Sözcü'ye konuşan Davutoğlu'nun açıklamaları şöyle:
Demirtaş'ın “Davutoğlu ile yan yana gelip konuşmamız Türkiye'de özgürlükler için faydalı olacaktır” sözlerini okudum. Prensip olarak Türkiye'de demokrasiye inanmış, terörle arasına mesafe koymayı başarmış herkes ile görüşmeyi bu ülkenin geleceği açısından doğru görürüm. Bu bağlamda geçmişte de sert siyasi mücadelede bulunduğumuz liderler ile de bir araya gelmekten hiç çekinmedim.
Doğu Akdeniz
Stratejik Derinlik kitabını yazdığımda Türkiye'nin en hayati bölgesinin Doğu Akdeniz olduğunu vurgulamıştım. Çünkü Doğu Akdeniz, Türkiye ekonomisinin üç ana damarının buluştuğu noktadır. Antalya'da turizm, Mersin'de serbest bölge ve serbest ticaret limanı ve Ceyhan'da enerji. Dış ticaret, enerji ve turizm. Türkiye'yi; Antalya körfezine sıkıştırmaya çalışan kim olursa olsun, hangi gerekçeye dayandırırsa dayandırsın, bunun hepimizin ortak karşı çıkması gereken bir tuzak olduğunu bilmemiz gerekir. Bu bağlamda Doğu Akdeniz ve Kıbrıs konularında, Türkiye'nin menfaatlerini koruyan ve Akdeniz'deki, münhasır bölge de dahil olmak üzere denizlerdeki sınırlarını koruyan tüm politikaların her zaman yanında olduk ve olmaya da devam edeceğiz. Hükümetin bu konudaki tezlerini de doğru buluruz.
Diplomasi zayıf
Dışişleri Bakanlığım döneminde, 2012-2013 yılında da Mısır ile münhasır ekonomik bölge anlaşması imzalayacak noktaya gelmiştik. O zaman bütün hedefim, Türkiye ile Mısır arasında böyle bir anlaşma imzalayarak, Akdeniz'in en önemli iki sahildaş ülkesi arasında varılacak mutabakat ile iki ülke çıkarlarını da maksimize etmekti. Başbakanlığımda da ve sonrasında da bu konuyu yakından takip ettim. Ancak maalesef hükümetin yürüttüğü diplomasi zayıftır. Doğu Akdeniz'deki diplomasi eksikliği donanmamızın gücü ile kapatıldı. Bir diplomasi, haklı olduğu konuyu savunurken dahi yalnız kalıyor ve karşısında, çıkarları çelişkili birçok ülke bir araya gelmiş ise o diplomasiye başarılı demek mümkün değildir.