Uşşaki tarikatı şeyhi Fatih Nurullah, 12 yaşındaki kız çocuğuna cinsel istismarda bulunma suçlamasıyla tutuklandı. Nurullah son dönemde yaptığı 'Hele İslami devlet olsun, en güzel sarığı biz saracağız, en güzel cübbeleri biz giyeceğiz. (...) Ayasofya açıldı. Sarık ve cübbe de… Vakti gelir. Devletin kontrol mekanizmalarında olalım. Ne idüğü belirsizler karar mekanizmalarına geçince Müslümanlar sıkıntı çekiyor' sözleriyle gündeme gelmişti.
Odatv'nin haberine göre, Fatih Nurullah’ın yanı sıra müritlerinin de kaldığı Sakarya’nın Akyazı ilçesinin Kuzuluk mahallesindeki dergah Perşembe günü jandarmalar tarafından basıldı. Baskın sırasında tarikat mensuplarının Jandarmaların yanından bir adama saldırdığı görüldü. Görgü tanıkları, Jandarmanın biber gazı kullanarak müritlerin saldırısını durdurduğunu anlattı. Kavganın ardından şeyh Fatih Nurullah gözaltına alındı.
12 yaşındaki kız çocuğuna istismar
Jandarmaların şeyh Nurullah’ı gözaltına alma sebebi, yakın zamana kadar annesiyle dergahta bulunan 12 yaşındaki bir kız çocuğuna yönelik cinsel istismar şikayeti olduğu öğrenildi.. Jandarmanın yanında müritlerin saldırısına uğrayan ise, küçük kız çocuğunun babasıydı. Şeyhin müritlerinin saldırısına uğrayan babanın omzu kırıldı, belinde ve kolunda yaralar var.
Çay götürdüm beni dudağımdan öptü
'Olayın olduğu gün Fatih isimli kişi annemin telefonuna saat 20:30 – 21:00 arasında çay istediği şeklinde mesaj atmıştı. Ben de ona çay götürmüştüm. Bana ‘herkes kapıyı çalarak girer, sen çalmadan da girebilirsin’ dedi. Sonra bir şeyler daha istedi ben de getirmek için aşağıya gittim. İstediklerini götürmek için tekrar yukarı çıktım. Evin salonundaydık. Üst katta ben ve Fatih’ten başka kimse yoktu. Beni bana bir şey demeden dudağımdan öptü ben ona bir tepki vermedim. Çünkü korkmuştum. Ben üst kata çıktığım zaman her fırsatta beni öperdi ve anneme babama söylememem konusunda bana telkinde bulunurdu.'
'Kıyafetlerimi diz kapaklarımın altına kadar indirip...
12 yaşındaki küçük kızın yaşadıkları bunlarla sınırlı kalmadı. Fatih Nurullah’ın öpmeleri sıklıkla devam etti. Bir noktadan sonra Nurullah daha ileriye gitmeye başladı. Y.A. ifadesinde şöyle anlattı:
'…Tekrar yukarıya Fatih’e çay götürdüm. Bana ‘şimdi İstanbul’a gideceksin, yokluğuna nasıl dayanacağım’ dedi ve beni yine dudağımdan öptü. Kıyafetimin üzerinden göğüslerime dokundu ve elini çekti. Kıyafetlerimi diz kapaklarımın altına kadar çıkarttı. Eliyle ön kısmına dokundu bu sürtünme şeklinde olmuştu, 5 dakika kadar sürmüştü.
'Benden de kendisini okşamamı istiyordu'
'Benden de aynı şekilde yapmamı, özel bölgesini okşamamı istedi. Ben başımdan gitmesi için uyuyor taklidi yapıyordum. Bu iki kez oldu. İkincisinde kıyafetlerim üzerimde iken özel bölgeme elini dokunup çekti. Herhangi bir acı hissetmedim. Sonra beni koltuğa yatırdı. Sonra arka kısmımı da elledi ve öptü. Fatih’in üzerinde beyaz elbise gibi bir şey vardı. Oturdu ve elbisesini kaldırdı. Özel bölgesini gösterdi. Bana ‘özel organımla bir şeyler yapmak ister misin’ dedi.'
'Bu olaylar aramızda kalacak, insanlara ayıp olur'
'Ben korktuğumdan gitmek istedim. Ancak ve bağırdı ve beni çağırdı. Bana ‘bu olaylar aramızda kalacak, insanlara ayıp olur’ dedi. Ben de daha önce onun isteği ile kilitlediğim kapıyı açıp annemin yanına gittim. Ağlamaya başladım. Annem ne olduğunu sordu ancak o sırada anneme anlatmadım. Başka bir şeyler uydurdum. Fatih her sabah sabah namazına giderken beni omzumdan öpüp, pantolonumu indirip, ön bölgemi okşardı…'