Soylu, “Sen, PKK ile kol kola gir, MLKP savunuculuğu yap, onun adamlarını, PKK'nın adamlarını belediyene yerleştir, DHKP-C'linin savunuculuğunu yap, normal gazetecilik işi yapanları zan altında bırak teröristleri koruyacağım diye, ondan sonra dön Türkiye'ye 'uyuşturucu ticaretinden açığını kapatıyorsun' diye iftira et. Allah'tan korkusu yok, kuldan utanması yok anlıyoruz. Bu konuda emeğini ortaya koyan Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı olarak suç duyurusunda bulunduk, tazminat davası açacağız” dedi.
“Bu işi bırakmayacağız. Öyle iftira, yalan atmakla Türkiye'de siyaset yapmanın devrinin geçtiğini Kılıçdaroğlu örneği olarak göstereceğiz. Buna şu denir, beni bağışlayın, bu kadar çok pespaye bir duruma, sokağa düşmüşlük denir. Sokağa düşmüş, Allah kurtarsın” diyen Soylu, Kılıçdaroğlu'na tepki gösterirken, “Ana muhalefet partisi başkanı uluslararası istihbarat oyununa düşmektedir, bunu bilerek gündem değiştirmek için yapmaktadır. Türkiye'yi yalanlarla karartmaya çalışmaktadır” ifadelerini kullandı.
Soylu, İletişim Başkanlığı ile AFAD tarafından ortaklaşa düzenlenen "Afet İletişim Çalıştayı"nın ardından gazetecilere açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı. Afet zamanlarında doğru bilginin vatandaşlarla buluşmasının afet yönetiminin en önemli parçası olduğunu ifade eden Soylu, çalıştayda iletişimci, medya uzmanı, gazeteci ve muhabirlerin yer aldığını belirtti. En önemli afetin yanlış bilgi olduğunu kaydeden Soylu, bu konunun hem halk hem kamu yönetimi hem de afet yönetimi açısından önemine işaret etti.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarını eleştiren Bakan Soylu, şunları kaydetti:
"Anayasal bir kurum olan ana muhalefet partisi genel başkanı, her gün Türkiye'yi yalanlar ve dezenformatik bilgilerle karartmaya, insanımızın gönlünü karartmaya çalışmaktadır. Meclis'te çıktı, 'Bu Meclis'te 100'ü aşkın ByLock'çu milletvekili var' dedi. 'Tek kişi yoktur, bu yalandır' dedik o günkü Meclis için. Çıktı, Külliye'ye giden bir CHP'liden bahsetti, yalandı, ismini de telaffuz edemedi. Tutuklu gazetecilerle ilgili bir liste yayınladı. Listenin aslında bir terörist listesi olduğu apaçık ortadaydı. En son Yargıtay’ın, 2 gazeteciyle ilgili teröristlik bağını çok net bir şekilde ortaya koyduğu bir süreç. Aynı zamanda daha önce Mersin'deki yaşanan olay söz konusu. Bir tek cümle söylemedi. Yıllardan beri siyaseti yalan üzerine ortaya koymuş bir ana muhalefet partisi genel başkanı ile karşı karşıyayız."
Türkiye'de 1960 darbesinin yaşandığını, Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Poltakan'ın idam edildiğini anımsatan Soylu, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Ailelerinden kaç kişi mahkeme bastı? Bu ülkede, Recep Tayyip Erdoğan'a, Demirel'e, Ecevit'e siyasi yasak kondu, Özal'a yapılmadık kalmadı. Hatta Demirel, Özal Anayasa Mahkemelerinden hep şikâyet ettiler ama bunların her biri, bir siyasetçinin veya devlet adamının söyleyebileceği düzeyde kaldı, itiraz düzeyinde, topluma bilgi verme düzeyinde kaldı. Bunlar Yalova'da mahkeme bastılar, hâkime hakaret ettiler ve tabloyu hep beraber net bir şekilde bize görebilme fırsatı sundular."
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, CHP'li bazı belediyelere teröristlerin yerleştirildiğini savunarak, "Sadece o mu? Mersin’de belediye terörist, İstanbul’da belediye terörist, Adana’da, Türkiye’nin her tarafında, Şişli’de birçok yerde belediyelere terörist yerleştirdiler, çok net bir şekilde. Bütün bunları örtmek için maalesef ‘acaba ben kendi tabanımı, kitlemi bu yalanlarla başka bir noktaya çekebilir miyim’ endişesi içerisinde. Bu, ayıptır, bu, ana muhalefet partisi genel başkanına, anayasal kurumun temsilcisine yakışmaz” dedi.
"Neymiş, Türkiye cari açığını uyuşturucu ticareti ile kapatmaya çalışıyormuş” diyen Bakan Soylu, Türkiye haritasıyla şırınganın yan yana olduğu yabancı dergilerin dünyada yayınlandığını dile getirdi.
Özal, Erbakan, Menderes ve Tansu Çiller'in bundan nasibi aldığını, nasibini almayan kimsenin kalmadığını, bunun uluslararası istihbarat oyunu olduğunu söyleyen Soylu, şöyle devam etti:
"Ana muhalefet partisi başkanı bu istihbarat oyununa düşmektedir. Bunu, bilerek ve isteyerek yapmaktadır, gündem değiştirmek istemektedir. Problemi ne? Türkiye Yüzyılı, Türkiye'nin yeni arabası, Türkiye'nin olumlu ve başarılı giden gündemini acaba ben nasıl akamete uğratırım. Neymiş, Türkiye uyuşturucu ticareti yapıyormuş. Nasıl yapıyormuş Türkiye uyuşturucu ticaretini? Bir gramını, bir lirasını ifade edin Allah rızası için."
Bakan Süleyman Soylu, Türkiye'de 15 Temmuz 2016'da uyuşturucuya bağlı ölümlerin sayısının 941 olduğunu, ilgili birimler FETÖ'den arındırıldıktan sonra bu sayının 271'e düştüğünü bildirdi.
Soylu, şu ifadeleri kullandı:
"Bu 2021 rakamı. Bu yıl yaklaşık yüzde 25 daha aşağısında gidiyor. Türkiye'de uyuşturucuya bağlı ölümler 970'den neredeyse 2006-2007'li yıllara geldi nüfus artmasına rağmen. Türkiye'nin uyuşturucusunun yüzde 20'si doğuda, yüzde 80'i batıda yakalanıyordu. Şimdi uyuşturucunun 4'te 3'ü sınırlarından girdiği Ağrı, Van ve Hakkâri’de yakalanıyor. Yüzde 75 demektir ancak yüzde 25'i geliyor. 15 Temmuz 2016 tarihinde Türkiye'de uyuşturucu satıcılığından içerde yatan kişi sayısı 35-36 bindi. Yargı, mahkemeler her beraber kamu el ele vererek bu sayı bugün 117 bin. Cumhuriyet tarihinin en büyük operasyonlarını gerçekleştirdik eroinde. Yaklaşık 30'a yakın ülke ile 60'ın üzerinde yabancı operasyon gerçekleştirdik. Sahil güvenliğimiz dahi uyuşturucu mücadelesi ortaya koymaktadır."
İçişleri Bakanı Soylu, son dönemde, Yeşilayın ve Sağlık Bakanlığının rehabilitasyon merkezlerinin sayısının arttığını aktardı. Okulların önünde uyuşturucu satanlara yönelik sözleriyle dalga geçildiğini ifade eden Soylu, "Bakın bakalım okulların önlerinde uyuşturucu satan var mı? Yakaladığımız zaman tüm uyuşturucu satanlar ve uyuşturucu kullananlarla anket yaparız. Bütün bunlar değerlendirilir ve buna göre politikalar ortaya koyarız” diye konuştu.
"En iyi narkotik polisi anne" projesiyle 1 milyon anneye, yaygın bir eğitimle de 5,5 milyon kişiye ulaştıklarını aktaran Süleyman Soylu, uyuşturucuyla mücadele çalışmalarını anlattı.
Sadece uyuşturucuda, yaklaşık 1000'e yakın organize suç örgütünün çökertildiğini vurgulayan Soylu, "Şehit olan evlatlarımıza, askerimize, polisimize, sahil güvenliğimize, gece gündüz çalışan narkotik polislerimize, jandarmalarımıza ayıptır" dedi.
Türkiye'nin narkoteröre karşı önemli bir mücadele yürüttüğünü vurgulayan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, şöyle konuştu:
"Sen, PKK ile kol kola gir, MLKP savunuculuğu yap, onun adamlarını, PKK'nın adamlarını belediyene yerleştir, DHKP-C'linin savunuculuğunu yap, normal gazetecilik işi yapanları zan altında bırak teröristleri koruyacağım diye, ondan sonra dön Türkiye'ye 'uyuşturucu ticaretinden açığını kapatıyorsun' diye iftira et. Allah'tan korkusu yok, kuldan utanması yok anlıyoruz. Bu konuda emeğini ortaya koyan Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı olarak suç duyurusunda bulunduk, tazminat davası açacağız. Bu işi bırakmayacağız. Öyle iftira, yalan atmakla Türkiye'de siyaset yapmanın devrinin geçtiğini Kılıçdaroğlu örneği olarak göstereceğiz. Buna şu denir, beni bağışlayın, bu kadar çok pespaye bir duruma, sokağa düşmüşlük denir. Sokağa düşmüş, Allah kurtarsın."
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun ABD ziyaretine ilişkin ifadeleriyle ne mesaj vermek istediğinin sorulması üzerine Soylu, şunları söyledi:
"Kendisine zamanında sordum, cevap veremedi. Veremez. Fetullah Gülen'le görüşmedim dediği görüşmeyi yapıp yapmadığının tanıkları var. 'Ben ona geçmiş olsun dileğinde bulunmadım' diye yalan söyledi ya bunun tanıkları var. Nerede, ne zaman, hangi saatte ve kiminle. Dedim ki bir diş muayenehanesinde sen kiminle bir araya geldin? O tarihte, 15 Temmuz 2016 darbesinden önce sen acaba darbenin mottosu olan cümleyi orada kullandın mı kullanmadın mı? Burada FETÖ'cülerle görüştün mü görüşmedin mi? Bu diş muayenehanesinde yeni bir yol haritası çizdin mi çizmedin mi? Amerika'da büyükelçiler konusunda bir şey söyleyebildiler mi? Kendi partilisini büyükelçilere gönderdi. Altılı masanın ortaya koyduğu deklarasyonu redakte ettirdi. Yarın öbür gün bunun ses kaydı ortaya çıkarsa, bir vatansever bunun ses kaydını mahkemeye gönderirse ne olur? Yukardan aşağıya Kemal Kılıçdaroğlu yalan ve suç makinesidir. Ama Türkiye Cumhuriyeti devletine, Türk Emniyet Teşkilatına, Türk Jandarma Teşkilatına attığı bu uyuşturucu ticareti suçu karşılıksız kalmayacaktır."
Kılıçdaroğlu'nun kendi başarısızlığını, kendi içinde karşı karşıya kaldığı çaresizliği gölgelemek için yine bir yalana ve iftiraya başvurduğunu söyleyen Soylu, "Peşini bırakmayacağız, yanına bırakmayacağız, yakasını bırakmayacağız" diye konuştu.