KILIÇDAROĞLU: BEDEL ÖDENECEKSE, O BEDELİ İLK BEN ÖDEYECEĞİM

'Şimdi 4. devrimi yapacağız. 4. devrimi yapmamız için Cumhuriyeti tam demokrasiyle taçlandırmamız gerekiyor'
Kılıçdaroğlu: Bedel ödenecekse, o bedeli ilk ben ödeyeceğim
2020-08-11 06:40:55   Güncelleme: 2021-09-05 00:13:37    

Partisinin grup toplantısında konuşan Kemal Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satır başları şöyle:
"Son bir yılda verdiğimiz şehit sayısı 800'ü aştı. Kıbrıs harekatındaki şehit sayımız 498"

"Anneler çocuklarını askere gönderirken hangi duygularla gönderdiğini biliyor musunuz? Eğer gencecik çocuklarımız şehit olup babaları tarafından toprağa veriliyorsa en büyük acıyı bu ev yaşıyordur. Hepimizin ama hepimizin duyarlı olması lazım. Son bir yılda verdiğimiz şehit sayısı 800'ü aştı. Kıbrıs harekatındaki şehit sayımız 498. Kıbrıs harekatında 498 ama terör olayında biz 800'ü aşkın şehit verdik ve üstelik bu askerler güle oynaya vatan savunması için giderken askere umutla dönüşü bekleniyordu hepsinin.
"O KHK'yı düzeltmek bizim boynumuzun borcudur"

"Şu soruyu bütün annelerin kendisine sormasını isterim; PKK terör örgütüyle kim masaya oturdu? Meşru bir hükümeti bir terör örgütüyle muhatap etmeyin diye, kim İmralı'da bunlarla masaya oturduysa sorumlu onlardır. Şehirler cephaneliğe dönüştürüldü. Tonlarca patlayıcı yerleştirildi, valilere, kaymakamlara 'Sakın bunlara dokunmayın' dendi. Güvenlik güçleri müdahale etmek istediler, bu talimatı kim verdiyse sorumlu da onlardır. Bunun hesabını her annenin kendisine sorması lazım. Ben soruyorum, ama şehidi olsun olmasın büyün annelerin bunu sorması lazım. PKK vergi daireleri, mahkemeler kurdu, askerlik şubeleri kurdu ses çıkarmadılar. Onun bedelini şimdi şehitlerimiz ödüyor. Analar ağlamasın diye bas bas bağırdılar PKK'ya en büyük yardım ve yataklığı bunlar yaptılar. Şimdi şehitlerimiz arasında ayrım yapıyorlar, insanlığa sığmaz bu. Şehirler arasında ayrım olur mu? 15 Temmuz şehitlerine fazla para verilecek, dağda PKK ile çarpışanlara daha az verilecek. Böyle bir ahlaksızlık olabilir mi? O KHK bu Meclis'e gelecek, o KHK'yı düzeltmek bizim boynumuzun borcudur. Aramızda gazi arkadaşlar var, hükümet onları gazi saymıyor ama biz sayıyoruz. Şimdi anneler diyecek ki nasıl gazi sayılmıyor bunlar, bir dernek kurmuşlar, terörle mücadele sırasında yaralanıp gazi sayılmayanlar derneği. Yani çatışıyorsun, yaralanıyor.
"Kalbimde kurşunla yaşıyorum"

"Başkanının bana yazdığı mektup şöyle:

1999 yılında Tunceli'de askerlik yaparken teröristlerle girdiğimiz çatışmada yaralandım. Kalbimde kurşunla yaşıyorum. Alınırsa felç olacağımı söylediler ama gazi sayılmıyorum. Gazi sayılmam için devlet benden uzuv kaybı bekliyor. Çatışmada parmağı kopan arkadaşlarımıza da vermiyorlar, en az üç parmağın kopması gerekiyormuş. Arkadaşımızın birinin yüzde 95 görme kaybı var, yüzde 100 olması gerektiği için ona da vermediler. Birçok arkadaşımızın bedenen çalışamaz raporu var ama unvan alamıyoruz. Yaklaşık 10 bin kişi var, istediğimiz gazilik maaşı değil gururla göstereceğimiz gazilik madalyası."

"Gazi olamazsınız diye unvan vermeyen hükümet, kendi çocuklarının tırnağı kırılsa ne yapar? diye soruyorlar. Sizin hakkınızı sonuna kadar savunacağız, bağımsız Türkiye için alın teri döken, terörle mücadele eden askerimizi her zaman saygıyla her zaman şükranla anacağız. Size bizim minnet borcumuz var.
"29 Ekim'de bütün kavşakların hafriyat kamyonlarıyla kesildiğini gördüm"

"Değerli arkadaşlarım geçen hafta cumhuriyetimizin 93. yılını kutladık. Birinci meclisten Anıtkabir'e yürüyelim diye program yapmıştık arabayla gittiğimde bütün kavşakların hafriyat kamyonlarıyla kesildiğini gördüm. Bundan daha büyük bir ayıbı Türkiye Cumhuriyeti yaşamamıştır, niye hafriyat kamyonu? İnsanın onuruyla bu kadar oynanmaz. Ki Cumhuriyet, cumhuriyeti kuranlar tüm mazlumlara örnek olmuştur. Sadece savaşta değil, cumhuriyetiyle de örnek oldular. Cumhuriyet bir aydınlanmadır, kimsesizlerin kimsesidir. Cumhuriyet, reisin kulu kölesi olmak değil Türkiye'nin özgür bireyi olmak demektir. Cumhuriyeti irfanı hür ve fikri hür insanlar yetiştirsin diye sahipleniyoruz. Cumhuriyet aynı zamanda fırsat eşitliği demektir, kimseye imtiyaz tanınamaz der cumhuriyet. Biz bu ülkede yaşan tüm yurttaşları aynı gözle göreceğiz, hiç kimseyi ötekileştirmeyeceğiz. Cumhuriyetin temel felsefesi budur. Cumhuriyet aynı zamanda eğer tam demokrasi ile taçlandırılmazsa iç boş bir cumhuriyet demektir. Tam demokrasiyle taçlandırdığımızda bizim anladığımız cumhuriyet olacaktır. Hepimizin ortak mücadelesi gerekiyor, kadın - erkek eşitliği için, medya özgürlüğü için, üniversitelerin özgürlüğü için, hep birlikte mücadele etmemiz lazım ve Türkiye'deki mevcut darbe hukukunu, darbe hukukundan arındırmamız gerekiyor. Bunu yaptığımız zaman saygın bir ülke konumuna gelmiş olacağız.

"Şimdi 4. devrimi yapacağız. 4. devrimi yapmamız için Cumhuriyeti tam demokrasiyle taçlandırmamız gerekiyor.

''Sayın Bahçeli’ye de söylüyorum. Başkanlık sistemi Türkiye’yi bölme projesidir. Başkanlık sistemini Öcalan da istiyor. 2013’te bunu hükümet yetkililerine söylüyor. Sayın Bahçeli’ye söylüyorum. Hepimizin sorumluluğu var. PKK’yla 10 dakikada barışırlar. Herkesin kandırdığı bir adam cumhurbaşkanlığı yapamaz.

Foto Galeri Videolar Son Dakika Haberler Video Kategori Foto Kategori Vehaber İletişim Künye Şikayet Menü