleri, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) bu kimlik kartı ile bunun içerisine yüklenerek sağlanabilecek. En önemlisi elektronik imza. Yani bunun içerisine, atacağınız elektronik imza buna yüklenecek ve bu kartı çektiğiniz zaman, bir yere imza attığınız zaman o sanal ortamda elektronik imza olarak kabul edilmiş olacak. Dünyada böyle uygulama yapan ülke sayısı yok denecek kadar az."
Süleyman Soylu, yeni bir kontrol mekanizması daha getirdiklerini ifade ederek şunları kaydetti:
"O da şu, elektronik kimlik doğrulama sistemi. Bankaya, notere, hastanelere, nereye giderseniz kendinizi tanıtmak istediğiniz her yerde baş parmağınızı bir elektronik kimlik doğrulama sistemine koyuyorsunuz, baş parmağınızı koyduktan sonra diyor ki 'Siz Süleyman Soylu'sunuz, resminiz bu, sizin buraya girişinize imkan sağlanmaktadır.' Bunu tüm Türkiye için tüm Türkiye Cumhuriyeti kimlik kartına sahip vatandaşlarımız için yapacağız. Dünyanın önemli başarılarından birisine imza attık. 2017 yılının başında başladık bu kimliği vermeye tüm illerimizde. Yaklaşık 56 milyon vatandaşımıza bu kimliğimizi verdik. Bugün elektronik kimlik doğrulama sistemi ile bu bahsettiğimiz sistemle Türkiye'de hayatı çok kolaylaştıracağız."
On-line gerçekleştirilen Uluslararası Göç Filmleri Festivali'ni 30 milyondan fazla insanın izlediğini belirten Soylu, "Türkiye, 2011'de başlayan Suriye iç savaşından sonra dünyaya çok büyük örnekler gösterdi. Bunu da bir programla ve planlı yaptı, bugün bir karmaşıklık olmamasının temel sebebi de budur. Bunun anlatılması lazım. Uluslararası birçok mecrada anlattık, siyaseten anlatıyoruz, Sayın Cumhurbaşkanımız anlattı, bütün arkadaşlarımız anlattılar ama sanatın ve sinemanın gücü bambaşka. Şu anda 30 milyonu aşkın insan, Göç Filmleri Festivali'ne girdi ve seyretti" ifadelerini kullandı.
Festivalin kapanışında sürprizler olacağını dile getiren Soylu, farklı ülkelerdeki sanatçıların gösteriler, bakanlık görevinde bulunmuş bazı yabancı konukların değerlendirmeler yapacağını söyledi.
‘Milletimiz bambaşka bir millet’
Soylu, Sahil Güvenlik Komutanlığının 2019'da sadece Ege Denizi'nde 5 bin civarında insanın hayatını kurtardığını belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bizim milletimiz bambaşka bir millet, uzattığı el hep iyiliğe ait eller. Gittiğimiz her yerde hep bizimkileri görüyoruz. Kızılay, AFAD, İHH, Deniz Feneri, Sadakataşı gibi bütün dernekleri görüyorsunuz. Kimisi yetimlere bakıyor kimisi çadırlar kurmuş kimisi gıda getiriyor kimisi okul yapıyor, eğitim veriyor. O kadar büyük hizmetler yapıyoruz ki dünyaya bir model ortaya koyuyoruz. Elbetteki bir taraftan yaptıklarımız, bir taraftan sinemanın gücü. Bence dünyada bu, ötekileştirmeye çalışılan, korku oluşturan göç meselesini çok daha farklı bir noktaya taşıyacaktır."
‘Bugün Türkiye, ciddi bir alan baskısı oluşturdu’
Türkiye'nin geçmişte kendi üzerindeki kamburu taşımak zorunda kaldığını ve bunlardan birinin de terör olduğunu ifade eden Soylu, birilerinin terörü kullanarak Türkiye'yi istikrarsızlaştırmaya çalıştığını anlattı.
Soylu, "Bundan kurtulmak lazım, bundan kurtulmak için de bir toplu bakışa ihtiyaç vardı. Bugün Türkiye, terörle mücadelede başarılı, terörü kaynağında yok etmek için büyük bir çaba sarf ediyor. Bugün Türkiye, ciddi bir alan baskısı oluşturdu. Bugün Türkiye, Irak, İran, Suriye sınırından kendisine gelen saldırıları engellemek için tedbirler aldı" diye konuştu.
'Erdoğan'a yönelik de değerlendirmeler üniversitelerde yapılacak'
Bakan Soylu, "Metehan'a nasıl bakılıyorsa, Osmanlı'nın kuruluşu nasıl değerlendiriliyorsa, Mustafa Kemal Atatürk'ün mücadelesi nasıl değerlendiriliyorsa da yıllar sonra 'Ne yaptı Türkiye de buraya geldi' diye Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik de değerlendirmeler üniversitelerde yapılacak" ifadelerini kullandı.
‘Yarın tankımızı biz üreteceğiz’
İnsansız hava araçları olmasa, profesyonel askerlik sistemine geçilmemiş olsa söz konusu başarıların elde edilemeyeceğini belirten Soylu, "Irak'ın kuzeyine basmazsak bir taraftan Suriye'de DEAŞ, PYD-PKK ile bir mücadele ortaya koymazsak bunları yapabilme kabiliyetine sahip olabilecek miydik? Milli ve yerli savunma sanayi oranımız yüzde 20'den 70'lere çıktı. Mühimmatımızı, silahımızı, gece görüş kameralarımızı, en gelişkin insansız hava araçlarına taktığımız kameralarımızı biz üretiyoruz. Özellikle İHA'larımızı, Hava Kuvvetlerimizin kullandığı mühimmatları biz üretiyoruz. Milyarlarca dolar vermiyoruz. Bütün bunları gerçekleştirdik, yarın tankımızı biz üreteceğiz" ifadelerini kullandı.
‘6.5 milyon kişinin verileri yüklendi’
Soylu, suç ve suçlularla mücadele kapsamında yaklaşık 6.5 milyon kişinin yüz bilgileri ve geometrik verilerinin Plaka Tanıma Sistemi'nden Kent Güvenliği Yönetim Sistemi'ne kadar bütün kameralara yüklendiğini söyledi.
‘Türkiye'nin sınır ötesinde terör örgütünü karşılayarak eylemleriyle Türkiye'yi istikrarsızlaştırmaması için büyük bir fedakarlık ortaya koyduğuna’ dikkati çeken Bakan Soylu, "Bu, bizim ekonomimizi, istikrarımızı, turizmimizi, akademik hayatımızı, üniversitemizi şekillendiriyor. Doğu ve Güneydoğu'da lisanslı sporcu sayımız 800 binden 1 milyon 200 bine çıktı. Türkiye, toplam bir programı uyguluyor, bu programda huzur var, bölgesel barış var, kardeşlik var, insanlık var, tarım var, komşularla iyi ilişkilerimiz var, ticaret var, medeniyetimizin bütün dünyayla buluşturulması var" şeklinde konuştu.
‘Sadece salgın döneminde 12 binin üzerinde hesap belirledik’
Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sadece salgın döneminde provoke, manipüle edici, milletimizi endişeye sevk eden 12 binin üzerinde hesap belirledik. Bunların önemli bir bölümü yurt dışında, yüzde 60'ın üzerinde FETÖ, yüzde 20'nin üzerinde de PKK hesapları.
Yani aslında bir terörle de sanal alemde karşı karşıyayız. Bunun bilinci içinde hareket ediyoruz. Vatandaşımızı nasıl sokaktaki kapkaçtan, terörden, asayiş suçlarından korumak için mücadele ediyorsak aynı şekilde sanal alemde de tüm birimlerimizle, BTK, savcılıklar, hakimlikler dahil olmak üzere ortak mücadeleyi sergiliyoruz."
Soylu, bu konuda dünyanın birçok ülkesine ders verdiklerini, ABD'de FBI ve CIA nezdinde önemli bir noktaya geldiklerini söyledi.
‘Kadın cinayetlerinde hayatını kaybedenlerin sayısı 155'ten 106'ya düştü’
Bakan Soylu, aile içi ve kadına yönelik şiddetle mücadeleye ilişkin soru üzerine, bu konudaki yasal çalışmalar ve oluşturulan takip sistemleriyle ilgili bilgi verdi.
Şiddetle mücadele konusunda yılbaşından itibaren 111 bin personele eğitim verildiğini anlatan Soylu, "1000 elektronik kelepçe alıyoruz, daha da fazla alacağız" bilgisini paylaştı.
Soylu, 1 Ocak 2019 ile 17 Haziran 2019 tarihlerinde cinayete kurban giden kadınların sayısının 155 olduğunu, bu sayının 1 Ocak 2020-17 Haziran 2020 tarihlerinde 106'ya düştüğünü belirtti.
Elektronik kelepçeler çoğaltıldığında kadına yönelik şiddetle mücadeleye ilişkin takip mekanizmaları konusundaki yetkinliğin daha da artacağını vurgulayan Soylu, bu çalışmalara karşın birtakım marjinal organizasyonların kadına karşı şiddeti, aile içi şiddeti, cinayeti Türkiye'yi kötülemek, Avrupa ve dünya nezdinde daha karanlık noktaya taşımak amacıyla kullanma anlayışı sergilediğini ifade etti.
Meselenin bir cinsiyet kavgası olmadığının altını çizen Soylu, şunları kaydetti:
"Özellikle kadınlar bu konuda rahat olsunlar. Oluşturduğumuz, oluşturabileceğimiz bütün teknolojilerle, yaptığımız takiplerle Türkiye'de bu meseleyi sıfıra indirmek bizim temel görevimizdir. Şunu bilsinler; aile içi şiddeti bitirebilmek için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz. Aile içi şiddeti sona erdireceğiz. Türkiye, bu konuda dünyaya örnek bir ülke olacaktır. Bu konudaki eksikliklerimizi devlet olarak gidermek için de son derece büyük çaba ortaya koyuyoruz, doğru yoldayız ve doğru sonuçlar alıyoruz."
'KADES tipi uygulamaların özellikle kadınlarımız tarafından indirilmesi gerekir'
Bakanlığın Kadın Destek Uygulaması'na (KADES) da değinen Soylu, "Şu ana kadar 458 bin kişi KADES'i indirdi. Şu ana kadar 31 bin 800 civarında ihbar geldi ve bunlar yüzde 50'sinin üzerinde doğru ihbar. Bu, şu demektir: Neredeyse 15 bin 516 civarında doğru ihbara gidildi" ifadelerini kullandı.
KADES'in yerli ve milli bir yazılım olduğunu anımsatan Soylu, "Çok önemli bir noktaya geldiğimizi ifade etmek istiyorum ama daha da iyi bir noktaya gelebilmek için KADES tipi uygulamaların özellikle kadınlarımız tarafından indirilmesi gerekir. Sadece kendi açısından değil çünkü isim, soy isim tamamen gizli kalıyor ve başka birisini de kurtarabilmek adına kullanılabilecek bir ihbar uygulaması" şeklinde konuştu.
'Dünyadaki eroinin yüzde 17'sini biz yakalıyoruz'
Uyuşturucu ile mücadelede bir dertle karşı karşıya olduklarını dile getiren Soylu, "Doğumuzdan doğal uyuşturucunun, batımızdan da sentetik ve kimyasal uyuşturucunun transit geçiş ülkesiyiz. Bu bizim için bir tehdit ve tehlike. Aynı zamanda bu iki uyuşturucu kesiminin de hedef ülkelerinden bir tanesiyiz. Dünyadaki eroinin yüzde 17'sini, Avrupa'nın 70'ini biz yakalıyoruz. Bunlar az rakamlar değil, önemli rakamlar" diye konuştu.
Bakan Soylu, Türkiye'nin 2012-2013 yıllarından itibaren sentetik uyuşturucu, bonzai, ekstazi, captagon, sentetik ecza gibi uyuşturucu maddelerinin baskısı altında kaldığını dile getirerek şunları söyledi:
"Bunların özellikle insanı öldürücü etkisi daha yüksek çünkü bunların dünyadan hangi karışımlarla geldiğini de kimse biliyor değil. Bunlar bir de ucuz tüketiliyor ve onun için ulaşımı da kolay oldu. 2012, 2013, 2014, 2015, 2016, 2017 ve 2018'de bütün dünyayı etkisi altına aldı. Burada Türkiye yeni bir yöntem geliştirdi ve geliştirdiği yöntemle de çok ciddi mücadeleler ortaya koydu. 2019'da Cumhuriyet tarihinin en büyük yakalamalarını yaptık. Sadece Türkiye'de değil, İspanya, İtalya, Akdeniz, Libya açıkları, Sırbistan, Yunanistan, Almanya. Cumhuriyet tarihinin en büyük kokain yakalamasını yaptık 800 kiloyla. Cumhuriyet tarihinin en büyük eroin yakalamasını yaptık 1500 kilo ile."
‘Kanalizasyondan aldığımız sularla uyuşturucu kullanımını takip ediyoruz’
Soylu, "Sahada bunlara acımasız bir şekilde saldıracağız diye bütün tedbirlerimizi aldık. Hükümetimizden Allah razı olsun, 81 ilde narkotimlerimizi kurdular. Yine okullarımızın etrafından 6 bin polis, 20 bin güvenlik görevlisi görevlendirildi. Yetmedi, bunlarla birlikte parklar, aydınlatmalar, metruk binalarla ilgili ne yapacağımız konusunda haritalarımızı ortaya koyduk. Bu da yetmedi, Yeşilay'la beraber dünyada uygulanan bir metodu uygulamaya başladık. 18 vilayetimizde kanalizasyonlardan aldığımız sularla birlikte, her çeyrekte bir o illerde uyuşturucu kullanımı artmış mı azalmış mı bunu takip ediyoruz. Yakaladığımız her uyuşturucu kullanana anket yapıyoruz. Buradan kendimize bir yol haritası çiziyoruz" diye ekledi.
'Uyuşturucu ile mücadele konusunda kimseye nefes aldırmayacacağız'
Doğrudan uyuşturucu maddelere bağlı ölümlerin Türkiye'deki yıllara göre dağılımıyla ilgili bilgi veren Soylu, şöyle devam etti:
"Uyuşturucuya bağlı ölümler bu yılın ilk 5 ayında geçen yıla nazaran yüzde 47 daha azalarak devam etmektedir. Bu, bizim bu konudaki çoklu takibimizin bir sonucudur ve milletimiz de bu konuda bize güvensin uyuşturucu konusunda ve uyuşturucu ile mücadele konusunda kimseye nefes aldırmayacacağız. Şu anda 56 bin uyuşturucu satıcısı cezaevlerinde."
15 Temmuz'dan bugüne kadar Türkiye'de 933 organize suç çetesini çökerttiklerini belirten Soylu, "Bunun 25 tanesi ulusal ölçekte, geri kalanı bölgesel ve yerel ölçekte. Bütün bunları yaptığımız zaman bu konularda suç ve suçluya nefes alacak bir alan bırakmadığımızı söylemek isterim" dedi.
'Size kendimi ihbar edeyim'
Bakan Soylu, "Size kendimi ihbar edeyim. Kötü muamele sadece uyuşturucu satıcılarına yapılıyor. Uyuşturucuyla mücadele konusunda kimseye göz açtırmayacağız, satıcılara nefes aldırmayacağız" diye konuştu.
‘Hayvan Hakları koruma birimi oluşturuyoruz’
Hayvan haklarıyla ilgili de konuşan Soylu, "Hem polis, hem jandarmada hayvan haklarını koruma birimleri oluşturuyoruz. Arkadaşlarımız 10 gündür buna çalışıyor. Çok yakın bir zamanda polis merkezlerimizde de bu konuda da çok önemli bir adım atacağız. Çok ihbar geliyor bana. Tüm bunları ortadan kaldırabilecek, anı anına takip edilecek emniyet ve jandarmada bir birim oluşturuyoruz" dedi.
'Günde 600-700 kişi arar, 1500 mesaj gelir'
Bakan Soylu, 1 gününün nasıl geçtiğinin sorulması üzerine de şunları söyledi:
"Gece 1'de eve geldiğimde, hanım 'erken gelmişsin' diyor. Gece 3'e kadar istihbarat, günün notlarıyla ilgileniyorum. Türkiye'nin her tarafından günlük 600-700 telefon araması gelir. Bunlarının bir kısmının acil karşılanması gerekiyor. Valilerimizden, emniyet müdürlerimizden, jandarma komutanlarımızdan günde 1400-1500 WhatsApp mesajı gelir. Bunların hepsini görmek zorundayım. Günlük toplantılarımız var. Günde en az 20-30 kriz yönetiriz. Sadece bana gelen telefonlara ve taleplere bakan 10 arkadaşımız var. Bu uzun yıllardan beri böyle devam ediyor. 94 yılında telefon aldım, sonu da 94 zaten. 26 yıldır telefonumu değiştirmedim. Bunun bir sebebi var? Yıllar önce tanıdığımız insanın başına 40 yılda bir iş gelir, arar da bize ulaşamaz. Ben bunu bir sorumluluk olarak görüyorum."