Hürriyet'ten Aziz Özen'in haberine göre, Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde ifade veren Ş.Y. ise olayı şöyle anlattı:
"24 Kasım 2018 günü İstanbul Kozyatağı'nda yürürken karşımdan gelen sanık Hakan Demir 'Selamın aleyküm' diye selam verdi ve elini uzattı. Ben de kabalık olmasın diye tokalaştım. 'Din dostum' diye konuşmaya başlayıp 'Yoksullar için soba kuruyorum, bir soba 180 lira' dedi. O gün cebimdeki 80 lirayı kendisine verdim. Bu paranın yetmeyeceğini söyledi. Evde biraz para olduğunu söyleyince benimle birlikte evimize geldi. Sokakta bekledi. Yukarıya çıkıp 300 lira alıp aşağı indim ve kendisine verdim. Telefon numaramı isteyince numaramı da verdim. Aradan birkaç gün geçtikten sonra beni gizli numaradan aradı. Telefonda yine bana 'Selamın aleyküm dost' diye hitap etti. İlk tanıştığımız gün Hakan'ın 'Hızır Aleyhisselam' olduğunu düşünmüştüm. Konuşması ve sohbeti beni çok etkilemişti ve içten gelmişti. Ayrıca yolda bir anda karşıma gelmişti. Bana yine soba kurmak istediğini söyleyerek 'Annenin ziynetleri var, onları bana getirebilir misin?' dedi. Benim olmayan bir şeyi getirmemin doğru olmadığını söyleyince 'Cenab-ı Hak buyuruyor dost, Allah yerine koyacak' deyip telefonu kapattı.
"Hakan Demir 3 gün sonra aradı ve ne yaptığımı sordu. Bulamadığımı söyleyince beni Erenköy'e çağırdı. Buluştuktan sonra bir süre yürüdük. Bana 'Telefonu sat, bir soba daha yakalım' dedi. Ben de oradaki bir telefon dükkânına telefonumu 300 liraya sattım ve parayı kendisine verdim. Ayrılırken bana bir telefon numarası daha verdi ve 'Bana ulaşmak istersen bu numarayı ara ve -Hızır'ım orada mı?- diye sor' dedi. Yine benden ziynet eşyası bulmamı istedi ve 3 gün süre verdi. 2 gün sonra kendisini aradım ve buluştuktan sonra 2 çift küpe ile bir altın kolyeyi kendisine verdim. Yanından ayrılırken bana 'Yolda birisi ile karşılaşacaksın, o senden yardım isteyecek, ona yardım et' dedi. Eve gittim ama kimse ile karşılaşmadım. Telefonla aradığında kendisine bunu söyleyince bana 'O zaman senin gönül gözün açık değil' dedi. Birkaç gün sonra tekrar beni aradı ve '12 parça ziyneti daha tamamlayamadın' dedi. Ben de satranç turnuvasından kazandığım ve bankada duran 4 bin 170 lirayı çektim. Ayrıca evde annemin 11 küpesi ile bir zincirini de alıp Hakan'a verdim. Bir hafta sonra ailem durumu fark edince birlikte karakola gidip şikâyetçi olduk. Sanık Hakan'a verdiğim nakit para ve altınların toplam değeri yaklaşık 60-70 bin lira civarındadır.
"Şikâyette bulunduktan sonra 3-4 gün sonra Hakan Demir yeniden aradığı ve '12 tane kurban kesilecek. 12 bin lira lazım, bulabilir misin?' dedi. 'Tamam' dedim ve hemen polisi aradım. Aradan birkaç gün geçtikten sonra Hakan beni yine gizli numaradan aradı. Parayı bulduğumu söyledim. Buluşmak için Ümraniye Modoko'ya gittim. Polisler de etrafta tertibat almıştı. Hakan benim kendisine 'Hızır' olarak inandığımı bildiği için bana 'Başka suretle gelebilirim' demişti. Ben beklerken, daha sonradan Hakan'ın babası olduğunu öğrendiğim Eyüp isimli şahıs geldi. Polisleri fark edince kaçmaya başladı. Ancak polisler onu yakaladı. Polisler cep telefonuna baktıklarında son aramalarda benim cep telefon numaramı görmüşler. Daha sonra Hakan'ı da yakalamışlar. Bana gösterince kendisini teşhis ettim. Sanıklardan şikâyetçiyim."
Mahkeme heyeti, Ş.Y.'yi hayatlarında ilk kez gördüklerini söyleyen Eyüp Demir ve Hakan Demir'in tutuklanmalarına karar vererek duruşmayı erteledi.