Birgün gazetesinde kaleme aldığı yazıda Şenol, “Salgın büyümeye ve öldürmeye devam ediyor. Rakamların diliyle dünyada yaklaşık olarak her saat on bin kişi, her dakika yüz elli kişi hastalanıyor. Her gün, on dört bin, her saat altıyız, her dakika yaklaşık 10 kişi ölüyor. Günlük vaka bildiriminde Hindistan, Brezilya ve ABD’nin arkasından üçüncü, Avrupa bölgesinde birinciyiz. Aktif vaka sayımız beş yüz bini geçti, sokaklara çıktığımızda elimizi uzatsak çarpacağımız aktif bir salgınımız var. Toplam 4 milyon hastalanan kişinin 1 milyonu, rakamların başını döndüren turkuaz tabloya son 40 günde eklendi. Tüm bunlar katlanarak ve hıza büyümekte olan bir salgını ve yeni kendimize özgü bir varyantımız olabileceğini ve yenilerinin de ekleneceğini gösteriyor." değerlendirmesini yaptı.
Şenol şu ifadeleri kullandı:
"Zaten hiç sönümlenmemiş ve makul yani güvenli açılma sınırına getirilmemiş bir salgının ortasında yüzümüze maskemizi takıp düşüyoruz yollara. Büyüyen, hızla büyüyen, çok hastalandıran ve öldüren bir salgının ortasında, evlerimizden çıkmamamız gerekirken, varsa çocuğumuzu bir yerlere bırakmak, çoğunlukla kapalı iş yerlerimize, kalabalık taşıma araçlarıyla ulaşmak için düşüyoruz yollara. Bazen, kapalı kalabalık bir yerde toplanmış, geleneksel ya da çılgın partiler yapanların ekranlara düşen distopik kareleri ile kızdırılmaya, harlanmaya çalışan öfkemiz de yorgun. Resmi rakamlara göre ,Türkiye’de her saatte on üç, her beş dakikada bir beş kişi ölüyor. Zamanı ölümlere böldük, ölümleri zamana bölemiyoruz. Kederli bir zamanın kıyısına vurmuş ninem sıkıntılı zamanlar için derin bir iç çekişle “Kambur üstüne kambur” derdi."