İstanbul Tabipler Odası'nın basın toplantısına Türk Tabipleri Birliği Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Pınar Saip ve İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Prof. Dr. Osman Küçükosmanoğlu'nun katılımıyla düzendi. Diğer illerdeki Tabip Odaları temsilcileri ise toplantıya çevrimiçi olarak katılarak sorunlarını dile getirdi.
Tabipler Birliği adına basın açıklamasını İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Pınar Saip okudu. Saip yaptığı açıklamada "Pandemi herkese hekimlerin ve sağlık çalışanlarının ne kadar yaşamsal ve önemli bir iş yaptıklarını gösterdi. Bizler böylesi önemli bir alanda, nitelikli hizmet üretmeye çabalarken pandemi ile birlikte ekonomik krizin derinleşmesi, çalışma koşullarımızda yaşadığımız zorlukları artırmış, ekonomik haklarımız giderek gerilemiştir. İşlemeyen ve sağlıksızlık üreten sağlık sisteminin tüm yükünü bizler çekiyor ve emeğimizin karşılığını alamadan her geçen gün umutsuzluğa sürükleniyoruz. Ancak yaşadıklarımızın kader olmadığını biliyoruz" ifadelerini kullandı.
Tüm sağlık kurumlarında 14 Mart Pazartesi ve 15 Mart Salı günü acil sağlık hizmetleri dışında sağlık hizmeti vermeyeceklerini açıklayan Saip, "Bir kez daha tabip odalarımızla birlikte başta TBMM olmak üzere etkili, yetkili olan herkese sesleniyoruz: Emeğimizin karşılığını alamadığımız, tüketen çalışma koşullarına, sağlık alanında yaşanan şiddete tek bir gün bile tahammülümüz kalmadı. Emeğimiz için, haklarımız için, acil taleplerimize yönelik adım atılmaz ise 14-15 Mart Pazartesi ve Salı günleri tüm Türkiye'de, bütün sağlık kurumlarında G(ö)REV'de olacağımızı ilan ediyoruz" diye konuştu.
Yapılan basın açıklamasında İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Pınar Saip acil taleplerimizdir diyerek, hekimler için 10 acil taleplerini sıraladı. Saip, "TTB'nin önerdiği 'Sağlıkta Şiddet Yasası' acilen yasalaşmalı; cezalar tutuksuz yargılanma ve 'hükmün açıklanmasının geri bırakılması' düzenlemelerinin uygulandığı sınırların üzerine çıkarılmalıdır. Kamu hastanelerinde göreve yeni başlayan pratisyen ve asistan hekimler için temel ücret (maaş+sabit ek ödeme) yoksulluk sınırının en az iki katı, uzman hekimler için yoksulluk sınırının en az iki buçuk katı olmalı; sabit ek ödemeler genel bütçeden karşılanmalıdır. Özel sağlık sektöründe çalışan hekimlerin sosyal güvenlik primleri 'prim ödeme tavanı' üzerinden çalıştıkları kurumlar tarafından ödenmeli; ücretleri en az yoksulluk sınırının iki buçuk katı olmalıdır. Aile hekimi maaşları en az yoksulluk sınırının iki katına yükseltilmeli; tüm ASM binaları kamu tarafından inşa edilmeli, aynı standartlarda donanımı kamu tarafından sağlanmalı, bütün giderleri Sağlık Bakanlığı'nca karşılanmalı; Aile Hekimliği Ceza Yönetmeliği geri çekilmelidir. OSGB'lerde çalışan iş yeri hekimlerinin ücretleri Türk Tabipleri Birliği'nin belirlediği asgari ücret üzerinden ödenmelidir. Emekli Sandığı, SSK, BAĞ-KUR farkı gözetilmeksizin bütün emekli hekim maaşları (25 yılda emeklilik baz alınarak) pratisyen hekimler için asgari 15.000 TL, uzman hekimler için asgari 18.000 TL'ye çıkarılmalıdır. Çalışma ortamlarımız ve koşullarımız iyileştirilmeli, başta asistanlar olmak üzere bütün hekimlere nöbet ücreti kesilmeden nöbet ertesi izin hakkı tanınmalı, intörn hekim ücretleri en az asgari ücret düzeyine çıkarılmalıdır. COVID-19 'illiyet bağı' aranmaksızın meslek hastalığı sayılmalı, pandemide çalışılan her yıl için 120 gün yıpranma payı uygulanmalı, hekimler için ek gösterge 7 bin 200 olmalıdır. Sağlık sistemi ve kurumsal sorunlar kaynaklı malpraktis davaları ile hekimleri ödeyemeyecekleri tazminatlara mahkûm eden uygulamaların önlenmesi için yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Hekimleri de hastaları da mağdur eden, hekimlere karşı şiddet kaynağı olan, halkın sağlığını tehlikeye atan 5 dakikada muayene dayatmasından vazgeçilmeli, hasta randevuları her hastaya en az 20 dakika ayrılacak şekilde düzenlenmelidir" diyerek tüm hekimler için taleplerini açıkladı.