TKP'den yapılan yeni açıklama şu şekilde;
Dün Gazze’den İsrail’e karşı başlatılan operasyonun ardından burjuva medyasında İsrail hükümeti lehine propaganda eksik olmuyor, ikiyüzlü emperyalist merkezlerin şiddet karşıtı mesajları ve İsrail ile dayanışma açıklamaları arka arkaya geliyor.
Bu noktaya birden bire gelinmiş gibi yapmaya son verin. Kimse bölgedeki şiddeti yeni keşfetmiş gibi davranmasın.
Toprakları İsrail ordusu ve İsrailli yerleşimciler tarafından işgal altında tutulan Filistinlilerin maruz kaldığı sistematik zulüm ve baskı on yıllardır devam ediyor. Bu on yıllar boyunca Filistin halkı defalarca zorla yerinden edilmeyle karşı karşıya kaldı; buna direnenler ırkçılıktan beslenen ağır şiddetin her türüne uğradı; kara saldırılarıyla, hava saldırılarıyla bir halk boğulmaya, yok edilmeye çalışıldı.
Başaramadılar.
Ancak tüm bu süreçte Filistin halkına yönelik katliamları ve katliam girişimlerini İsrail’in müdafaa hakkı” diyerek destekleyen emperyalist aktörler, Filistin halkı direnişi yükselttiğinde barış”ı hatırladı.
Evet, bu bölge gerçek bir barışı hak ediyor. Ve evet, barış, yaşanan kayıplar hangi halkın kayıpları olursa olsun bu tablonun tamamen son bulması için gerekli. İnsan hayatının taşıdığı değere Filistinliler söz konusu olduğunda algılarını kapatan, tersi yaşandığında ise sahte bir duyarlılıkla hareket eden emperyalistlerin riyakarlığına yaslanarak komünistlerin bu konudaki samimiyeti sorgulanmasın. İsrailli komünistler bu açıdan önemli bir ders veriyor, tüm yaşananların sorumlusunun İsrail devletinin işgal politikası olduğunu cesurca söylüyor.
Filistin halkı varlık mücadelesi veriyor ve bu mücadele bağımsız ve egemen bir Filistin devletinin kurulmasıyla sonuçlanana kadar Filistin halkının eylemleri meşru kalmaya devam edecek. Bu mücadelenin kalıcı bir barışla sonuçlanması ise ancak emperyalizme karşı tutarlı bir mücadeleyi büyütmekle mümkün. Bir bütün olarak emperyalizme ve emperyalizmin bölge politikalarına dokunmadan sadece İsrail’i karşısına alan, bununla birlikte kuruluş dinamiklerinde İsrail’in rolü dahi tartışılan, ne sınıfsal ne siyasal karakteri nedeniyle Filistin halkının direnişini ilerici bir toplumsal projeye bağlama imkanı bulunan Hamas’ın bu mücadeleyi omuzlayamayacağı ortada. Tam da bu nedenle Filistin halkının bitmeyen direnci bölgede kalıcı bir barış için anti-emperyalist ve seküler bir karakter taşıyan sol güçleri ayağa kalkmaya çağırıyor.