Artık kimse bu saatten sonra ucuz sebze ve meyve beklemesin, bu hayale kaptırmasın kendini diyen Özdemir şöyle yazdı:
-Hızla artan ülkemiz nüfusu ve gıda maddeleri gereksinimindeki artış ve kişi başına düşen ekilebilir alanların azalması etkili oldu.
-Tarım arazilerinde bugün lüks villalar ve siteler yapılmış durumda.
-Gübre, tarım için olmazsa olmaz! Türkiye ürettiği gübrenin yüzde 90'a yakın bir ham madde bölümünü ithal ediyor. Hem dövizin artışı hem de uluslararası ham madde fiyatlarının artışı gübre fiyatlarını adeta uçurdu. Bu da tarımda girdi maliyetinin patlamasına neden oldu.
-Teşvik yerine ithalata ağırlık verilmesi. Türkiye, 2010 yılından sonra tarımda çözüm olarak hep ithalatı gördü. İlk hatayı hayvancılıkta yaptı. Artan et fiyatlarını kontrol altına almak için Uruguay ve Sırbistan gibi ülkelerden canlı ve kesilmiş hayvan ithalatına başladı. O gün bugündür tarımda ithalat devam ediyor. O dönem ithalatın başlamasıyla birlikte çiftçiler üretimi bıraktı, çünkü ithalat ile baş etmeleri mümkün değildi.
Sonuç olarak Türkiye bugün, boğazından geçen her lokmanın yarıdan fazlasını ithal eden bir ülke haline geldi.