Afganistan'daki artan şiddet ve saldırıların Başkan Joe Biden'ın yönetimi için ciddi endişe kaynağı olduğunu, bakanlığın adil ve kalıcı çözüm için diplomasi yürüttüğünü, ABD’nin Afganistan Özel Temsilcisi Zalmay Halilzad'ın Taliban’a ateşkes ve siyasi çözüm görüşmeleri için baskı yapmak amacıyla Katar’ın başkenti Doha’ya gittiğini, bölgedeki ve daha geniş coğrafyadaki hükümetlerle çok taraflı ve uluslararası kuruluşların zor kullanılarak dayatılan herhangi bir hükümeti tanımama taahhüdünün Taliban'a iletileceğini sıralayan Price, şöyle devam etti:
Afganistan'da silah doğrultarak iktidara gelen herhangi bir hükümetin uluslararası destekten ve uluslararası meşruiyetten yoksun kalacağı, sadece bizim görüşümüz değil, hasıl olan ve defalarca dile getirilen bir fikir birliğidir. BM Güvenlik Konseyi'nin geçen haftaki açıklamasında, üyeler, '2513 sayılı karara atıfla askeri çözüm olmadığını ve İslami Emirliğin yeniden tesis edilmesini desteklemediklerini yeniden teyit etti'. Bir dizi ülke, uluslararası blok ve kurumun imzaladığı bu basit önerme, Afganistan'da güç kullanılarak dayatılacak herhangi bir hükümetin meşruiyetten yoksun kalacağı ve pratikte, herhangi bir hükümetin kalıcılık elde etmek için kesinlikle ihtiyaç duyacağı o uluslararası yardıma sahip olamayacağı yönündedir.
Bir gazetecinin 'Şubat 2020'de Doha'da ABD ile Taliban arasında imzalanan anlaşmayı Taliban'ın ihlal edip etmediğiyle' ilgili ısrarlı soruları karşısında, ABD Dışişleri Sözcüsü, 'Afganistan'da şiddetin kabul edilemez yükseklikte olduğu, şiddet düzeyinin Taliban'ın anlaşmada vaat ettikleriyle tutarlı görünmediği, ama Taliban'ın anlaşmanın önemli bir bölümüne uyduğu' yönünde yanıtlar verirken asla 'ihlal' ifadesini kullanmadı. 'Asıl önemli olanın anlaşmanın ABD ve koalisyon güçlerine saldırmama bölümüne Taliban'ın uyması olduğu' mesajını veren Price, madalyonun öbür yüzünde Donald Trump yönetiminin vardığı anlaşmaya göre güçlerimiz 1 Mayıs 2021'den sonra Afganistan'da büyük sayılarda kalsaydı, yeniden şiddetin hedefi olabilirdi vurgusunu yaptı.
Ardından şu soru geldi: Bir AB yetkilisi, Taliban'ın şu anda Afganistan'ın yüzde 65'ini kontrol ettiğini söyledi. Taliban'ın hızla ele geçirmesinin ışığında, ABD'nin Türkiye'nin Kabil havalimanını yönetme çabası hakkında düşünme sürecinde bir tereddüt ya da şüphe var mı?
Price şu yanıtı verdi:
Kabil Havaalanı uçakla yolculuktan, ticari uçuşlardan çok daha fazlasını temsil ediyor kesinlikle. Güvenli, çalışır durumda bir havaalanının, sahada işleyen bir diplomatik varlığa sahip olma yeteneğimizin ayrılmaz bir parçası olduğunu düşünüyoruz. Dolayısıyla o havalimanının emniyeti, güvenliği, işlemeye devam etmesi bizim için çok önemli. Türk ortaklarımızın bunu korumada rol oynamaya istekli olduklarını belirtmelerine minnettarız. Elbette Afgan güvenlik güçlerinin de oynayacağı önemli bir rol var. Ancak görmüş olduğumuz hiçbir şey, işleyen, güvenli ve emniyetli bir Hamid Karzai Uluslararası Havalimanı'na verdiğimiz önemi azaltmıyor.
Takip eden Bu meseleyle ilgili Türk tarafında bir tereddüt duydunuz mu sorusu üzerine ABD Dışişleri Sözcüsü şunları söyledi:
Bu, en üst düzey dahil olmak üzere Türk müttefiklerimizle tartıştığımız bir konu. Başkan Biden tabii ki bunu mevkidaşı Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüştü. Bakanlık bunu çeşitli düzeylerde ele aldı. Şimdi esas olarak Savunma Bakanlığı'nın öncülük ettiği bir tartışma var. Her zaman yaptığımız gibi, bu tartışmaları gizli tutuyoruz, ancak Türkiye'nin önemli bir rol üstlenme konusundaki istekliliğini takdir ediyoruz.