TÜKODER tarafından yapılan basın açıklamasında, şöyle denildi:
Sabah uyandığımızda yoksul tüketiciye yazılan acı reçete karşımıza çıktı. Tükettiğimiz ürünlerin büyük bir bölümüne Katma Değer Vergisi (KDV) artışı yapılarak, ürünlerin etiket fiyatları yüzde iki ila on iki arasında zamlanmıştır. Temizlik ürünlerine gelen %12 KDV artışı ise en önemli artışlardan biridir.
Verilen zamlar emekçinin eline geçmeden eridi, emekli ölüme mahkum ediliyor
Verilen asgari ücret zamları, yoksul emekçinin eline geçmeden erimiş; emekli ise ölüme mahkum edilmeye çalışılmaktadır. Kötü giden ekonominin, büyüyen cari açığın, hoyrat harcanan kamu kaynaklarının ve boşalan hazinenin sorumlusu yoksul halk değildir. Sürekli artan döviz kurunun ve ülkenin ithal ürüne muhtaç hale getirilmesinin sorumlusu yoksul tüketici değildir.
Dolaylı vergilerin yükseltilerek faturanın halka kesilmesinin kabul edilemez olduğu belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
Ekonomiyi bu duruma kimler getirdi ise sorumlular onlardır. Geçmediğimiz köprülerin, oto yolların, tünellerin, kullanmadığımız havaalanlarının ücretlerinin döviz bazlı ödenmesi için kimler karar verdi ise, kimler eksik bilgilendirme ve hesaplar yaptı ise sorumlu onlardır. Bu ülkenin kaynakları kimlere aktarıldı ise acı reçeteyi de onlar içmelidir.
İhale patronları şirketler acı reçeteyi içmelidir
Çeşitli teşvikler ile kaynakların aktarıldığı doğrudan vergi mükellefleri olan ihale patronları şirketler acı reçeteyi içmelidir. Bu özellikli şirketler aldıkları teşvik istisnaları ve çeşitli yollar ile düşürülen matrahlar nedeniyle ya çok az vergi ödemekteler ya da bilançoları zarardadır. Bilindiği üzere tüketim vergisi dediğimiz tüketirken ödediğimiz bu vergileri tüketiciler yaşam için zorunlu tüketim maddelerini satın alırken ödüyor. Gelirine bakılmaksızın herkesin aynı oran veya miktarda ödediği bu vergiler nedeniyle vergi adaleti bozulmaktadır.
Krizin sorumlusu biz değiliz, neden faturasını biz ödüyoruz
KDV artışlarının acilen geri çekilmesi ve gelire endeksli vergi sisteminin gelmesi gerektiği belirtilen açıklamada, Bu artışlar kabul edilemez, krizin sorumlusu biz değiliz, neden faturasını biz ödüyoruz. Gerçekten bu ülkede vergi adaleti sağlanmak isteniyor ise, servet beyanı getirilmeli, kazanca göre vergi alınmalıdır ifadelerine yer verildi.