Fethullah Gülen AYM'ye başvurdu!
17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasının ardından Fethullah Gülen'e yönelik 'hakaret ve iftira' içerikli olduğu öne sürülen haberlere ilişkin hukuki mücadele Anayasa Mahkemesi'ne taşındı
2020-08-11 06:40:55 Güncelleme: 2021-09-05 00:13:37
Fethullah Gülen, kendisine ve Gülen cemaatine yönelik 'ağır hakaret ve iftira içerikli yayınlar yaptığı' gerekçesiyle 'Medyagundem.com' isimli internet sitesi hakkında Anayasa Mahkemesine başvurdu. Avukatı aracılığıyla iletilen dilekçede, bu yayınlarda masumiyet karinesinin ihlal edildiği belirtildi.
Gülennin avukatı Nurullah Albayrak tarafından yapılan başvuruda, bu haberlerle Anayasanın ihlal edildiği ve iftiralara karşı yargı yolunun tükendiği belirtildi. Mahkemelere yapılan en tabii hakkımızın kullanılmasına, yazının basın hürriyeti kapsamında değerlendirilmesi gerektiği gerekçesi ile ret kararı vermiştir. denilirken nefret söylemi teşkil eden somut ifadelerin ifade özgürlüğü kapsamında olmadığı vurgulandı.
Fethullah Gülen, avukatı Nurullah Albayrak aracılığıyla 'medyagundem.com' internet sitesinde 25 Mart 2014te yayınlanan bir haberin yayınının durdurulması için Ankara 5. Sulh Ceza Mahkemesine başvurmuştu. Mahkeme, başvuruyu basın özgürlüğü gerekçesiyle reddetti. Bunun üzerine avukat Albayrak, Asliye Ceza Mahkemesine itiraz dilekçesi verdi. Ancak Ankara 20. Asliye Ceza Mahkemesinin de itirazı reddetmesi üzerine iç hukuk yolları tüketildi. Bunun üzerine AYMye bireysel başvuru seçeneği gündeme geldi.
Ankara 5. Sulh Ceza Mahkemesi aracılığıyla AYMye sunulan bireysel başvuruda, haberle Anayasanın 38. maddesindeki suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar kimse suçlu sayılamaz ve suçların şahsiliği ilkelerinin ihlal edildiği vurgulandı. Başvuruda, Müvekkilim hakkında bir soruşturma olmamasına rağmen yurtdışında operasyon yapmak suçlamasında bulunulması masumiyet karinesinin ihlal edilmesine neden olmuştur. denildi.
AYMye yapılan başvuruda, yayınlarda ve meydanlarda kullanılan dilin nefret söylemi boyutuna ulaştığı vurgulandı. Bu söylem tarzının ifade özgürlüğü boyutunda olmadığı ve engellenmesi gerektiği açık olmasına rağmen, mahkemenin basın özgürlüğü kapsamında değerlendirme yapması doğru olmamıştır. denilerek, mahkeme kararının yanlı olduğunun altı çizildi. Başvuruda, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin nefret söylemi tanımı ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararlarına atıf yapıldı. Başvuruda, Anayasada yer alan masumiyet karinesine riayet etmenin sadece mahkemeler için değil diğer kişi ve kurumlar bakımından da bağlayıcı olduğu hatırlatıldı ve Adaletin sağlanması amacıyla müvekkilimin Anayasanın 6. maddesinde yer alan haklarının ihlal edilmiş olduğuna karar verilmesini vekil adına arz ve talep ederim. denildi.