Sosyal medya paylaşımına Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve MİT Başkanı İbrahim Kalın'ı da etiketleyen Denizolgun'un açıklaması şöyle:
"Gün geçmiyor ki; yepyeni, ispatlı, kesin istihbaratlar bizlere gelmesin!!!
Kurişiilik sisteminin yıllardır uygulamış olduğu, Dedemin K.S çizgisini asli rotasından saptırarak, maddi-manevi her yönden kurdukları sömürü sistemi; artık iyice kabak tadı verdi!
40'ı aşkın cemaat şirketlerimizde, binlerce sayıda olan vakıflarımızda ve derneklerimizde; emek yoğun, alın teriyle çalışan nice işçilerimizi, çalışanlarımızı, dini, ilmi, Kuranı Kerimimizi öğretmek için gece gündüz, başka hiçbir sosyal çevresi olmadan hizmet veren hocalarımızı ve hoca hanımlarımızı; yıllardır hep düşük ücretlerle, korkuyla, baskıyla sindirdikleri, itaat etmezseniz imandan küfre düşersiniz tehdidiyle, abimiz Kurişiiyi! dinlemeyen, kayıtsız, şartsız ona itaat etmeyen; küllüm zarar eder, küllüm mahvolur, hatimlerden kovulur, kurslara giremez, Hazreti Nuh A.S gemisinden atılmış gibi olursunuz gibi Ehli Sünnet İtikadına ve Nakşi Tasavvufi anlayışa, taban taban zıt şekilde aykırı bir biçimde tehditler savurarak, maddi ve manevi kıskaca ve kafese alan Kurişiilik sisteminin son yaptıkları artık bardağı taşırdı!
Artık Kurişiilik sisteminin noktalanmasına çok az kaldı!!
Hazreti Üstazımız olan Dedemin K.S zamanı, Kemal Beyağabeyimizin zamanı; Dini İslam için, Kuranı Kerimimiz için, maneviyat için; maddiyat feda edilirken; Dünyanın En Büyük Suç ve Terör Örgütü ve En Sinsi Maddi-Manevi Sömürü sistemi olan Kurişiilik sistemiyle; maddi çıkar ve dünyalık için; maneviyat, hakiki yolumuz feda edilir oldu.
Amcamın şaibeli vefat senesi olan 2016'dan beri uygulanan yöntem olan; maddi çıkarlar, mafyavari güç ve imkanlar için; maneviyatı istismar etmek, yozlaştırmak, yolumuzu batînileştirmek, Ehli Sünnet itikadı ve Nakşi Tasavvuf yolunu, bidatlar ve hurafelerle hurûfileştirerek bozmak, sorgulayan veya itiraz eden olursa da; dinden çıkarsınız, hatimlerden, kurslardan kovulursunuz, dünya ve ahiretiniz küllüm mahvolur tehdidiyle sindirmek şekliyle olan bu sapkın yöntem; hukuka, evrensel insan haklarına, Ehli Sünnet İtikadına ve Nakşi Tasavvufi anlayışa aykırı süfli bir yöntemdir!!!
Din dışıdır, Tasavvuf dışıdır. Adalet, Vicdan, Hak-Hukuk-Kanun ve İnsanlık dışıdır!!!
Cemaatimizle iltisaklı tüm şirketlerde, vakıf ve derneklerimizde durum maalesef aynı...
Cemaatimizin; hastanesi, okulları, kreşleri, hipermarketleri, gıda üretim şirketleri, tur ve turizm şirketleri, sigorta şirketleri, inşaat şirketlerinde çalışanlara veya işçilere, derneklerimizde, vakıflarımızda, kurslarımızda hizmet veren tüm hocalarımıza ve hoca hanımlarımıza, ekonomik sıkıntıları ve ihtiyaçları olduğu halde, aynı zulüm uygulanıyor.
On binlerce kişinin hesaplarına; resmi ve mecburi olarak asgari maaş olarak; 17 bin TL civarı yatırırlarken; bekar olup olmamasına veya yaptığı işe göre değişkenlik göstermek kaydıyla; 17 bin TL' nin; kiminden 10 bin TL'sini, kiminden 7 bin TL'sini, kiminden 5 bin TL'sini elden cebren geri alarak, büyük sömürü düzenlerinin şiddetini, daha da arttırarak devam ettiriyorlar.
Bilmiyorlar ki; bu yaptıkları haksızlıkların, zulümlerin, kendilerine edilen ahların bedelini dünya ve ahiret aheste aheste ödeyecekler!
Bilselerdi, yapamazlardı, cahil oldukları için zalim oldular. Zalim oldukları için korkak oldular. Korkak oldukları için cehaletleri daha da koyulaşarak tam bir çıkmaz, kısır döngüye girdiler!
Birde üstüne hükümet, devlet ve millet aleyhtarlığı yaparak; seçim öncesi ve sonrası bir kampanyaya giriştiler. Kendileri fiyatları kasti olarak yukarı çekerek, zaman zaman stokçuluk yaparak, denetim olduğu vakit sahte fiktif defterlerini göstererek, evrakta sahtecilik gibi, vergi kaçırmak gibi, çalışanlarının maaşını haksızca gasp etmek gibi, piyasa sistemini kasti olarak etkilemek gibi sayısız suçu işlemeye devam etmektedirler.
Cemaatimizle iltisaklı tüm şirketlere, vakıflarımıza ve derneklerimize mali operasyonların yapılması için ihbarda bulunuyorum."