İngiltere'de 'AB'ye hayır' diyenler kazandı! AB'den çıkılacak mı?

Birleşik Krallık'ta Sandığa giden 33 milyon seçmenin yüzde 52'si AB'den ayrılma yönünde oy kullandı.
İngiltere'de 'AB'ye hayır' diyenler kazandı! AB'den çıkılacak mı?
2020-08-11 06:40:55   Güncelleme: 2021-09-05 00:13:37    

Birleşik Krallık'ta dün yapılan referandumda seçmenler ülkenin Avrupa Birliği'nden (AB) ayrılmasına karar verdi.

Birleşik Krallık'ın AB'den çıkıp çıkmamasını belirleyecek referandumda, şu ana kadar yapılan sayımlara göre yaklaşık 33 milyon seçmen toplam 382 seçim bölgesinde sandık başına gitti.

AB'den çıkma yönünde oy kullanan 17 milyon seçmen yüzde 52'lik oy oranını yakaladı. Tercihini birlikte kalmaktan yana kullanan 15 milyon 812 bin seçmenin oy oranı ise yüzde 48'de kaldı. İki taraf arasında 1 milyondan fazla oy farkı oluşurken, kalan 5 seçim bölgesindeki oylar referandumun sonucunu değiştirmeyecek.

Tarihi referandumda İngiltere ve Galler'de birlikten ayrılmayı isteyen, İskoçya ve Kuzey İrlanda'da ise AB'de kalmak isteyen seçmenlerin tercihi öne çıktı.

İngiltere'nin AB'den çıkması yönündeki oyların önde gitmesi nedeniyle İngiliz sterlini değer kaybetmeye devam etti ve 1985 yılından bu yana dolar karşısında en düşük seviyesine indi. İlk sandıkların açılmasının ardından birlikten ayrılma oyları öne geçince sterlin-dolar paritesi 1.43'e gerilemişti.

Birleşik Krallık genelinde belirlenen 382 bölgede başlayan sayım işleminin ardından referandumun resmi sonucu Manchester kentindeki belediye binasında açıklanacak.


Resmi olmayan sonuçlara göre, İngiltere halkı, Avrupa Birliği'nden çıkış yönünde karar verdi. Böylece en az iki yıl sürmesi beklenen zorlu pazarlık sürecinin başlayacağı belitiliyor.

HT Business'ın haberine göre, bundan sonra olabileceklerin kısa bir yol haritası şöyle:
David Cameron hemen istifa eder mi?

Mümkün; ancak muhalifler bile ani bir istifa daha fazla istikrarsızlık getireceğinden Cameron'ın en azından bir-iki ay daha görevde kalmasını istiyor. Oylama günü Brexit yanlısı Muhafazakar Parti milletvekili başbakana bir mektup yazarak sonuç ne olursa olsun istifa etmemesini istemişti. Yani Cameron AB'yle müzakereler başlayana kadar kalabilir.
Bir sonraki adımda ne olacak?

Cameron, AB anlaşmasının 50. maddesi kapsamında birliğin diğer liderlerine ayrılık sürecini başlattığını söyler söylemez çıkış pazarlıkları da başlayacak. Pek çok lider Cameron'ın süreci bir an önce başlatmasını istiyor. Hatta 28 Haziran'da Brüksel'de yapılacak olan liderler zirvesi bunun için iyi bir fırsat olarak görülüyor. Ancak İngiliz milletvekilleri gelecek sürecin nasıl yönetileceğine karar vermek için sürenin mümkün olduğunca uzamasını isteyebilir.

Her iki koşulda da diğer liderler İngiltere'nin AB'yle nasıl bir ilişki kurmak istediğini bilmek isteyecek. bu kapsamda maliye bakanları da acil bir zirve yapabilir.

Madde 50 devreye sokulur sokulmaz İngiltere'nin bloktan çıkmak için ik senesi olacak. Analistler, bu sürenin kompleks ticaret anlaşmalarının nasıl düzenleneceğine karar vermek için yeterli olmayacağını, İngiltere çıksa bile müzakerelerin devam edeceğini düşünüyor.
Müzakereleri kim yönetecek?

Cameron'dan sonra gelecek kişi muhtemelen Brexit kampanyasının önde gelenlerinden biri olacak. Eski Londra Belediye Başkanı Boris Johnson veya Adalet Bakanı Micheal Gove bunlardan bazıları. Bu tarz bir liderin varlığı AB hükümetlerinin de duruşunu sertleştirecektir. Referandum sonrası genel seçime gidilmesi ve AB'yle müzakere edecek yeni bir hükümet oluşturulması da mümkün.
İngiltere nasıl bir anlaşma istiyor?

Bu konu hala belirsiz. Ayrılık yanlıları da kampanya süreci boyunca bu soruya net bir yanıt verebilmiş değil. Yatırımcılar ve yöneticiler için de özellikle üç konu önemli olacak: Nasıl bir anlaşma 575 milyar dolarlık AB-İngiltere ticaretini düzenleyecek? İngiliz şirketler hangi şartlarla AB'nin 13,6 trilyonluk pazarına erişebilecek? Ve İngiltere'deki bankalar AB'nin geri kalanıyla iş yapmaya devam edebilecek mi?

Bu noktada üç farklı seçenek var:

NORVEÇ MODELİ:  İngiltere Avrupa Ekonomik Bölgesi'nde kalarak AB piyasasına erişimini devam ettirebilir ve işçilerin serbest dolaşımını sağlayabilir. AB bütçesine katkıda bulunmaya devam da edebilir. Bankalar AB'deki müşterilerini kaybetmeyecekleri için bu modeli tercih ediyor.

YENİ ANLAŞMA: Ticaret imtiyazlarını belirleyecek yeni bir anlaşma yapılabilir ancak İngiltere'nin pazara ne kadar erişimi olacağına karar verecek bir düzenleme yapmak yıllar sürebilir. AB'nin Kanada'yla ticaret anlaşması konusunda anlaşması 7 yıl sürdü ve hala imzalanmış değil.

DTÖ KURALLARI: Dünya Ticaret Örgütü'nün kurallarıyla hareket etmek yeni ve karmaşık bir anlaşma yaratma sürecinden kurtarabilir. Ancak bu durumda ne AB ne de başka bir ülkeyle ayrıcalıklı bir ilişkisi kalmaz.
Avrupa Birliği ne teklif edebilir?

Bu noktada ülkelerin iç siyasi dengeleri belirleyici olacak. Helsinki'den Atina'ya liderler İngileter'ye imtiyazlı pazar erişimi vermek istemeyecektir, çünkü bu durum diğer ülkelerde de AB karşıtı hareketleri cesaretlendirebilir.

Verilen tepkinin iki kutupta gerçekleşmesi bekleniyor. Pragmatik Alman yaklaşımı muhtemelen İngiltere'nin büyük bir ticaret ortağı olarak kalması gerektiğini söyleyecektir. Fransızların başına çekeceği diğer grup ise çıkışın kolay olmaması gerektiğini ve dışarıdaki ülkelerin üyelerle aynı şartlara sahip olmaması gerektiğini söyleyecektir.

Foto Galeri Videolar Son Dakika Haberler Video Kategori Foto Kategori Vehaber İletişim Künye Şikayet Menü