Son Dakika Haberi - 'Türkiye toplu iğne üretemeyen bir ülkeydi. Toplu iğne üretemezken bugünkü hale geldik'

Son Dakika Haberi - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Taliban'ın Afganistan'da kontrolü ele almasına ilişkin olarak, "Afganistan yönetiminde kim olursa olsun iyi ve kötü gününde Afganistan'ın yanında yer almak hem ahde vefanın hem de kardeşliğimizin gereğidir" dedi. Erdoğan, Taliban'ın itidalli ve ılımlı açıklamalarını memnuniyetle karşıladıklarını da söyledi.
'Türkiye toplu iğne üretemeyen bir ülkeydi. Toplu iğne üretemezken bugünkü hale geldik'
2021-08-19 09:28:11   Güncelleme: 2021-08-19 09:28:11    


Kanal 7, Ülke TV, 24 TV, TVNET ve TV 360 ortak canlı yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtlayan Erdoğan, "Taliban yöneticilerini kabul edebileceğimizi daha önce de ifade etmiştik. Bu tavrımızı bugün de muhafaza ediyoruz" dedi.
Erdoğan, "Bugünkü Afganistan tablosu sürpriz mi? Taliban'ın bu kadar hızlı Kabil'e girmesini bekliyor muydunuz?" sorusu üzerine, bazı ülkelerin Afganistan'a tıpkı Suriye'de yaptıkları gibi sadece terör ve göç zaviyesinden baktıklarını, "terör ve göç bize gelmezse sorun yok" dediklerini söyledi.

'Türkiye'nin Afganistan'daki askeri varlığı, yeni yönetimin de uluslararası alanda elini güçlendirecektir'

Taliban yöneticilerinin itidalli ve olumlu açıklamalarını memnuniyetle karşıladıklarını aktaran Erdoğan, "Afgan halkının huzuru, bu ülkede yaşayan Türk soydaşlarımızın selameti ve ülkemizin çıkarlarının korunması noktasında her türlü iş birliğine hazırız" diye konuştu.
Afganistan'ı, Türkiye için güçlü tarihi beşeri kültürel bağların olduğu bir ülke olarak niteleyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Afgan halkının İstiklal Savaşı'mızda verdiği maddi manevi desteği unutmamız mümkün değildir. Ülkelerimiz arasında 1 Mart 1921'de imzalanan İttifak Anlaşması'nda 'iki ülkenin kaderi ve saadeti birbirinindir' ifadesi var. Aramızda böyle bir yakınlaşma, böyle bir bağ var. Yönetimde kim olursa olsun iyi ve kötü gününde Afganistan'ın yanında yer almak hem ahde vefanın hem de kardeşliğimizin gereğidir. İlgili kurumlarımız bir süredir zaten Taliban ile irtibat halindeydiler. Biz de ülkenin geleceğini konuşmak üzere Taliban yöneticilerini kabul edebileceğimizi daha önce de ifade etmiştik. Bu tavrımızı bugün de muhafaza ediyoruz. Afgan halkının huzuru, bu ülkede yaşayan Türk soydaşlarımızın selameti ve ülkemizin çıkarlarının korunması noktasında her türlü iş birliğine hazırız. Taliban yöneticilerinin yaptığı itidalli ve ılımlı açıklamaları memnuniyetle karşılıyoruz. Şunu çok açık net ifade etmemiz gerekir. Özellikle Taliban'ın Türkiye'ye yaklaşımı köşeli değildir. Daha dikkatlidir ve bizimle olan ilişkilere yaklaşımı dış politika açısından çok daha hassastır. Temenni ediyorum ki bundan sonra da yine aynı hassasiyet devam edecektir. Zira birçok yerde yapılan toplantılarda bu hassasiyeti görüyoruz."
Afganistan'da görevli Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarının muharip güç olmadığını dile getiren Erdoğan, "Askerlerimizi orada asla yabancı bir güç olarak görmedik, kullanmadık. Türkiye'nin Afganistan'daki askeri varlığı, yeni yönetimin de uluslararası alanda elini güçlendirecek ve işini kolaylaştıracaktır" ifadesini kullandı.
Erdoğan, Kabil Hamid Karzai Havalimanı'nın güvenliğinin sağlanmasına ilişkin olarak, "Şimdi sahada oluşan yeni gerçeklere göre planlarımızı yapıyor, görüşmelerimizi de ona göre sürdürüyoruz" dedi. Afganistan'ın çok daha aydınlık yarınlara ulaşması için destek verdiklerini söyleyen Erdoğan, Hamid Karzai Havalimanı'nın güvenliğine katkı sunmanın yanı sıra resmi ve sivil toplum kuruluşları vasıtasıyla ülkenin ayağa kalkması için çaba harcadıklarını ifade etti.
Erdoğan, "Taliban sözcüsü bir taraftan Türkiye'nin Afganistan'ın dostu olduğunu söyledi ancak bir taraftan da Afganistan'da hiçbir yabancı güç olmasını istemediklerini söyledi. Bu iki açıklamayı tenakuz içinde buluyor musunuz?" sorusu üzerine, bir NATO ülkesi olarak, NATO'nun Afganistan'daki Kararlı Destek Misyonu'nda yer alarak bu ülkenin istikrarı için ellerinden gelen gayreti gösterdiklerini anımsattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan hafta sonu Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile bir görüşme yapacaklarını da dile getirdi. "Bu hafta sonuna kadar Merkel'le, hafta sonu Putin'le görüşmemiz söz konusu" diyen Erdoğan, Afganistan'daki Türk vatandaşlarının güvenliği ve huzurunun öncelikli konuları olduğunu söyledi. Erdoğan, Afganistan'dan toplam 552 Türk vatandaşının tahliyesinin sağlandığını belirtti.

Birleşik Arap Emirlikleri ile ilişkiler

Erdoğan, Nahyan ile de Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) Türkiye'ye yatırımları konusunda ciddi bir görüşme gerçekleştirdiğini söyledi.
Görüşmede hangi alanlarda ne gibi yatırımların yapılabileceğini ele aldıklarını aktaran Erdoğan, görüşmeye Varlık Fonu Başkanvekili ve Yatırım Ofisi Başkanı'nı da davet ettiğini belirtti. Erdoğan, görüşmede yatırımlar konusunda yol haritası konusunun ele alındığını söyledi.
Erdoğan, "BAE de buna göre adımlarını atmış olsun dedik. Kendileri de yanlarında zaten bu konularda sorumlu olan arkadaşları da getirdiler. Yol haritası üzerinde adımları kimler nasıl atacak belirledik. Çok ciddi bir yatırım hedefleri, yatırım planları var. İnanıyorum ki çok kısa zamanda Birleşik Arap Emirlikleri ülkemizde ciddi yatırımlara girecek." değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "BAE'den gerçekleşen bu ziyaret, iki ülke arasındaki buzların eridiği anlamına mı geliyor?" sorusu üzerine, şunları kaydetti:
"Devletler arasında bu tür gidiş gelişler, iniş çıkışlar olabilir ve olmuştur da. Burada da benzer bazı durumlar oldu. Şu an itibarıyla yaklaşık birkaç aydır bizim istihbarat örgütümüz başta olmak üzere Abu Dabi yönetimiyle bazı görüşmeler yaparak bu görüşmelerle belli bir yere gelmiş bulunuyoruz. Bundan sonraki süreçte de Muhammed Bin Zayed ile de bazı görüşmeleri yapma durumlarımız olacaktır, inşallah olacaktır diye düşünüyorum bugünkü görüşmeden sonra. Bu görüşmelerle bölgedeki bazı sıkıntıları aynı kültürün, aynı inancın mensupları olarak inşallah gidermiş oluruz. Çünkü biz bölgenin esas aktörlerinin birbirleriyle doğrudan konuşmasını, müzakere etmesini, kendi sorunlarını birlikte çözmelerini önemsiyoruz. Ben de bu konuda çok hassasım."

Kılıçdaroğlu'nun ABD'yle göçmen kabulü anlaşması iddiası

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 'ABD ile gizli göçmen anlaşması' iddialarına da gündemine alan Erdoğan, "Söylediği tek bir şey var 'Orada Dışişleri yetkilisi yoktu' Ne demek yoktu? İlla Dışişleri yetkilisinin mi olması lazım, ben varım orada. Dışişleri kime bağlı, bana bağlı. Kiminle konuşuyorum, Amerika Başkanı ile konuşuyorum. Kafayı takmışlar tercümanımıza. Yatıyorlar kalkıyorlar 'orada sadece tercüman vardı' diyorlar. Başınıza tercümanım kadar taş düşsün. Bunlar ahlaksız" dedi.

Muhalefetin erken seçim çağrısı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hedef haziran 2023. Muhalefetin işi gücü yok bunlarla meşgul oluyor. Bunlarla meşgul olmakla netice alacağını zannediyor." ifadelerini kullandı.
Erdoğan, Kastamonu, Sinop ve Bartın'daki sellerle ilgili acil ihtiyaçların karşılanmaya başladığını belirterek, "Acil ihtiyaçların karşılanması için şimdiye kadar bölgeye 73 milyon lira ödenek gönderildi" dedi. Muhalefetin doğal afetler karşısındaki söylemlerini eleştiren Erdoğan, "Muhalefetin karalama dili bu ülkede acaba ne zaman yok olacak? Gerçekten bunlar çok üzücü" diye konuştu.
Erdoğan, afet bölgelerindeki çalışmalara yönelik şu bilgileri aktardı:
 

Sel afeti önce Artvin, Rize'den başladı. Artvin, Rize'den bu sel afeti başlayınca ben de hemen ertesi gün bölgeye gittim. Zaten bunlardan bir tanesi de benim ana-baba ocağımdı. Oradaki durumları yerinde tespit ettik. Oradan Artvin'in Arhavi ilçesine geçtik, durumları yerinde inceledik. Bu bölgelerde metrekareye düşen yağış miktarı bile yaşanan afetin büyüklüğünü göstermeye tek başına yeterlidir.

Öbür taraftan batıda da Bartın, Sinop ve Kastamonu'daki felaket Doğu Karadeniz'e göre daha büyük bir felaket. Selin yaşandığı bölgelerdeki yağış miktarını geçmiş dönemlerle karşılaştırdığımızda çarpıcı bir tabloyla karşılaşıyoruz. Bozkurt'ta bir yılda görülen yağmurun yarısı sadece 63 saatte oraya düştü.

Sel nedeniyle Kastamonu'da 62, Sinop'ta 15, Bartın'da 1 olmak üzere 78 can kaybımız oldu. Doğu Karadeniz'le birlikte ele aldığımızda 100'ü aşan can kaybımız var.

 

Erdoğan, "AFAD'a para mı verecekmişiz' diyorlar. Sen cebren AFAD'a para verecek değilsin. AFAD bu tür afetler için kurulmuş. Kimse gırtlağını sıkarak para istemiyor. Hayırda bulunmak isteyen olursa verir, bulunmak istemeyen de vermez. Bugün itibarıyla 181 milyon TL bağışta bulunan oldu" diye konuştu.
Erdoğan, "Belediye başkanlığımdan beri söylemişimdir; sakın dere yatağına konut yapmayın, sakın dikey mimariye tevessül etmeyin, aşırı yüksek binalar yapmayın" uyarısında da bulundu.

'Yalan terörünün mimarı Bay Kemal'dir'

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na "Her zaman bir ifade kullanıyorum. Yalan terörünün Türkiye'de mimarı Bay Kemal'dir. İşi gücü yalan terörüdür" sözleriyle yüklenen Erdoğan, "Gençlerimiz başta olmak üzere tüm vatandaşlarımızı muhalefetin başını çektiği sosyal medya terörüne, yalan rüzgarına karşı dikkatli olmaya davet ediyorum" ifadesini kullandı.

'Aşı karşıtlığı kampanyası yürütülmesini doğru bulmuyorum'

Erdoğan, aşı olmayanların bir an önce aşılarını olması gerektiğini hatırlatarak, "Milletimin karşısında 3 doz aşısını olmuş bir Cumhurbaşkanı olarak bulunuyorum. Bir sıkıntı olsaydı herhalde kendimizi böyle bir riske sokmazdık. İlmi ve akli hiçbir gerekçeye dayanmadan aşı karşıtlığı kampanyası yürütülmesini doğru bulmuyorum" dedi.
Erdoğan, yüz yüze eğitime başlanacağını belirterek, "Dün akşam Bakanımla görüştük, inşallah yüz yüze eğitimi başlatacağız ve yavrularımız da öğretmenleriyle yüz yüze çalışmaya başlayacaklar" dedi.
Erdoğan, "Türkiye toplu iğne üretemeyen bir ülkeydi. Toplu iğne üretemezken bugünkü hale geldik" değerlendirmesinde bulundu. Yıl sonu büyüme beklentisine ilişkin Erdoğan, "Yıl sonu büyüme beklentimiz yüzde 5.8'in dahi oldukça üzerinde. İhracatta rekor üstüne rekor kırıyoruz, işte 210 milyar dolar duvarına yaklaştık" görüşünü dile getirdi.