Spor Bakanı: Rabbimizin kadınlara verdiği en önemli özellik annelik!

Samsun'da konuşan Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, Rabbimizin kadınlara verdiği en önemli özellik annelik ifadelerini kullandı.
Spor Bakanı: Rabbimizin kadınlara verdiği en önemli özellik annelik!
2020-08-11 06:40:55   Mettre à jour: 2021-09-05 00:13:37    

Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç “Rabbimizin kadınlara verdiği en önemli özellik annelik. Bunu söylediğimiz zaman bize diyorlar ki, ‘Siz kadını sınırlandırıyorsunuz. Kadına bir sınır getiriyorsunuz. Sadece anne olma sadece ev gibi bir noktada olma'. Sizin sadece annelik olarak algıladığınız o sıfat var ya, o yükümlülük var ya erkeğe yabancı olan erkeğin bilmediği hissedemeyeceği o yabancı olduğu olgu var ya o bir insana verilebilecek en büyük şeref ve payedir” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kızı Sümeyye Erdoğan Bayraktar da, “Kadın ve erkek birbirini tamamlayan iki cins” dedi.

Kılıç ve Erdoğan, Kadın ve Demokrasi Derneği'nin (KADEM) Türkiye'deki 15. temsilciliği olan Samsun İl Temsilciliği'nin açılış töreninde yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı:

"Biz şunu söyleyemiyoruz her konuda kadın ve erkek eşittir. Bunu söylemiyoruz. Ama şunu söylüyoruz. Kanun önünde haklar hususunda eşittir. Topluma katılım noktasında eşit haklara sahiptir. Fırsat eşitliğine sahiptir. Ama kadın ve erkek eşittir her konuda dilerek yola çıkanların kadının bedeni üzerinden kapitalizmin en vahşicesini yaşatırken tüm dünyaya hangi haktan bahsediyorlar. Tabii ki her insanın kendi hayatında nasıl yaşayacağını ve yönde yaşayacağını seçmesi konusunda hürriyeti vardır. Buna hiç kimsenin bir diyeceği yoktur. Ama şu da bir gerçektir ki vahşi kapitalizmin ortaya koymuş olduğu ve kadın ile ilgili çizmiş olduğu algı bizim nezdimizde doğru bir algı değildir. Çünkü kadın hiçbir zaman kapitalizmin bir parçası olarak kullanılacak bir varlık değildir.

Yaratılmışların en şereflisi olan insan diyoruz ama insan iki cinsten oluşur, kadın ve erkek. Belki yaradılışları farklıdır ama Rabbimizin kadınlara verdiği en önemli özellik annelik. Bunu söylediğimiz zaman bize diyorlar ki, ‘Siz kadını sınırlandırıyorsunuz. Kadına bir sınır getiriyorsunuz. Sadece anne olma sadece ev gibi bir noktada olma'. Sizin sadece annelik olarak algıladığınız o sıfat var ya, o yükümlülük var ya erkeğe yabancı olan erkeğin bilmediği hissedemeyeceği o yabancı olduğu olgu var ya o bir insana verilebilecek en büyük şeref ve payedir."

'KADIN VE ERKEK BİRBİRİNİ BÜTÜNLEYEN İKİ FARKLI CİNSTİR'

Törende konuşma yapan KADEM Genel Başkan Yardımcısı Sümeyye Erdoğan Bayraktar, kadın hakkının insan hakkı demek olduğuna inandıklarını söyledi. Sümeyye Erdoğan Bayraktar, "Mesele; önce insan merkezlidir. Kadın ve erkek birbirini bütünleyen iki farklı cinstir. Bu bağlamda toplumsal hayatın paylaşılması gerekir. Siyasetten akademiye sanattan iş dünyasına kadar her alanda ortak temsiliyet icap eder. Türkiye'de ortak temsiliyet alanı gittikçe genişlemekte. Elbette temel meselemiz nicelik değil nitelik olarak da kadının etki gücünü artırmaktır. Kadın duyarlılığını nezaketini bilgi ve kabiliyetlerini, sağduyusunu tüm alanlara yansıtabilmektir" diyerek sözlerine şöyle devam etti:

"Sivil toplum kuruluşları milletimizin yakın geçmişte yaşadığı 15 Temmuz darbe girişimi sürecinde de önemli bir misyon icra etti. Her şeyden önce fert fert hepimiz yalnız olmadığımızı anladık. Referanslarımızın doğruluğunu birbirimiz üzerinden test etme şansı bulduk. Ne mutlu ki milletimiz demokrasi yolunda destansı bir yürüyüş gerçekleştirdi. Düşünün ki bir kadın tek başına ‘Kimseyi bekleyemem dedim dışarı çıktım. Çünkü vatan mücadelesi beklemez' diyerek gece yarısı yola çıkmış tankın karşısına dikilmiştir. Safiye Bayat'ın bu örneğindeki gibi pek çok kadınımız canını hiçe sayarak ülkesine değerlerine ve bayrağına sahip çıkmıştır. Bu asil duruşa çok şey borçluyuz. Onu ve onun gibileri bu olgunluğa hazırlayan şey kuşkusuz milli düşünce olmuştur. On yıllardır birtakım güçler tarafından üzerine toprak atılmaya çalışılsa da ne mutlu ki milli düşence hâlâ diridir canlıdır. Bu sayede milletimiz bu hain girişimin darbeden öte bir işgal girişimi olduğunu fark edebilmiş ve ona göre tavır alabilmiştir. 15 Temmuz tarihimize bir milletin ölümü öldürdüğü gün olarak geçmiştir. Ölümü öldüren millet artık hiçbir şeyden korkmaz."