Yeni Zelanda’nın Christchurch kasabasında cuma namazı sırasında iki camiye silahlı saldırı düzenlendi.
Yeni Zelanda Başbakanı saldırılarda 49 kişinin öldüğünü, en az 20 kişinin yaralandığını açıkladı. Avustralya Başbakanı gözaltına alınanlardan en az birinin aşırı sağcı bir Avustralya vatandaşı olduğunu açıkladı.
SALDIRGAN MANİESTO YAYIMLADI
Yeni Zelanda saldırganı, saldırıyı internet üzerinden canlı yayımlarken, saldırı öncesinde 87 sayfalık bir manifesto yayımladı.
Aşırı sağcı internet forumlarında paylaşımlar yapan saldırganın yayımladığı manifesto, saldırganın internet üzerinden radikalleştiğini gösteriyor.
Kendisi de görüşlerini internetten edindiğini kabul eden saldırgan, Gerçeği başka bir yerde bulamazsınız diyor.
MANİFESTODA NELER VAR?
En az 40 kişinin öldüğü saldırıyı gerçekleştiren saldırgan, manifestosunda Yazdıklarımdan hatırlamanız gereken bir şey varsa, bu da doğum oranlarının değişmesi gerektiğidir diyor.
Wikipedia bağlantıları vererek, beyazların doğum oranlarının yetersiz olduğunu savunan saldırgan, Batı ülkelerinde beyazların yerini göçmenlerin aldığını iddia ediyor.
Kendisini eko-faşist olarak niteleyen saldırgan, Batı ülkelerinde etnik, kültürek ve ırksal olarak göçmenlerin beyazların yerini aldığını savunuyor.
FAŞİST, GÖÇMEN KARŞITI, MUHAFAZAKAR
Batı ülkelerine göçün durdurulması gerektiğini savunan saldırgan, kendisini 28 yaşında sıradan bir beyaz erkek olarak tanımlıyor.
Faşist saldırgan, eğitime çok az ilgi duyduğunu ve üniversiteye gitmediğini söylerken, doğum oranlarının yükseltilmesi için geleneksel aile yapısının korunması gerektiğini savunarak, bunların karşısında hedonizm ve nihilizm olduğunu öne sürüyor.
Manifestosunda Türk düşmanı ifadeler de kullanan saldırgan, saldırıyı ülkesini korumak için yaptığını iddia ediyor.
'NATO İLE TÜRKİYE'NİN ARASINI AÇMAK İÇİN'
Saldırganın manifestosunda Türkiye'ye ilişkin ilginç ifadeler yer alıyor.
Saldırıyı yapma sebepleri arasında göçü azaltmak ve Avrupalıların intikamını almak gibi sebeplerin yanı sıra, Avrupalı NATO ile NATO güçlerinin parçası olan Türklerin arasını açmayı sayıyor.
Faşist saldırgan bu şekilde NATO'nun bir kez daha birleşik bir Avrupa ordusu olabileceğini ve Türkiye'nin yabancı, düşman güç haline getirileceğini söylüyor.
'TÜRKLERE' YÖNELİK BÖLÜM
Faşist saldırganın manifestosunda Türklere başlıklı bir bölüm de bulunuyor. Kendi topraklarınızda barış içerisinde yaşayabilirsiniz, size zarar gelmeyecek diyen saldırgan, Boğaz'ın doğusunun Türklere ait olduğunu iddia ediyor.
Türklerin Avrupa topraklarında yaşamaya girişmesi durumunda onları öldüreceklerini söyleyen saldırgan, Türklere yönelik olarak ırkçı ifadeler kullanıyor.
Saldırganın İstanbul için geliyoruz, bütün camileri ve minareleri yok edeceğiz dediği, Ayasofya için de minarelerden kurtulacak ve yeniden Hıristiyanlara ait olacak dediği görülüyor.
SALDIRGANIN DİĞER GÖRÜŞLERİ
Kendisini eko-faşist ve etnik milliyetçi olarak tanımlayan saldırgan, doğanın korunması gerektiğini söyleyerek, çevreci olduğunu öne sürüyor.
Manifestosundan güncel siyaseti izlediği ve ABD Başkanı Donald Trump'ın kısmi destekçisi olduğu anlaşılan saldırgan, kendisini Hıristiyan olarak tanımladığını ifade ediyor.
Herkes Alman, İngiliz, Fransız olabildiğinde Avrupalı olmak tüm anlamını kaybetmiş demektir diyen saldırgan, kendisinin çeşitlilikten yana olduğunu da iddia ediyor.
MANİFESTODA DİKKAT ÇEKENLER
Camilere yapacağı saldırıyı önceden aşırı sağcı sitelerde paylaşan ve saldırıyı canlı yayınla yapan saldırganın kullandığı dil ve yaptığı paylaşımlar, saldırganın internet üzerinden radikalize olduğunu gösteriyor.
Kendisinin Yahudi düşmanı, Nazi veya Neo-Nazi olmadığını ifade eden saldırgan, İsrail'de yaşayan bir Yahudi benim düşmanım değildir derken, Gerçek Nazilerin 60 yıldır önemli bir siyasi güç olmadığını savunuyor.
İlk kez faşist denilen bir insan gerçekten de bir faşist, bunu gazetecilerin çok seveceğine eminim diyen saldırgan, manifestosunda siyasi ve toplumsal olarak değerlerine en yakın ülkenin Çin Halk Cumhuriyeti olduğunu iddia ediyor.