Sözcü’den İpek Özbey’in sorularını yanıtlayan Ali Mahir Başarır, TBMM Başkanlığı'na dokunulmazlığının kaldırılması için başvuruda bulunan Eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu için şöyle konuştu:
Soylu’ya: Şovdan başka bir şey değil
“Süleyman Soylu, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en karanlık İçişleri Bakanı’dır. Hakkındaki iddialar kitap olur. Suç örgütlerine koruma sağlamak, kara para aklama, yolsuzluk ve rüşvet, ihale usulsüzlüğü, gözaltı ve tutuklamalardaki adil yargılanma hakkının ihlalleri, emniyet güçlerinin orantısız güç kullanmaları... Sedat Peker’in arkası yarın açıklamalarıyla iyice artan suç örgütleri ilişkilerine dair iddialar...
Süleyman Soylu’nun birçok mafya örgütü liderleriyle fotoğrafları çıkmışken, THODEX dolandırıcısıyla fotoğrafları çıkmışken, İçişleri Bakanlığı döneminde birçok mafya örgütü lideri Türkiye’de rahatça cirit atarken hakkında herhangi bir soruşturma açıldı mı? Hayır. Şimdi yasama dokunulmazlığının kaldırılması için dilekçe vermesi, şovdan başka bir şey değildir. Eğer Soylu, bu iddialardan aklanmak istiyorsa, yapılması gereken hakkında bir meclis soruşturması açılmasıdır. Eğer Süleyman Soylu verdiği dilekçede ciddiyse, amacı şov yapmak değilse, gerçekten hakkındaki iddiaların ortaya çıkmasını istiyorsa biz meclis soruşturulması açılması konusunda imzacı oluruz. Kendisi de AKP milletvekillerini ikna etsin, salt çoğunluğu oluşturalım ve Meclis soruşturma önergesi verelim. Daha sonra da 360 milletvekilinin oyuyla soruşturma açalım. Madem yasama dokunulmazlığının kaldırılmasını bu kadar istiyor o zaman gelsin yüreği varsa meclis soruşturmasını kabul etsin. Cumhur İttifakı da Soylu’yu üzmesin, kendisini Yüce Divan’a sevk etsin. Ama tüm bunların gerçekleşmeyeceğini bildiği için Soylu, ‘Ben yasama dokunulmazlığımın kaldırılmasını istedim, Meclis Başkanlığı kabul etmedi’ diyerek topluma ‘aklandım’ mesajı vermek istiyor. Bu yapılan danışıklı dövüş. Yani toplum bir ‘Soylu Şov’ izledi. Bu bir oyundur ve yaptığı yalancı pehlivanlıktan başka bir şey değildir.”
Bahçeli’nin 17:25 mesajı; “Elimde koz var diye AKP’ye karşı gösterişte bulunuyor”
MHP lideri Devlet Bahçeli’nin Fenerbahçe Kulübü Başkanı Ali Koç ziyaretinde 17:25’i gösteren saat ile ne mesaj vermek istediği tartışma konusu olmuştu. Başarır bu konuyla ilgili şunları söyledi:
“Bahçeli, o dönem yaşadığı zorlukları ittifak ortağına hatırlatıyor besbelli; dört bakanın ve çocuklarının da dahil olduğu büyük yolsuzluklar, yasa dışı para transferleri, rüşvet alıp verme suçlamalarıyla AKP’nin yaşadığı derin meşruiyet sarsıntısını bugün siyasi mühendislikle kendi çıkarına kullanıyor. Elimde koz var diye AKP’ye karşı gösterişte bulunuyor. Dert, ülke çıkarları olsaydı 17/25 hesabı çoktan sorulurdu, elinde tuttuğu dosya da açılırdı. Ama bunların derdi ülke çıkarları değil, bunların derdi çiftçinin-emeklinin-işçinin durumu, öğrencilerin yurt sorunu, asgari ücretlinin geçimi değil. Bunların tek derdi var; o da kendi çıkarlarını korumak. Emniyet’e, Jandarma’ya, Yargı’ya eş-dost tanıdık atamak ve bürokraside etkin olarak, devleti kendi çıkarları doğrultusunda hareket ettirmek.”
“Çıkış yolu erken seçimdir ve CHP’nin iktidarıdır”
Başarır, iktidar kanadından gelen “erken seçim yok” mesajları için de şöyle dedi:
“Her fırsatta erken seçim söylemlerine karşı net bir duruş göstermeye çalışıyorlar. Erken seçimin gündeme gelmeyeceği veya getirilmeyeceği konusunda ne kadar konuşurlarsa konuşsunlar, erken seçime karar verecek olan millettir. Zaten seçim tarihinin 2028 olması önemli değil, biz daha erken bir tarihte seçim olacağını öngörüyoruz çünkü halkın geçim derdi büyük. Bu ekonomik zorlukta, bu geçim sıkıntısının olduğu yerde cumhuriyet tarihinde her zaman bir çıkış yolu olmuştur. Çıkış yolu erken seçimdir ve CHP’nin iktidarıdır.”
“Batık ekonominin cezasını CHP’li belediyeler değil, Erdoğan’ın ödemesi gerekiyor”
Başarır, “SGK borçlarıyla ilgili belediye başkanlarının çözüm için bir araya geldiğini biliyoruz. Nasıl yol alacaksınız?” sorusuna şöyle yanıt verdi:
“Bu konuda parti içinde bir çalışma yapılıyor. Belediyelerin borçlarında bir yapılandırılma ve gelir artırıcı önlemlerin alınması hususunda detaylı bir çalışma var. Hem belediyelerimizden hem de bu konuda uzman kişilerden bilgi alınıp, bu konuda bir sonuca varmak istiyoruz. Bu borçların çoğu AKP döneminden kalma borçlardır. AKP, bu borçları kendi dönemlerinde tahsil etmedi ve biz şimdi yerelde iktidara geldiğimiz için tahsil etmeyi amaçlıyor. Asıl hesapları CHP’ye nasıl hizmet yaptırtmam, belediyeleri nasıl çalışamaz hale getiririm diye düşünmek. Bu sebeple AKP’nin yapmış olduğu bu kaynaktan tahsil etme meselesi, belediyelerde hizmeti kısıtlamaktan başka bir şey değildir. Mesela AKP, kendi belediyelerinin SGK borçlarını, belediyelerin taşınmazları karşılığında mahsuplaşıyor ama iş bize geldiğinde bu yöntemi dahi ileri sürmüyor. Ancak burada şunu belirtmek isterim, ülkenin ekonomisini belediyeler değil, Erdoğan’ın ekonomi yönetimi batırdı. Bu yüzden batık ekonominin cezasını CHP’li belediyeler değil, Erdoğan’ın ödemesi gerekiyor.”