Vatan'da öğrencilere işkence!

İstanbul Üniversitesi'nde gözaltına alınan arkadaşlarını karşılamak için Vatan Caddesi'ndeki İstanbul Emniyet Müdürlüğü önünde toplanan Fikir Kulüpleri Federasyonu (FKF) ve Öğrenci Kolektifleri üyesi 24 öğrenci, Vatan Caddesi'ndeki İstanbul Emniyet Müdürl
Vatan'da öğrencilere işkence!
2020-08-11 06:40:55   Güncelleme: 2021-09-05 00:13:37    

İleri'den  Meriç Şenyüz'ün haberine göre; Vatan Emniyet'e yapılan silahlı saldırıda bir arkadaşları topuğundan yaralanan öğrenciler, saldırıdan sonra Vergi Dairesi Müdürlüğü'nün otoparkına sığındı. 50 kadar silahlı sivil polis, otoparkı basarak öğrencilerin başına silah dayadı. Öğrencileri yere yatarak ters kelepçeye alan polisler, öğrencileri tekmeledi, üzerilerinde gezindi, “kafanızı oynatırsanız, kafanıza sıkarız” diyerek tehdit etti, dipçiklerle kafalarına vurdu, ağır hakaret ve küfürlerde bulundu. İstanbul Üniversitesi öğrencileri FKF'li Aybüke Ercihan, Alican Tüfenkoğlu ve Baransel Ağca yaşadıklarını İleri Haber'e anlattı.

AMBULANS BEKLERKEN POLİS BASKINI
Gözaltına alınan arkadaşlarının serbest bırakılacağı bilgisi üzerine Vatan Emniyet'e gittiklerini söyleyen Aybüke Ercihan, “Emniyet Müdürlüğü'nün karşı köşesinde diğer siyasetlerden arkadaşlarla gayet neşeli şekilde bekleşirken silah sesleri üzerine 'yetkili kişilerin' yönlendirmeleri doğrultusunda Vergi Dairesi Müdürlüğü'nün otoparkına sığındık. Buradan güvenli şekilde çıkarılacağımız söylenmişti” diyerek anlatıyor kabusun başlangıcını... Alican Tüfenkoğlu, arkadaşları Mustafa Güneş'in ayağından yaralı olduğunu orada fark ettiklerini, ayağına bez bağlayarak ambulans beklediklerini söylüyor. Öğrenciler ambulans beklerken otoparkı 50 kadar silahlı sivil polis basıyor.

“KIPIRDARSANIZ BEYNİNİZİ UÇURURUZ”
Tüfenkoğlu, “polisler bizi ilk anda eylemci sanmış olabilir ama biz olayla ilgimiz olmadığını silah sesleri üzerine buraya sığındığımızı aramızda yaralı olduğunu” ilk anda söyledik diyor. Polisler, buna rağmen 'terör baskını' muamelesini sürdürmüş. Ercihan, “Silahlı polisler, bize kıpırdamamızı yoksa 'beynimizi uçuracaklarını' söyledi. Daha sonra hepimizi yüz üstü ve elleri arkada birleşecek şekilde tekme tokat hatta silahları ile vurarak plastik kelepçeler ile bağladılar” diye anlatıyor. 

“YARALI ARKADAŞIMIZIN KAFASINA ÇUVAL GEÇİRDİLER”
Tüfenkoğlu, “Yaralı arkadaşımız Mustafa Güneş'i ambulansa götürmek yerine, kafasına çuval geçirip başına silah dayayarak örgüt soruları sormaya başladılar, arkadaşımız ilgisi olmadığını söylese de bu sorgu sürdü” diyor. Ercihan bu dakikalardan sonra yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “Gözlerimizi kesinlikle açmamamızı, kafamızı bir santim dahi oynatırsak bizi öldüreceklerini söylediler. Bu sırada sürekli patlama sesleri duyuldu. Durduk yere tekmelenmeyen, kafasına silah dayanmayan, dipçik ile dövülmeyen, küfür edilmeyen kimse kalmadı. Bu sırada yaralı olan arkadaşımızı o halde bekletmekte, kafasına çuval geçirilmiş bir vaziyette saçma sapan 'örgüt' soruları sormakta idiler.”

“TERÖRİST OLACAĞINIZA OROSPU OLUN”
Tüfenkoğlu ve Ercihan ağır hakaretlere maruz kaldıklarını da anlatıyor. Ercihan şunları söylüyor: “Her birimizin plastik kelepçeleri kasti olarak sıkı tutuldu. Ellerimiz morardı, bileklerimiz kesildi. Buna ses çıkaranlar yine dövüldü, üstlerine basıldı. Daha sonra çantalarımız yerlere boşaltıldı, kimliklerimizin fotoğrafları çekildi ve yüzlerimizin yakın fotoğrafları saçlarımızdan bizleri tutarak çektiler, sonra yüzlerimizi yere vurdular. Sürekli 'sizleri burada öldüreceğiz, terörist olacağınıza orospu olun daha iyi, vatan hainleri' ve 'sizi öldürünce devrim şehidi mi olacaksınız eheh' tarzı alaycı konuşmalar ve hakaretlere maruz kaldık.”

NAMLUYA MERMİ SÜRDÜLER
Baransel Ağca, polisin korku ve panik içinde olduğunu kendilerini de korkutmak için ellerinden geleni yaptıklarını söylüyor. Sürekli silahların namlularına mermi sürerek korkutmaya çalıştıklarını belirten Ağca, “Arkadaşlardan bazıları çatışma başlayınca aceleden çantalarını yukarıda bırakmışlardı, bu çantaları bizim yanımıza getirip biz yerde ters kelepçeli biçimde yatarken yanımızda patlatarak bize gözdağı vermeye çalıştılar” diyor. 

TERS KELEPÇE İŞKENCESİ
Küfredilmeyen kimse kalmadı diyen Tüfenkoğlu, yaklaşık bir-bir buçuk saat otoparkta sözlü ve fiziksel işkencenin sürdüğünü belirtiyor. Tüfenkoğlu, Ağca ve Ercihan, bir buçuk saat ters kelepçede kaldıklarını, muayene için götürüldükleri Haseki Hastanesi'nde kısa süre kelepçelerinin çözüldüğünü, sonra yeniden plastik kelepçe takıldığını toplamda 8 buçuk saat civarında ters kelepçede tutulduklarını belirtiyor. Gözaltında tutuldukları süre boyunca hakaretlerin sürdüğünü, su verilmediğini, tuvalete gitmelerine izin verilmediğini belirten öğrenciler, polis aracında 'ölürüm Türkiyem' vb. şarkıların dinletildiğini söyledi. İç Güvenlik Paketi'nin uygulanmasını bizzat yaşayarak gördüklerini belirten FKF'liler AKP'ye karşı mücadele azimlerinin sürdüğünü de vurguladı.