KANDİL İLE İRTİBAT KOPTU!

ABD New York’ta bulunan Başbakan Ahmet Davutoğlu, Türkiye’deki gelişmelere ilişkin açıklamalarda bulundu.
Kandil ile irtibat koptu!
2020-08-11 06:40:55   Güncelleme: 2021-09-05 00:13:37    

Başbakan Davutoğlu, bu yıl BM Genel Kurulu’ndaki en önemli gelişmelerden birinin Filistin bayrağının BM önünde göndere çekilmesi olduğunu ifade ederek, “Kasım 2012’de gözlemci devlet statüsü ile kabul edildiği zaman BM Genel Kurulu’nda iki dışişleri bakanı vardı. Ben ‘Filistin Devleti tanınmalıdır’ dedim, Kanada Dışişleri Bakanı ‘Tanınmamalıdır’ dedi. Sayın Abbas, hep bunu söyler, bugün de tekrarladı, ‘Orada bir tek siz vardınız ve bize destek verdiniz’ dedi. Ben o gün yaptığım konuşmada ‘İnşallah bir gün hepimiz BM önünde Filistin bayrağının dalgalandığını göreceğiz, o gün insanlık borcunu ödemiş olacak’ demiştim” diye konuştu. Davutoğlu, yazarlarla söyleşisinde şunları şöyledi;

Almanya Başbakanı Merkel ile görüşmenizde mülteciler konusu görüşüldü mü?

Temelde mülteciler konusunu ele aldık, Suriye konusu nasıl çözülür, bunu konuştuk, terör olaylarını konuştuk. Türkiye ve Almanya’nın mülteciler konusunda bir çalışma grubu kurması kararını aldık. Sonra gerekirse Yunanistan’ı da içine alacağız.

İyi olan taraf şu; biz yıllardır, Suriye krizinin yol açabileceği insani krizlere dikkat çekmek istiyorduk, uluslararası toplum minderden kaçıyordu, bu işi Türkiye’nin üzerine yıkmıştı. Bu gelişmelerden sonra bu külfetin paylaşılması konusu öne çıktı. Türkiye’nin yaptığı fedakârlıkların boyutu anlaşıldı. Bunları Merkel’e söyledim. Mülteciler konusunda son dönemki duyarlılık sebebiyle (Merkel’i) samimi buluyorum. Dayanışma göstermeyen uluslararası toplumla alakalı sıkıntılar var ve bunu BM’deki konuşmamda dile getireceğim. Özel bir çağrıda bulunacağım. Üç ayaklı strateji olması gerekiyor. Yeni mülteci dalgalarına nasıl engel oluruz? Bugün gelinen noktada artık pek çok lider, Suriye’de güvenli bölge oluşturulması noktasına geldi. Öyle olmalı ki hem hava saldırıları hem de DEAŞ saldırıları önlenmeli. Bir de var olan mültecileri nasıl yöneteceğiz?

‘SURİYE’YE 3 ŞEHİR KURABİLİRİZ’

Maddi taahhüt konusunda gelişme var mı, Almanya’nın Türkiye’de toplama kampı projesine nasıl bakıyorsunuz?

AB’den 1 milyar Euro’luk yardım teklifi oldu. “Fonlardan verelim” diyorlar. Bunu kabul etmek istemiyoruz. Bize katılım sürecinde zaten kendisini geliştirmek için verilecek olan parayı yardım gibi sunuyorlar. Biz Avrupa’ya Türkiye’de toplama kampı olmayacağını da söyledik. Bizde şu kapasite var; konteyner kent, hatta daha kalıcı bir şekilde Cerablus/Azez arası boşalsa y100’er bin kişilik 3 şehir kurabiliriz. Biz bunu Van depreminde kurduk. Maliyetini siz (AB) üstleneceksiniz, inşasını biz yapacağız. Türkiye’de toplama kampları gibi bir şeyi kabul etmeyiz. Bu insani de değil. DEAŞ ve rejim tehdidinden arındırılmış güvenli bölge çok önemli. Bu konuda bazı Batılı liderlerde Srebrenitsa travması var, “Ya Srebrenitsa gibi olursa ve biz burayı koruyamazsak” diyorlar. Ben de “Bu korkuyla bu kadar insanı ölüme mi terk edeceğiz?” diyorum.

‘KALICI STATÜKO OLUŞTURUR’

Rusya’nın Suriye’deki tutumu malum; Türkiye’nin tutumunda bir değişiklik var mı?

Bugün Esad Suriye’nin sadece yüzde 14’ünü kontrol ediyor. Suriyelilerin büyük bölümü Esad’dan nefret ediyor. Esad’lı bir çözümün yürümeyeceğine karar verdik ve şu anda da kanaatimizi koruyoruz. Rusya’nın Esad yönetimini desteklemek üzere hava gücü kurması, başka destekler vermesi gerçekten kaygı verici. Bunu Ruslarla konuşuyoruz.

Şu an bir kilitlenme hali var. Geçiş yönetiminde Esad’ın işbaşında olmasının, geçiş yönetimini geçiş yönetimi olmaktan çıkaracağı kanaatindeyiz. Bu durum kalıcı bir statüko oluşturur kanaatindeyiz. Bu konuda kanaatimiz değişmedi.

ABD’liler Esad’ın kalmasını istiyorlar mı?

İlginç bir şey, “Esad ile reform yapalım” dediğimiz günlerde ABD Esad’ı tümüyle reddediyordu, son gittiğimde 2 haftalık süre istedik, “Esad’ı hemen gayrimeşru ilan etmeyin” diye. DEAŞ ortaya çıktıktan sonra, ABD’de “Esad’ı da bu mücadelede kullanabilir miyiz?” kanaatinin yaygınlaştığını gördük ama bir kötülük başka kötülükle izale edilemez. Esad’ın bir suçlu olduğunu ve gitmesi gerektiğini ABD’liler söylüyor.

‘DENGELER İÇ İÇE GEÇTİ’

PYD konusunda Türkiye ile ABD farklı mı düşünüyor?

PYD nihai kertede silahlı gücünü ve insan unsurunu Kandil’den alıyor. Bu açık bir irtibat. Kürt siyasi hareketi anlamında Barzani ile rekabet halinde, bir kuşak oluşturma gayreti var. PYD’nin tavrı değişene kadar PYD’yi de PKK’yla aynı çizgide görürüz.

ABD’lilerin de ilkesel bir tavır almasını bekleriz. DEAŞ’a karşı El Nusra da çarpışıyor, bu durum El Nusra’yı meşru kılıyor mu? DEAŞ ile savaşmak PYD’yi de meşru kılmaz. PYD’nin PKK ile ilişkisi devam ediyor. Süleymaniye’den Lazkiye’ye kadar olan hatta bütün dengeler iç içe geçmiş durumda. Öncelikle biz Türkiye’nin çıkarlarını koruyacağız. Türkiye dışında da Kürtleri PKK’nın insafına terk etmeyeceğiz. Bu kuşakta etnik ve mezhebi çatışmaları minimize edip Türkiye’nin önündeki riskleri azaltmaya çalışacağız.

Güvenli bölge konusunda hangi aşamadayız?

Güvenli bölgenin kurulmasının tek yolu Özgür Suriye Ordusu’nun ılımlı unsurlarının güçlendirilmesi, takviye edilmesi. Bunun için yoğun bir çaba var. Biz, sınırlarımızda DEAŞ’ı da görmek istemiyoruz, Suriye rejimini de. Suriyeli Kürtlerle bir problemimiz yok. Suriyeli Kürtler, Iraklı Kürtler gibi Türkiye’nin gerektiğinde her türlü merhametine, yardımına mazhar olan akraba topluluklardır. Bu anlamda Türkmenlerden farkları yok. Fakat Kürtlerin PKK ile irtibatlı olmasını da kabul etmeyiz.

PKK ve PYD ayrışabilir mi?

Bunu şimdi mümkün görmüyorum. PYD insan kaynağını PKK’dan alıyor. Eğer 2013 Mayıs’ta söz verdikleri gibi PKK unsurları sınır dışına çıkarsa ve silahı tümüyle devre dışına bırakırlarsa tablo değişir PYD ile ilgili. Yoksa şu an insan kaynağı ve mühimmat itibarıyla PKK ve PYD’nin ayrıştırılabileceği bir durum yok.

‘23 TEMMUZ HEDEFİNE ULAŞTIK’

Bir konuşmanızda “Terörün belini kırdık” dediniz. Bunu biraz açar mısınız?

23 Temmuz itibarıyla teröre karşı başlattığımız huzur ve demokrasi operasyonlarında çok ciddi mesafeler alındı. 3 örgüte karşı; DHKP-C, PKK, DEAŞ’a karşı operasyona başladık. Önce Kuzey Irak’taki kampları hedef aldık, lojistik koridorlar tahrip edildi. İçeride yürütülecek mücadelenin altyapısı hazırlandı. Kritik operasyonlar yapıldı, kendilerince ‘şehir gerillalar’ı olarak nitelendirdiklerinin etkisi minimuma indi. İkincisi şehir etrafında “Mezarlık” diyor, yanına da cemevi yapmış. Varto’da o güya mezarlık için yapılan yerlerde her türlü silah yakalandı, bir de kaçırılan rehine çocuk kurtarıldı. Bu yapılanmaların hepsi teker teker yıkılacak. Kırsal operasyonlar sonunda birçok yerde, örneğin Ağrı’da çok ciddi sonuçlar elde edildi. Ben Yüksekova’ya onun için gittim, askerlerle birlikte olmak için. 23 Temmuz’da bana verilen brifingde tayin edilen hedeflere ulaştık.

Kandil, kırsal kesim, mezarlıklar adı altındaki yapılar vs. ile şehir arasındaki irtibatları kopardık. Diyarbakır’dan kaçırılan bir grup gencin Kandil’e ulaşması mümkün değil artık. Kandil’de eğitilip Türkiye’ye gelmesi de mümkün değil. Geçenlerde PKK’lıların “Artık insan kaynağı bulamıyoruz” diye yakınmaları boşuna değil. Ama en önemlisi ve PKK’yı en fazla şaşırtan şey, halk harekete geçmedi. Terör örgütü bekledi ki halk kendilerine destek olacak, kitlesel destek verecek. Aksine halk, bu operasyonlara ya açık bir şekilde ya da zımni olarak susarak destek verdi. Bizim için en önemli gösterge bu. Sokağa çıkması için kitleleri tahrik ediyorlardı fakat birkaç yüz kişi dışında sokağa çıkan olmadı. Bu bizim için operasyonun sivil tarafı açısından çok önemli bir gösterge.

Şu ana kadar PKK’lıların saldırıları sonucu olanların dışında hiç sivil kayıp olmadı hamdolsun. Diyarbakır’da Ulu Camii’de bayram namazında birkaç bin kişi geçti önümden, musafaha ederek, onlarcası eğilip kulağıma dediler ki: “Allah razı olsun, Allah devlete millete zeval vermesin, devam edin, Allah yardımcınız olsun...” Atmosfer bu. Halk PKK’nın baskısından mustarip. Halk operasyonlara destek verdi. PKK’nın beli kırıldı, bu sebepten tek tek fevri hamleler yapıyorlar. Entegre bir saldırı yok.

‘NİTELİKSEL DÖNÜŞMEYİ HEDEFLİYORUZ'

Seçim beyannamesi... Terörle mücadele dışında gündeminiz neler? Yeni vaatler var mı?

Yeni seçim beyannamesini 4 Ekim’de açıklayacağız. Bir reform ayağı var, bir geniş kitlelerle ilgili vaatler var, mega projeler var. Sağlıkta hastane kapasiteleri ağırlıklı olarak değil de daha çok nitelik artırımı söz konusu olacak. Ar-Ge çalışmaları artacak. Niteliksel bir dönüşme geçirme söz konusu olacak. Kurlardaki olumsuz yöndeki değişim Türkiye’nin ihracatını pozitif etkiliyor ama kişi başına gelir mukayeselerinde geriye gidiş anlamına gelebilir bu. Bütün bunları tekrar bir dengeye oturtma çabası var. Muhalefetten bizim farkımız; biz 2 Kasım’ı düşünürüz. Tıpkı 7 Haziran’da 8 Haziran’ı düşündüğümüz gibi. 7 Haziran genel seçimleri sonrasında oluşan tablo şu: Ne olursa olsun AK Parti iktidarı dışında bir denklem olmayacak. Negatif söylemlerle netice alınabilir ama bu negatif söylemler üzerinden bir hükümet oluşturulamıyor, bu görüldü.

‘GRUPLAŞMAYA MÜSAADE ETMEM’

Kongre ve MKYK sürecinde sizinle Sayın Cumhurbaşkanı arasında bir problem varmış algısı oluştu.

Muhalefet partilerinin bütün dikkatini benimle Cumhurbaşkanı’mız üzerine yoğunlaştırmaları, bütün enerjilerini “İhtilaf olur mu?” meselesine ayırmaları muhalefet açısından bir acziyet göstergesidir. Kendi işlerine bakmalı muhalefet. MKYK, MYK ve aday listelerinin belirlenmesi süreçleri doğal seyrinde gelişti. Ben AK Parti’nin tamamını bir ekip bilinci içerisinde yönetiyorum. AK Parti’de gruplaşmalara müsaade etmem.

‘ANKETLER 43’ÜN ALTINDA DEĞİL’

7 Kasım seçim sonuçlarına göre seçmen tercihlerinde değişim var mı? Anketlerden ne gibi rakamlar geliyor?

Anketlerde AK Parti’den kayan oyların geri döndüğüne dair işaretler var. Değişik anketler var. Hiçbirisi yüzde 43’ün altında değil, yüzde 44 olan var... Yani trend değişmeye başladı. Mesele oy oranı değil de Meclis’e 4 partinin girmiş olması. Geçmişte daha az oy oranı ile daha fazla milletvekili çıkarılıyordu. Şu anda daha olumlu bir trend var. Gelen her anket sonucu, bir öncekinden daha iyi bizim açımızdan.

Haber Türk

Foto Galeri Videolar Son Dakika Haberler Video Kategori Foto Kategori Vehaber İletişim Künye Şikayet Menü